Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Mardin: “Şikayetleri olanlardan numune alınırken, kronik hastalığı olan ve yaşlı kişilerden şikâyeti olmasa da numune alınıyor, ancak özellikle de okulların kapalı olduğu dönemlerde çocuklar için filyasyon ekiplerinin numune almaktaki isteksizliği aşikâr.”
Elazığ: “Doğrudan Favipravir ve Klorokin veriliyor, şikâyeti olmayan yakın temaslıdan örnek alınmıyor.”
Denizli: “Ev halkıyla izolasyon öneriyoruz. Hane içinde temaslı olup semptomsuz olana da ilaç veriliyor. Temaslı olup hane dışında olanlara ilaç verilmeyip, 5-7 gün içinde test yapılıyor.”
Adana: “Semptom olmasa bile yakın temaslılara ilaç bırakıldı ve test sonucunu beklemesi istendi. Her hastaya ikili ilaca mutlaka başlanması istendi.”
Bilgiler, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) açıklamasından. TTB, pandemide sıklıkla dile getirilen filyasyon çalışmalarına dair yayınladığı açıklamada, şöyle dedi:
“Filyasyonu öncelemeyen ve filyasyon yönteminin neden ve nasıl yapılması gerektiğinin önemini topluma aktarmayan, topluma karşı şeffaf olmayan, toplumu salgın yönetimine dahil etmeyen yönetim anlayışı, bugün yurttaşlar arasında filyasyona güvensizliği de doğurmuştur. Bir yılı geride bırakmamıza rağmen hâlâ etkili bir filyasyon yapılamadığını filyasyon çalışmalarına katılan sağlık çalışanlarının aktarımlarından da görüyoruz."
Öneriler-tanıklıklar
Şu önerileri sıralayan TTB, “Salgınlarla mücadele sadece sağlık hizmetleriyle sürdürülemez” vurgusu yaptı.
*Filyasyonda bilimsel algoritmalar uygulanmalı, tüm temaslılara test yapılmalı, testi negatif olanlara ilaç bırakılmamalıdır.
*Standart bir filyasyon uygulanmaması, iller, ilçeler arası uygulama farklılıkları; kime test yapılacağı, kime ilaç bırakılacağı gibi cevapsız sorular,
*Toplumun filyasyon çalışmasına güvenini azaltıyor,
* Filyasyonda çalışan sağlık çalışanlarında kafa karışıklığına neden oluyor.
*Bu hususta sağlık çalışanlarının aktarımı şöyle: İktidarın pandemi sürecinde aldığı “önlemler”, insanları açlık, yoksulluk ve hastalık arasında seçim yapmaya zorluyor. İzolasyon ve karantina boyunca maaş kesintilerine son verilmeli, günlük işlerde çalışanlara mali destek sağlanmalıdır.
*Toplumun izolasyon ve karantinaya tahammülü kalmadı. Temaslılar filyasyon ekiplerine bildirilmiyor. Geçen sene bazı ilçelerde bir hastaya ortalama yedi olan temaslı sayısı bir-ikiye inmiş durumda. Çünkü geçim derdi ön planda.
*İzolasyon ve karantinaya alınan temaslı ve hastalara verilen raporlar hâlâ maaşlarında kesintiye neden oluyor.
*Geçimini günlük işlerle karşılayanların evine ekmek giremiyor.
*İşverenler işyerlerinin kapanacağı korkusuyla çalışanlara bildirim yapmaması konusunda baskı yapıyor.
“Çalıştığım tıp fakültesi hastanesinde pozitif çıkan sağlık çalışanının ödemesinden kesinti yapılmıyor ancak temaslı iseniz karantinaya alındığınızda kesinti yapılıyor. Hastaysan senin suçun değil, temaslı isen senin suçun! Bu nedenle temaslı olduğunu gizleyen sağlık çalışanları var.”
“Eve vardıktan sonra, şikayetler sorgulanıp temaslı listesi oluşturmak için temaslı kovalamacası başlıyor. Geçim derdi ve artık belki de eskisi gibi pandemiyi ciddiye almamaktan kaynaklı olsa gerek, vaka başına düşen temaslı sayımız pandeminin ilk zamanlarına göre yarı yarıya düşmüş gibi. Ayakkabı sayısına göre 'sanki evde başkaları var, yanılıyor muyum' şeklinde polisiye dizilerine konu olacak temaslı kovalama hikayeleri...”
Toplum umutsuz
*Hane koşulları ev içi bulaşı önlemiyor
*Kalabalık evler, bakımevleri örnekleri verilebilir.
*Yeterli havalandırma yeterli maske vb. olmaması sorunun bir parçası.
*Ülkeler arası geçişlerde 14 gün karantina şartı getirilmeli, test uygulamaları sıkı denetlenmelidir.
*Toplumda yeni varyantlar hızla yayılıyor. Ülkeler ve iller arası sınır geçişleri kontrollü değil.
*Hasta il değiştirdiğinde adresi bilinmediğinden takipte güçlükler yaşanıyor.
*Turizm bölgelerinde çok sayıda hasta turist var.
*Klorokin acilen rehberlerden çıkarılmalı, eve dağıtımı durdurulmalı, bilgi paylaşımı şeffaf hale getirilerek toplumun güveni tazelenmelidir. Meclis, emek-meslek örgütleri ve bilim insanları gibi toplum temsilcileri süreçte aktif rol almalıdır. Toplumun desteğini almadan salgın yönetilemez.
*Toplum katılımlı salgın yönetimi olmaması nedeniyle uygulamalara güven kalmadı, toplum umutsuz.
*Toplumun büyük bir kısmının ve sağlık çalışanlarının inanmadığı, hâlâ korktuğu klorokin gibi ilaçlar rehberlerden çıkmadı ve hâlâ dağıtılıyor.
Gerçek vaka ve ölüm sayılarına kimse inanmıyor.
Mardin: “Klorokinden kaynaklı direnç o kadar fazla ki her iki ilacı gösterip 'bak senin yan etkilerinin fazla olduğunu duyduğun sıtma ilacı bu. Bunu sana vermeyeceğiz zaten ama diğerini kullanmanda sıkıntı yok' diyerek faviripavirin kullanılması sağlanıyor.”
Ankara Keçiören: “Bakanlık algoritması uygulanıyor. Klorokin veriliyor ancak günlük 1000 hastadan en fazla 4-5 kişi bunu kullanıyor. Ekipler de alınması yönünde ısrarcı değil. Semptomlu temaslılar ve pozitiflilere ilaç veriliyor (favipavir).”
Elazığ: “Annem pozitif çıktı, babamın şikâyeti olduğunu biliyordum ancak ekiplere söylememişti. Nedeni ise pozitif çıkarsam aşı sıram geldiğinde aşı olamam, sonrasında da aşı kalmaz düşüncesiydi. İktidara güvenmiyor çünkü, ‘ekonomi kötü aşı getiremezler’ diyor.”
*Filyasyon ekip sayıları artırılmalı, sağlık çalışanlarına sahaya çıkmadan eğitim verilmeli, başta güvenliklerinin sağlanması olmak üzere çalışma koşulları düzeltilmeli, gece ve fazla çalışma ücretleri ödenmelidir.
Ekipler yorgun, tükenmiş, sayıları az, iş yükü fazla yetişemiyor, inanmadıkları tedavileri yapmaya zorlanıyorlar.
İstanbul’dan diş hekimi: “Sabah 8.30’da başlıyor mesaimiz, 22.30-23.00 gibi bitiyor o günkü yoğunluğa göre.”
Ankara’dan diş hekimi: “Günlük iki vardiya halinde çalışıyoruz. Hafta sonu ve resmî tatiller dahil çalışmaktayız. Gece mesaimiz 23.00'da bitiyor görünmesine rağmen ilaç başlanması gereken pozitif hasta sayısı çok fazla olduğundan, mesai saatleri uzamaktadır.”
Tekirdağ’dan diş hekimi: “Görevlendirme başlangıç tarihinden bir-iki gece önce listede isimlerimiz WhatsApp grubunda paylaşıldı. Birkaç gün sonra tebliğ edilen belgede ilçe sağlık müdürlüğüne belli bir süreliğine görevlendirildiğimiz yazılıydı.”
Ankara: “Kısaca yapılacak iş için bilgilendirme yapıldı. Daha sonrasını ekip çalışmasında pratikte öğrendik.”
Adana: “Eğitim sadece bir dakika sürdü, eğitim denilemez sadece programın telefona kurulumu anlatıldı. Saha ile ilgili tüm sorulara saha da öğreneceksiniz denildi. Günlük 12 saat çalıştığımız oldu, gece çalışmalarımız da oluyor.”
*Salgınlarla mücadele sadece sağlık hizmetleriyle sürdürülemez. Toplumsal düzeyde etkenle karşılaşma olasılığının azaltılmasını sağlayacak hasta sayısının fazla olduğu bölgelerde kalabalık ve kapalı alanların kapatılması, esnek çalışma/evden çalışmanın teşviki, zorunlu üretim alanları için vardiyaların kısaltılması ve dinlenme aralıklarının düzenlenmesi, uluslararası seyahat kontrolleri, ülke içi hareketler üzerindeki kısıtlamalar, temas süresinin azaltılması, bilgilendirme kampanyaları gibi birçok önlem alınmasını gerektirir.
(EMK)