YSK’nin “sandık kurullarında usulsüzlük yapıldı ve bu usulsüzlük seçim sonucunu değiştirecek nitelikte” iddiasıyla 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul seçimlerinde yine aday olan AKP’li Binali Yıldırım, dün akşam Habertürk’te Didem Aslan’ın sorularını yanıtladı.
Yıldırım, YSK’nin seçimi iptal için verdiği gerekçeli kararı, 31 Mart’taki usulsüzlük iddialarını ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu ile canlı yayına çıkması yönündeki talepler üzerine konuştu.
TIKLAYIN - YSK Gerekçeli Kararını Açıkladı
TIKLAYIN - YSK Kararına Muhalif Üyeler Ne Dedi?
TIKLAYIN - YSK Gerekçeli Kararına Siyasilerden Tepkiler: Gerekçesiz
TIKLAYIN - Hukukçular, YSK’nin Gerekçeli Kararına Ne Diyor?
Yıldırım özetle şunları dedi:
“Karar, iki uygunsuzluk üzerinden”
“Bizim 19 itirazımız vardı. YSK bunlardan ikisi ciddi görerek seçimin tekrarlanmasına karar verdi.
“Bu konunun ilki sandık kurullarının yasaya uygun olarak teşkil edilmemesi. Bu tek başına yetmiyor, bu sandık kurullarında görevli başkan ve üye olabilir, o sandıkta yapılan işlemlerin seçim sonucunu değiştirecek nitelikte olup olmadığına bakılıyor.
“Bu iki uygunsuzluk, kanunsuzluk hali birlikte olmuşsa seçimi yenilemeye gerekçe olarak YSK karar veriyor. Karar bu şekilde verildi.
“Aradaki fark lehimize yarı oranında azaldı”
“Oylar birbirine yakın. Sayım yaptığımızda düzeltmeler oluyor, geçersizler geçerli hale geliyor.
“İki aday da 4 milyon 150 bin civarında oy almış. Aradaki fark bizim lehimize yarı yarıya azalıyor. 29 binden 13 binlere düşüyor.
“Bana eksik pusula verildi diye beni aradılar”
"Seçim günü beni sürekli aradı insanlar. 'Bize iki tane oy pusulası veriliyor, üçüncü oy pusulasını istediğimiz zaman bazıları verdi bazıları da bitti' diyor. Seçimin ortasında oy pusulası biter mi?
“Ben bunun önemli sayıda olduğunu düşünüyorum. Bunu destekleyen başka şeyler de var.
“Bana gelen telefonlar AK Partili seçmenlerin ağırlıklı olduğu yerler. Seçim esnasında 'Bana iki tane pusula verildi' deniyor.
“Herkesin sandık başında farklı görevi var. Kimisi pusulaları veriyor, kimisi imzaları kontrol ediyor. Kimisi kimlikleri kontrol ediyor. Bunu birisi kafasına koymuşsa fark edilmesi zordur. Fark edilirse 'pardon' der kağıdı uzatır, fark etmedin mi gitti...
“Canlı yayın tartışmasına tek başıma karar veremem”
“(İmamoğlu’yla canlı yayına katılma ihtimali üzerine) Olabilir, bakarız. Benim tek başıma verebileceğim bir karar değil ama prensip olarak olabilir, niye olmasın?
“Tek başıma karar vereceğim dememi partisine soracak diye yayıyorlar, maksatlı yapıyorlar.
“İki kişinin programa katılmasına bir kişi karar verebilir mi, programa katılacak olan iki kişinin karar vermesi gerekir. İki boyutu var. Birinci boyutu iki adayın kabul etmesi. İkincisi kiminle yapılacağı konusunda karar verilmesi."
İmamoğlu olumlu cevap vermişti
Didem Arslan, bundan iki gün önce yaptığı çağrıda Habertürk olarak Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ı “Türkiye'nin Nabzı” programına davet etmiş ve canlı yayında karşılıklı tartışmalarını teklif etmişti.
Ekrem İmamoğlu, Arslan’ın "Gelin özgürce karşılıklı tartışın" teklifine dün düzenlenen Kampanya Koordinasyon Toplantısı’nda olumlu yanıt vermişti:
"Ülkemizin demokrasi tarihine hep birlikte damga vuracağız. Vatandaştan başka kimseden talimat almayacağız. Televizyonda tartışalım mı? Ben vatandaştan talimat alırım. Vatandaş 'Tartışın, konuşun'. Başkası kimden talimat alıyor bilmiyorum. Ben vatandaştan talimat alıyorum.”
TIKLAYIN - İmamoğlu: Sanki Geçici Görevi Değil, Mallarını Kaybettiler
(EKN)