Türkiye Dış İşleri Bakanlığı sitesinde İsrail’le ilişkiler şöyle tanımlanıyor: “Türkiye, İsrail’le de karşılıklı çıkarlar temelinde ikili ilişkiler tesis etmiştir”.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 6 Aralık 2017 günü Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bu karar sonrası sert açıklamalar yaptı; en son dün “Bu İsrail terör devletidir, terör” dedi.
Trump’ın açıklamasından bir gün önce Kudüs’ün başken olarak kabul edileceği iddiası gündeme geldiğinde “Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir” demişti
Oysa iki ülkenin tarihine bakıldığında, nasıl bir kriz olursa olsun Türkiye’nin Filistin – İsrail sorununda Filistin yanlısı siyasi söylem geliştirmesine karşın “iyi ilişkilerin” sürdürüldüğü görülüyor.
Mesela İsrail devletinin kuruluşunun ilanının ardından beş Arap ülkesi ordularının İsrail topraklarına girdiği ve ardından müzakere masasına oturmak zorunda kaldıkları süreçte Türkiye, yeni devleti resmen tanıyan ülkeler arasında yer aldı.
İsrail 1948'de kuruldu, Türkiye 1949'da tanıdı
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin topraklarının biri Arap diğeri Yahudi iki devlet arasında paylaştırılması kararını Kasım 1947’de verdi. İsrail resmi olarak 14 Mayıs 1948’de kuruldu.
İlanın üzerinden 24 saat geçtiğinde Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdi. Bu savaş 1949’un ilk aylarında BM arabuluculuğunda Arap ülkeleri tek tek İsrail ile müzakere masasına oturmasıyla sona erdi. Beş Arap ülkesinden sadece Irak masaya oturmadı.
Türkiye, İsrail’i 28 Mart 1949’da resmi olarak tanıdı.
Hemen ardından iki ülke arasında diplomatik ilişkiler başladı. Arap dünyası ile İsrail arasımdaki gerilimli ilişkiler nedeniyle diplomatik ilişkiler yavaş yavaş artırıldı.
Türkiye’nin İsrail’deki ilk diplomatik misyonu bir temsilcilikti ve göreve başlangıç töreni 7 Ocak 1950 tarihinde gerçekleşti.
Elçilik seviyesinde temsilcilik 1950’de Süveyş Kanalı savaşı sonrasında 26 Kasım 1956’da maslahatgüzarlık seviyesine indirildi. Temmuz 1963’te tekrar elçilik seviyesine yükseldi. 1 Ocak 1980 itibariyle Büyükelçilik seviyesine yükseltildi. Ancak 1980 yılında İsrail Doğu Kudüs’ü ilhak etti ve Kudüs’ü başkent ilan edince temsil seviyesi 30 Kasım 1980’de İkinci Katip seviyesine düşürüldü. Diplomatik ilişki 1990’da İsrail - Filistin sorununu ABD ve SSCB’nin desteğiyle İspanya’nın evsahipliğinde yapılan Madrid Konferansı’nın başlamasıyla yeniden Büyükelçilik seviyesine çıkarıldı.
31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara saldırısı sonrası Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Merkez’e çağrılmıştır. Halen Türkiye, İsrail’de Geçici Maslahatgüzar seviyesinde temsil ediliyor. Bu diplomatik ilişkilerin en alt düzeyde tutuluyor gibi okunabilir.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin yeniden normale döndürülmesine yönelik müzakereler neticesinde 26 Haziran 2016’da mutabakata varıldı. Bu çerçevede iki taraf arasında yapılan “Tazminata İlişkin Usul Anlaşması” 28 Haziran 2016 tarihinde imzalandı.
AKP döneminde ne oldu?
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) siyasi söylemleri iktidarı boyunca Türkiye – İsrail ilişkilerinin diplomatik krizlerle dolu olacağı; ilişkilerin bir yerde çıkmaza gireceği, askıya alınacağı varsayımı yapmak yanlış olmazdı. Ancak 15 yıllık iktidarı boyunca 30 Ocak 2009’da Davos’ta “One Minute” olarak kısaltılan bir kriz yaşandı ve Gazze’ye yardım taşıyan filoda yer alan Mavi Marmara gemisine 31 May 2010’da İsrail’in düzenlediği askeri operasyonda mürettebattan 10 kişiyi öldürmesiyle ikinci bir kriz gerçekleşti.
Ekonomik ilişkileri etkilemedi
Ancak tüm bu süreç içinde ekonomik ilişkiler hiç bozulmadı, üstelik istikrarlı biçimde büyüdü. Ekonomi Bakanlığı verileri bu durumu gözler önüne seriyor.
Diplomatik krizler ticari ilişkileri 1997 sonrasında özellikle AKP iktidarı sürecince ise hiç etkilemedi aksine ticaret hacmi gittikçe arttı.
Türkiye ile İsrail arasında imzalanan ve 1 Mayıs 1997 tarihinde yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması’nı takiben, İsrail ile 2000 yılında 1 Milyar Dolar olan ticaret hacmi 2014 yılı itibarıyla 5,8 milyar ABD Doları ile maksimum değerine ulaştı. 2016 yılında ise 4.342 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Yıl | İhracat | İthalat | Hacim | Denge |
2004 | 1.315.292 | 714.143 | 2.029.435 | 601.150 |
2005 | 1.466.913 | 804.691 | 2.271.603 | 662.222 |
2006 | 1.529.158 | 782.149 | 2.311.308 | 747.009 |
2007 | 1.658.195 | 1.081.743 | 2.739.938 | 576.452 |
2008 | 1.935.235 | 1.447.919 | 3.383.154 | 487.316 |
2009* | 1.528.459 | 1.074.727 | 2.603.186 | 453.732 |
2010** | 2.080.148 | 1.359.639 | 3.439.786 | 720.509 |
2011 | 2.391.148 | 2.057.314 | 4.448.462 | 333.835 |
2012 | 2.329.531 | 1.710.401 | 4.039.932 | 619.129 |
2013 | 2.649.663 | 2.417.955 | 5.067.618 | 231.708 |
2014 | 2.950.902 | 2.881.262 | 5.832.164 | 69.641 |
2015 | 2.698.138 | 1.672.500 | 4.370.638 | 1.025.638 |
2016*** | 2.956.450 | 1.385.595 | 4.342.045 | 1.570.855 |
2016 (Ocak-Ağustos) | 1.960.279 | 882.225 | 2.842.505 | 1.078.054 |
2017(Ocak-Ağustos) | 2.190.417 | 1.058.555 | 3.248.972 | 1.131.862 |
Türkiye-İsrail Dış Ticaret Değerleri (Bin ABD Dolar)
* 30 Ocak 2009: İsviçre'nin Davos şehrinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu sırasında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres’e “One Munite” diyerek diplomasi dışı bir çıkış yaptı ve toplantıyı terk etti.
** 31 Mayıs 2010: İsrail komandoları Gazze’ye insani yardım götüren ‘Özgürlük Filosu’ndaki Türkiye bandıralı Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda baskın yaptı. Baskında 10 kişi hayatını kaybetti, bazı kaynaklara göre 30 bazı kişilere göre 50 kişi yaralandı.
*** Mavi Marmara ile iki ülke arasında başlayan “kriz” dönemi 28 Haziran 2016’da imzalanan “Tazminata İlişkin Usul Anlaşması” ile normale döndü ancak ekonomik rakamlar, bu yıllar içinde ticare ilişkilerin zaten normal olduğunu gösteriyor. (HK)