Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 24 Ekim'de, Küresel Eğitim İzleme Raporu’nu (Global Education Monitoring Report - GEM Raporu) yayımladı.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) rapordaki Türkiye’yle ilgili önemli tespitleri bir araya getirdi.
ERG’nin açıklamasına göre, Singapur, Kore, Hong Kong’ta öğrencilerin tamamına yakını temel matematik becerilerine sahip. Türkiye’de ise bu oran yüzde 70’te kalıyor.
Raporda dikkat çekilen bir başka nokta da kimi Avrupa ülkelerinde eğitim-öğretimden erken ayrılan öğrencilerin önemli bir yüzdesinin engeli bulunan öğrenciler olması.
Türkiye’de engeli olduğunu belirten 18-24 yaş arası gençlerin okuldan erken ayrılma oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bu seçilmiş 25 Avrupa ülkesi içindeki en yüksek oran.
Raporda yer alan Türkiye ile ilgili bilgilerden bazıları şöyle...
Öğretmenlerin özerkliği azalıyor
* Türkiye, öğretmenlerin ders içeriğine karar vermede en az söz sahibi olduğu ülkelerden biri ve öğretmenlerin bu konudaki özerkliği 2006’dan 2015’e dek giderek azalmış.
Türkiye’de öğretmenlerin derslerin içeriğine karar verebildiği okulların oranı yüzde 20’nin altında kalırken, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Estonya’da bu oran yüzde 100’e yakın. Analiz edilen 49 ülkenin çoğunda öğretmenlerin bu konudaki özerkliği artma eğiliminde.
Kızlar matematikte daha başarılı
* Matematik okuryazarlığındaki cinsiyetler arası fark ilkokulda kızların, ortaokul ve lisede ise oğlanların aleyhine.
Okuma becerilerinde kızların oğlanlara olan üstünlüğü hemen her ülkede oldukça belirginken, matematik okuryazarlığında cinsiyetler arası başarı farkında ülkelere göre farklı eğilimler mevcut.
Raporda bulunan cinsiyet eşitliği endeksine göre, Türkiye’de hem dördüncü hem de sekizinci sınıflar düzeyinde matematik alanındaki başarı farkı kızlar lehine.
Güven eğitim sistemine değil, öğretmene
* Raporda 21 ülke için yapılan değerlendirme, genel olarak öğretmenlere duyulan güvenin eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de, öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden yaklaşık 6,5 iken eğitim sistemine duyulan güven yaklaşık 4,5. Ancak rapor, öğretmene güven duymakla saygı duymanın aynı anlama gelmediğine dikkat çekiyor.
Fiziksel altyapı sorunlu
* Fiziksel altyapı sorunları dezavantajlı öğrencilerin öğrenim gördüğü okulları daha olumsuz etkiyor. Eğitim ortamlarının fiziksel altyapılarının güvenli olması esastır. PISA 2015’te, Kolombiya, Kosta Rika, Endonezya, Ürdün ve Meksika’daki ortaöğretim yöneticilerinin yaklaşık yüzde 40’ı altyapı sorunlarının öğretimi önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor.
Türkiye’de, dezavantajlı öğrencileri olan okul yöneticilerinin yüzde 69’u öğretimin fiziksel altyapı sorunlarından etkilendiğini belirtiyor.
Türkiye’deki ilköğretim okulu müdürlerinin yüzde 60’tan fazlası, okullarında yeterli öğretim alanı olmamasının öğretimi engellediğini belirtiyor. Müdürlerin yarıdan fazlası da, okuldaki ısıtma ve soğutma sisteminin öğretimi engellediğini belirtiyor.
Türkiye her iki konuda da değerlendirilen 13 ülke arasında en yüksek oranlara sahip. Benzer bulgular ERG ve TEGV’in birlikte yürüttüğü Çocukların Gözünden Okulda Yaşam araştırmasında da görülüyor.
Araştırma kapsamında görüşülen ilköğretim çağındaki çocuklar arasında okulunun iyi ısınmadığını belirten çocukların oranı ikili öğretim veren okullarda yüzde 41’i buluyor.
Yüzyüze görüşmelerde kışın sınıfta çok üşüdüğünü, hatta kabanıyla oturduğunu belirten çocuklar olduğu ortaya çıkıyor.
Ailelerin eğitim harcaması
* Türkiye’de özel okullarda öğrenim gören çocukların sayısı son yıllarda hızla artıyor; buna bağlı olarak hanehalkları tarafından yapılan eğitim harcamaları da artıyor. GEM raporunda, hanehalkları tarafından yapılan eğitim harcamalarının toplam eğitim harcamasının önemli bir bölümünü oluşturduğu vurgulanıyor.
Türkiye’de eğitime yapılan harcamaların gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 6’ya yaklaşıyor; ancak hanehalkları tarafından yapılan harcamalar çıkarıldığında bu oran yalnızca yüzde 4,8. (YY)