Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu’ndan Selma Şengör, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın TTB'ye bağlı doktorlarca muayenesine izin verilmediğini, Gülmen ve Özakça'nın bir an önce tahliye edilmesini talep etti.
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, işlerini geri almak için başlattıkları açlık grevin 113. gününde.
Gülmen ve Özakça’nın açlık grevine başladıklarından tutuklanana kadar geçen sürede sağlık kontrollerini kendi başvuruları üzerine Ankara Tabip Odası’ndan üç hekim yaptı.
TTB'den Selma Şengör, Gülmen ve Özakça'nın muayenesi için Ankara Tabip Odası'nın talebinin Adalet Bakanlığı'nca üç kez reddedildiğini, TTB'nin de bağımsız heyet talebine yanıt beklediklerini söyledi.
"Sadece avukatlar aracılığıyla bilgi alabiliyoruz"
Şengör, TTB olarak Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarıyla ilgili bilgiyi ancak avukatları aracılığıyla aldıklarını söyledi.
“Şu anda TTB olarak ikisini de cezaevinde muayene edemiyoruz. 2002’den önce cezaevindeki sağlık hizmetlerinden Adalet Bakanlığı sorumluydu. TTB de mahpus ve Adalet Bakanlığı’nın isteğiyle tarafsız heyet olarak muayene yapabiliyordu. Ancak cezaevindeki sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığı’na bağlandı ve tüm Türkiye’de uygulamaya geçen aile hekimliği ile birlikte cezaevlerine de aile hekimleri getirildi.
"Gülmen ve Özakça cezaevine girince talepleri üzerine Ankara Tabip Odası’ndan kendilerini muayene eden üç hekimin cezaevinde de buna devam etmesi için Adalet Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Ancak üç kez reddedildi. TTB olarak da bağımsız heyetin muayene edebilmesi için bayramdan önce Adalet Bakanlığına başvurduk, onun yanıtını bekliyoruz. Şu anda her gün kontrollerinin aile hekimlerince yapılıp yapılmadığını ya da ne kadar yeterli olduğunu bilemiyoruz.”
"Ölümcül ihtimallerin olduğu günlere gidiyoruz"
Şengör, açlık grevindekilerin kontrollerinin düzgün yapılması ve duruma göre ek takviyelerin yapılması gerektiğini söyledi.
“Açlık grevindeki kişi bir hasta değil. Onu izlemesi de farklıdır. Muayene yapıp günlük ateş, nabız, vücut ağırlığının ölçülmesi, şikayetlerinin dinlenip onlara yönelik tetkik yapılması, kusma varsa açlık grevini bozmayacak şekilde tuz verilmesi gibi şeyler önerilebilir.
"Şu anda sadece şeker ve tuzla besleniyorlar. Aldıkları B1 vitamini de şekerin parçalanıp dokular için kullanılmasını sağlıyor. Fakat kaybedilen kiloya bakınca, aldıkları yetersiz enerji sonucu doku yıkımı olmuş durumda. Kaslar eriyor, kalp küçülüyor, sindirim sisteminde kas erimesi oluyor. İshal, kusmalar ortaya çıkıyor. Vücut direnci düşüyor. Bu da vücudu enfeksiyona yatkın hale getiriyor.
"En ufak bir enfeksiyon ölmelerine yola açabilir. Kusma soluk yoluna kaçarsa mide içeriğini yutmaya bağlı zatüre olabilir. Kalp kası zayıflaması kalp yetmezliğine yol açabilir. Özetle ölümcül olabilecek ihtimallerin olduğu günlere doğru gidiyoruz.” (NV)