Koronavirüs salgını, Türkiye'de ve dünyada giderek daha fazla sayıda insanı etkiliyor. Türkiye'de ilk vakanın açıklandığı 11 Mart'tan bu yana salgının iyi yönetilemediğini söyleyen sağlık çalışanları izne ayrılamıyor, emekli olamıyor, istifa edemiyor.
Sağlık Bakanlığı'nca 27 Ekim'de yayımlanan bir genelgeyle bu türden özlük hakları ellerinden alınan sağlık çalışanları, salgının gölgesinde geçirdikleri sekiz ayın ardından taleplerinin acilen karşılanması gerektiğini belirtiyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey ile SES Şişli Şubesi Eş Başkanı Abuzer Aslan sekiz aylık süreci anlattı.
"Rehin alındık"
Hemşire Nazan Karacabey, koronavirüse yakalanan sağlık çalışanlarından biri.
10 günlük karantina sürecinin tamamlanmasına bir gün kala konuştuğumuz Karacabey, söze "Senenin bitmesine iki ay kala deniliyor ki; sizin izinleriniz, istifa ve emeklilik hakkınız iptal. Bu aslında çalışanı rehin almak! Bizim hissettiğimiz gerçekten bu aslında şu an. Anayasa ile güvence altına alınmış haklarımız gasp ediliyor" diyerek başlıyor.
"Siz canınızın istediği şeyleri yapıyorsunuz, istemediklerini yapmıyorsunuz ama sahada çalışan benim" diyen Karabey, şöyle devam ediyor:
"Sağlık emekçisiyim, hemşireyim, bugün Ankara Tabip Odası'nın birebir görüşmeyle tespit ettiği sağlık çalışanlarından biriyim. Bir de tespit edilemeyen arkadaşlarımız var. Ben böyle bir ortamda çalıştım aylardır, çalışıyorum. Bana 'Okullara açıldı, sonbahar geldi ve salgın tavan yaptı. Her şey yeni başlıyor' deniliyor."
Karacabey, Sağlık Bakanlığı'nın ayrıcalıklı bir grup için filyasyon ekibi oluşturduğunu söyleyip "Nedir VIP filyasyon ekibi? Ben aktif çalışan ve kronik hastalığı olan bir sağlık emekçisi olarak rutin bir test yaptıramadım" diyor.
"Garip bir korku"
Karacabey, hastalığı kolay attığını ve bunu şans olarak addettiğini ancak sonrası için endişeli olduğunu belirtiyor:
"Virüsün böbreklerde kalıcı hasar bıraktığına dair çalışmalar var. Bu süreçte diyaliz ünitelerindeki yatak sayılarının arttığını da biliyoruz. Bunlar beni çok kaygılandırdı açıkçası. Benim şu an büyük kaygım, bundan sonraki süreçte vücudumun nasıl etkileneceği. Bu garip bir korku aslında."
Salgının kötü yöneldiğini ve başından beri yapılması gereken pek çok şeyin yapılmadığını da sözlerine ekleyen Karacabey, "Bedeli sağlık emekçileri ödüyor. Bakın, bugün İzmir'de çadırda kalıp akşam mesaisine devam eden sağlık emekçileri var. İnsanız, insani hak taleplerimiz var. Çünkü yaşamak ve yaşatmak istiyoruz" diyor.
"Sağlık Bakanı için ücretli köleyiz"
Abuzer Aslan da kronik astım hastalığı olan bir sağlık çalışanı. Geçen ay bir krize dönüşen grip aşısı stoğunun yetersizliği nedeniyle aşıya erişemeyen çok sayıda kişi arasında.
Aslan, genelgeyle izin ve istifa haklarının engellenmesini "Bu, bir kırgınlık oluşturdu içimizde" diyerek anlatıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, sağlık çalışanlarının sorunları karşısında "hiçbir şey yapamadığını" söylüyor:
"Sekiz aydır stres içinde çalışıyoruz. Herkes evlerine kapandığında bile bizim eve kapanma şansımız yok. Sağlık emekçilerinin çalıştırılmasıyla pandemiyi yeneceğini düşünen bir Sağlık Bakanı var.
Sağlık Bakanı vatandaşı suçlayarak, sağlık çalışanını tüketerek bu pandemiyle mücadele edilemeyeceğini artık bilmeli bence.
Maske, mesafe, temizlik kuralına hiç kimse uymazken, sokaklarda insanlar dolaşırken, fabrikalarda işçiler harıl harıl çalışırken, her tarafta insanlar bu kadar temas halindeyken sağlık emekçilerinin izin hakkını engelleyip pandemiyle mücadele edemezsiniz."
"Çalışmaya devam edin" talimatı
Sağlık çalışanlarından "Biz artık Sağlık Bakanlığı için ücretli köleyiz" cümlesini sıklıkla duyduğunu söyleyen Aslan, sözlerini "Sağlık emekçilerine test yapılmıyor. Biz saraylarda yaşamadığımız ve hastanelerde çalıştığımız için her gün test yapılmıyor. 'Belirti olmadığı sürece test yaptırmayacaksınız' denildi bize. Pozitif çıksa dahi 'Çift maske takıp çalışmaya devam edin' talimatı veren yöneticiler var" ifadeleriyle sürdürüyor.
Aslan, sağlık çalışanlarının yükünün azaltılması için acilen yapılabilecek çok şey olduğunu da belirtiyor. Ona göre, Atama bekleyen sağlıkçıların atanması ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile görevlerinden uzaklaştırılanların göreve iadesi bu aciliyetler arasında.
Aslan, sağlıkta şiddetin önlenmesinin ve Covid-19'un meslek hastalığı sayılmasının da önemli olduğunu hatırlatıyor.
(DŞ)