Türk Tabipleri Birliği (TTB), 6 Şubat depremlerine ilişkin 6. Ay Deprem Raporu'nu dün (9 Ağustos) düzenlediği basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. "Olağandışı Durumlara Dayanıksız Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri" başlıklı rapor, 1 Mayıs-31 Temmuz tarihleri arasındaki sürece odaklandı.
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut'un açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda ilk sözü TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı aldı.
Deprem bölgesinde yaşadığı tüm sorunlara karşın hem bölge halkının sağlık sorunlarını gidermeye hem meslektaşlarının taleplerini görünür kılmaya hem de tabip odalarını ayağa kaldırmaya çalışan tüm sağlık emekçilerine teşekkür eden Fincancı, daha sonra TTB'nin yürüttüğü faaliyetleri aktardı.
Fincancı'nın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
- Saha ekibinin geçici yerleşim alanlarındaki ve sağlık kurumlarındaki görüşmeleri,
- Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi hakkı,
- Tıp öğrencilerinin sınav hakkı,
- Esnek mesai uygulamasının devamı için yapılan yazışmalar,
- Aşırı sıcaklara bağlı yaşanabilecek sağlık sorunlarına ilişkin uyarılar,
- Hatay Tabip Odası mülküne ait arazinin de içinde olduğu alanın riskli ilan edilmesine karşı yürütülen hukuki mücadele.
Fincancı, "Erişilebilir, nitelikli, bütüncül bir sağlık hizmeti; afetlerle baş edebilmek kamusal bir görevdir. Biz hem halk toplantıları düzenleyerek hem de gerekli başvurularla bu görevin yerine getirilmesini sağlamaya çalışıyoruz" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Deprem bölgesindeki tabip odalarından aktarımlar
Toplantıda daha sonra TTB Merkez Konseyi üyesi ve Maraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli, Malatya Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Safa Burak Kıyat, Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail Tosun ve Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz deprem bölgesindeki illerden aktarımlar yaptı. Aktarımlarda öne çıkan konu başlıkları şöyle:
- Hekimlerin/sağlık emekçilerinin sorunlarının çözümüne yönelik bir strateji geliştirilmedi, gerekli adımlar atılmadı, özlük haklarında iyileştirmeler sağlanmadı.
- Tayin hakkı çıkması sonrası bazı branşlarda eksilme yaşandı. Bu da kalan hekimlerin üzerindeki yükü fazlasıyla artırdı.
- Sağlık hizmeti veren birimlerin fiziki şartları düzeltilmedi. Bazı birimlerdeki ekipman eksikliği giderilmedi. Sağlık müdürlükleri ise çözüm için herhangi bir adım atmadı.
- Yıkılan aile sağlığı merkezlerinin yapımı için hiçbir çalışma başlatılmadı.
- Adıyaman'da sadece devlet hastanesinin ayakta kalmasına, Kahramanmaraş'ta şehir hastanesinin hizmet verememesine bağlı olarak sağlığa erişimde sorunlar arttı, çözüm doğrultusunda herhangi bir çalışma başlatılmadı.
- Sağlık kurumları güzergâhındakiler başta olmak üzere yolların halen yapılmamasına bağlı olarak ulaşım sorunu çözülemedi.
- Yıkımların sürmesi, su kuyularının moloz döküm alanlarının yakınına açılması gibi nedenlerden ötürü içilebilir suya erişim halen sağlanamadı.
- Yıkım, moloz döküm ve ayrıştırma çalışmalarının kurallarına uygun yürütülmemesi nedeniyle kanserojen lif, asbest ve toksik tozların havaya karışma sorunu sona ermedi.
- Aşı ve izlem eksiklikleri sorunu giderilmedi.
- Gündelik yaşamın normale dönememesi, temel ihtiyaçlara erişimin sağlanamaması, istihdam sorununun giderilememesi gibi nedenlerden ötürü psikolojik sorunlarda artış olmasına karşın psikolojik destek çalışmaları geliştirilmedi.
Fotoğraf: TTB |
"Mevcut çabalardan geri çekilme hali var"
Toplantıda son sözü TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Mehmet Zencir aldı.
Deprem bölgesine her gittiklerinde çaresizlik olgusu ile karşı karşıya kaldıklarının altını çizen Zencir, altı ay geçmesine karşın halen çadırlarda kalan binlerce insan olduğunu, konteyner alanlarının ise koşulları itibariyle birer toplama kampını andırdığını belirtti.
Gıdaya ve temiz suya erişim sorunlarının giderilmemesi, kamu hizmetlerindeki aksaklıklar, enkaz kaldırma çalışmalarında sulama gibi çevre sağlığı gereklerinin yerine getirilmemesi, merkezi yönetimden yerel yönetimlere, toplumsal örgütlerden bireysel gönüllülere desteklerin azalması gibi sorun başlıklarını sıralayan Zencir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Depremin altıncı ayında sorunların giderilmesine yönelik bir çaba olmadığı gibi, mevcut çabalardan geri çekilme hali var. Bu da depremzedelerdeki unutulma hissini tetikliyor, fiziksel sağlık sorunlarının dışında ruhsal sağlık sorunlarını büyütüyor. Açıkça söyleyebiliriz ki, unutulma hissini gideren ve umudu büyüten çalışmalara büyük ihtiyaç var."
"Afet yönetiminde de demokrasi şart"
Neoliberal politikaların sağlık sisteminde, özellikle de birinci basamak sağlık hizmetlerinde yarattığı çöküşün açıkça görüldüğünü söyleyen Zencir, aile sağlığı merkezlerinin ya yıkıldığını ya da çok kötü fiziksel koşullarda olduğunu, hemşire-ebe yetersizliğinden teçhizat eksiklerine kadar bir dizi sorunla baş başa bırakıldığını kaydetti.
"Oysa afetlerde birinci basamak sağlık hizmetlerine çok büyük iş düşüyor. Polikliniğe sıkışan değil, sahaya çıkarak çalışma yürüten bir sisteme ihtiyaç var" diyen Zencir, yapısal dönüşüm için tüm önerileri yetkili kurumlarla paylaştıklarını fakat yanıt alamadıklarını, çünkü kamu otoritesinin kolektif bir enerjiyi açığa çıkaracak ortak masalar kurmaktan uzak durduğunu dile getirdi.
Zencir, "Ülke yönetiminde olduğu gibi, afet yönetiminde de demokrasi şart" diyerek sözlerini noktaladı.
TTB 6. Ay Deprem Raporu
1 Mayıs-31 Temmuz 2023 tarihleri arasındaki sürece odaklanan "Olağandışı Durumlara Dayanıksız Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri" başlıklı raporda; TTB çalışmaları, deprem bölgesi saha incelemeleri, afete dayanıklı birinci basamak sağlık hizmetlerinin nasıl yapılandırılması gerektiği, TTB Aile Hekimliği Kolu'nun deprem illeri bölge toplantısı notları ile sonuç ve öneriler yer aldı.
Raporun sonuç bölümünde, "Belirsizliklerin önüne geçilmesinin yolu şeffaflıktan ve afet yönetiminin demokratikleşmesinden geçer. Toplumu, emek ve meslek örgütlerini görmeyen, hakikati karartan algı yönetiminden bir an önce vazgeçilmelidir. Sağlık alanında yaşananların çözümünde sağlık örgütleri ile ortaklaşan bir yol izlenmelidir" denildi.
TTB 6. Ay Deprem Raporu'nun tamamı için tıklayın
(VC)