Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (Ünivder) ve İstanbul Tabip Odası, Prof. Dr. Türkan Saylan hakkında "TRT Haber" kanalında yer verilen yayınlara bir basın açıklamasıyla tepki gösterdiler.
Taksim Hill Hotel'de bugün düzenlenen basın toplantısına yoğun katılıma karşılık medyanın ilgisi hayli azdı.
Toplantı, "Bir devlet televizyonunda Türkan Hoca'ya yapılan insanlık dışı saldırıyı kınıyoruz. Bu kanal devlet sözcüsü olmasına rağmen taraf tutmaktadır. Hak ve özgürlüklerden bahsedenlerin bunlardan hiç nasibini almayanlar olduğunu görüyoruz'' sözleriyle açıldı.
Prof. Dr. Aysel Çelikel de Saylan ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) yönelik suçlamalarla ilgili çok sayıda davanın sürdüğünü anımsattı; insan haklarına yönelik bir haksızlık olarak gördükleri Saylan'a yönelik yayınlar nedeniyle gazeteci Nazlı Ilıcak'a dava açtıklarını ve kazandıklarını ifade etti.
Çelikel, başta Samanyolu Televizyon olmak üzere "yandaş" olarak nitelendirdiği medya kesiminin "karalama politikaları"na başvurduklarını savundu; TRT yayınları üzerinde durdu:
"Ancak bir devlet kanalı TRT nasıl oluyor da yalan yanlış taraflı haberler verebiliyor. Yapılan yayınla ilgili RTÜK'e TRT'yi şikayet ettik ve aynı yerde özür dilenmesini talep ettik. Programdaki iki gazeteciyi de Basın Konseyi'ne şikayet ettik. Ortada halkı kin ve düşmanlığa yönlendirme, yapılan bir iftira, yargı görevi yapanları etkileme ve adil yargılamayı etkileme var. Bu dört ayrı ceza kanunu maddesinden suç duyurusunda bulunduk. Bu bir karalama kampanyasıdır."
İstanbul Tabip Odası'ndan Prof. Dr Özdemir Aktan ise bu tür programların bundan sonra da yapılacağını ancak hiçbirinin Saylan'ın görüşlerini ve ismini kirletmeye yetemeyeceğini söyledi:
''Onu karalama çalışmaları aslında fikirlerinin hala ne denli güçlü olduğunu ve hala bu aydınlık fikirlerden ne kadar korktuklarını gösteriyor.''
Prof. Dr. Burhan Şenatalar da, basın açıklamasında bulunma amaçlarının "aralarından ayrılmış olan bir arkadaşlarının onuruna sahip çıkmak ve ÇYDD'ne destek vermek" olduğunu ifade ettikten sonra ''Yayın hem gerçeğe aykırı hem de taraflı. Programın adı bile korkunç zaten: Büyük Takip" şeklinde konuştu.
Şenatalar, ''Annesinin Hıristiyan olduğunu MİT raporundan öğrenmişler" dendiğini ifade ederek, Saylan'ın misyonerlik adı altında bölücülük yapmak ile suçlandığını kaydederek, "Burada çok büyük bir medya etiği ihlali ile de karşı karşıyayız'' dedi.
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da, yayınların TRT'nin taraflılığına işaret ettiğini söyledi; "Anayasaya evet propagandasını nasıl yürütttüyse Saylan'la ilgili de bunu bir kez daha gösterdi" dedi.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nden Prof. Dr. Mehmet Zaman Saçlıoğlu ise suçlamalarda bulunan insanları ''IQ ve EQ seviyeleri düşük insanlar'' olarak nitelendirdikten sonra ironiyle "Saylan için insanları hipnotize ediyordu diyorlar. Bu doğru aslında. Onun iyiliği, demokrasiye ve özgürlüklere olan aşkı karşısında etkilenmemeniz mümkün değildi" dedi.
Dr. Gençay Gürsoy ise ''Bunların algısına göre ya piyasaya yatırım yaparak gemicikler alacaksınız ya ahrete yatırım yapıp cennete gideceksiniz. İyiliği her ikisi için de değil; muhtaç insanlar için yapıyorsanız tıpkı Saylan gibi, bunların tasavvur dünyasına giremiyorsunuz" diye konuştu.
Ergenekon Soruşturması kapsamında 13 Nisan 2009'da evi aranan ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü'nde 18 Mayıs 2009'da yaşamını yitirmişti. (ELV/EÖ)