Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS)’nin 1. reaktörüne ait temelin tamamlandığı dün Rosatom tarafından duyuruldu.
Dün yaşanan diğer bir gelişme ise Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki katılım müzakerelerinin askıya alınması önerisinde bulunan kararı, Strasbourg'da dünkü genel kurul oturumunda kabul edilmesiydi.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına rağmen, Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ESPOO) Sözleşmesi’ni imzalamamış olması da insan hakları, basın özgürlüğü, diğer hak ve özgürlükleri ihal etmesine ilaveten, Avrupa Birliği ile gerilimi arttıran bir faktör.
Peki, Akkuyu NGS’nin yeni yöneticisi Anastasia Zooteva Akkuyu Projesi’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA)’nın güvenlik standartlarını ve gerekliliklerini sağladığını iddia ederken sözlü taahhütler nükleer santral gibi riskli projeler için yeterli mi?
Dün Rosatom yetkilisinin yaptığı açıklamaya göre, Akkuyu NGS Projesi’nin en önemli aşaması için 17 bin metreküp betonun kullanıldığı kısım geçen hafta 8 Mart’ta tamamlanmış bulunuyor. Yetkilinin sözlerine göre bir sonraki adım ise reaktör binasının inşaatı. Buna göre reaktör binasının dış ve iç duvarların inşaatının ardından acil durum kontrol odasının bulunacağı binanın inşaatına başlanacak.
Akkuyu NGS, 2010 yılında Türkiye ve Rusya ile hükümetleri arasında imzalanan bir anlaşmayla dünyanın ilk inşa et-sahiplen-işlet (build-own-operate) prosesine tabi olarak Rusya tarafından işletilmesi planlanan bir nükleer santral ve geçen sene üretim lisansını aldı. Rusya Devlet Başkanı Putin’in temel atma törenine uzaktan katıldığı Akkuyu’da bir süredir reaktör inşaatına dönük hazırlıklar yapılmaktaydı. 2015 yılında Akkuyu Nükleer Santrali’nin Uluslararası Atom enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından sert eleştiriler almış olan ve bu nedenle içeriği kamuoyundan sır gibi gizlenen ancak, ortaya çıkınca da eleştirilerin dikkate alınmadığı Akkuyu NGS Projesi’ nin yöneticisi de geçen haftalarda değişti. Türkiye’de Rus Devleti tarafından işletilecek santralin yeni yöneticisi olarak atanan Anastasia Zooteva, bugüne dek yapılan işlerin IAEA güvenlik standartlarını ve gerekliliklerini sağladığını ifade etti.
Ayrıca Akkuyu NGS’nin ikinci reaktörü için de geçen senenin Kasım ayında inşaat izni alındı. Yine Rosatom yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre çalışma prosedürünü ilgilendiren mühendislik çalışmaları hazırlanmakta ve tamamlanınca nükleer adanın güvenliği dışındaki tüm reaktör tesis faaliyetlerine başlanacak. Dolayısıyla Akkuyu NGS’nin ikinci reaktörünün inşaatı için de lisansın bu sene içinde alınacağı ifade ediliyor. Böylece inşaatın başlaması için sene boyunca hazırlıklara devam edilecek.
Diğer bir gelişme ise Akkuyu NGS’de kullanılması planlanan reaktörlere ilişkin. Zira Akkuyu NGS için tayin edilen reaktör modelinin ilki VVER 1200/392M basınçlı su reaktöründen (PWR) 1114 MW kapasiteli Novovoronezh 7’nin tamamlanmasının ardından, geçen ayın 25’inde Novovoronezh 2’nin AES-2006 dizaynı olan VVER-1000 tipindeki ikinci reaktörünün de tamamlandığı öğrenildi.
Novovoronezh 2’nin birinci ünitesi ise 5 Agustos 2016 tarihinde tamamlanmış ve 27 şubat 2017de enerji üretimine başlamıştı. Rosatom’un iştirak şirketlerinden Rosenergoatom’dan yapılan açıklamaya göre Rusya’nın güneybatısındaki Novovoronezh 2’ye yakıt yüklemesi geçen ay 24 Şubat’ta tamamlanmış bulunuyor.
Diğer taraftan Yeşil Gazetede dün çıkan haberde belirtildiği gibi Akkuyu NGS Projesi Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını 109’a karşı 370 oyla oyla kabul eden ve kararlaştıran Avrupa Parlamentosu için sıcak uyuşmazlık konularından birini oluşturuyor. Zira Türkiye, sınıraşan tehditleri ilgilendiren boyuttaki faaliyetlerine dönük olarak çevre etki değerlendirmesinin yapılmasını gerektiren Birleşmiş Milletler Sınıraşan Boyutta Çevresel Etki Değerlendirilmesi Sözleşmesi'ni (ESPOO*) imzalamadı. (PD/HK)
* ESPOO ilk defa 1991 yılında Finlandiya tarfından imza edilmiş ve 1997’den itibaren tüm Avrupa’da geçerliliği bulunan fakat, Türkiye’nin kendi parlamentosunda onaylatmamış olduğu bir sözleşmedir.