Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla düzenlenen operasyonlar kapsamında 9 Ekim 2018’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan gazeteci Kibriye Evren, avukatları aracılığıyla yaşadıklarını aktardı.
Evren gözaltı gecesi yaşananları şöyle anlattı:
“Kapıyı açmak için kalktım fakat zaten kapı kırılmış bir vaziyetteydi. Kapıda özel hareket timleri bağırıp çağırarak, hakaret ederek silahları üzerimize doğrulttu. Bizi yere yatırıp, sırtımızı basarak kafamıza silahları dayadılar. 2 kişi sırtımıza basarken diğerleri odaları gezdi. Özel timler ‘etraf temiz’ deyip dışarı çıktı o sırada da sivil polisler gelip evi aramaya başladılar. Tüm odaları ‘arama’ adı altında dağıttılar. Haber için kullandığım iki bilgisayarım ile kitaplarım ve telefonuma da el koydular. Bu arada kadın polis tarafından odaya alınarak çıplak aramaya zorlandım. Sözde şahit olarak da evime erkek getirildi. Kadınların kaldığı bir evi basıyorlardı ama bir kadın şahit getirmediler.”
"Gazetecileri haber yapamaz hale getirmek istiyorlar"
Gazetecilik yaptığı için tutuklandığının altını çizen Evren, şunları söyledi:
“Diğer tüm gazeteciler gibi mesleki faaliyetlerimden dolayı cezaevinde olduğumun farkındayım. Mevcut iktidar kendi gibi olmayanı, kendi gibi düşünmeyeni, kendisine şakşakçılık yapmayan herkesi ya ‘terörist’ ilan ediyor ya zor aygıtını kullanarak susturmaya çalışıyor ya da tutuklayarak hakikatin üzerini kapatmaya çalışıyor. Gazetecilerin tutuklanmasında ülkeler arası birinciliği elden bırakmamakta ısrarcı olan mevcut iktidar, tutuklamalarla gazetecileri susturma, dışarıda kalanları ise korku yaratarak bastırmak ve haber yapamaz hale getirmek istiyor.”
"Gazetecilik gerçekleri açığa çıkarınca anlam bulur"
Evren son olarak şöyle söyledi:
“Devlet biz gazetecilerden 3 maymunu oynamamızı istiyor. Halbuki gazeteci toplumun vicdanıdır. Gazeteci hakikati yazmaz, susar ve duymaz ise topluma değil mevcut iktidara hizmet etmiş olur. Özgür ve tarafsız gazetecilik, gerçekleri ve hakikati açığa çıkardığı zaman anlam bulur, toplumsallaşır. Bu toplumsallığa karşı duyulan vicdani sorumlulukla gazetecilik faaliyeti yürütülmelidir. Bundandır ki tüm bu baskılara ve tutuklamalarla toplum şahsında önce gazeteciler susturulmak isteniyor, gazeteci susarsa toplum susar. Gerçeklerden taviz vermeyeceğiz.” (EMK)
*Bu haberi JinNews’den derledik.