02 Haziran günü Prof. Dr. Baskın Oran, Türk İntikam Tugayı (TİT) tarafından dördüncü kez tehdit edildi.
Bugüne kadar TİT tarafından dördüncü kez, "hassas vatandaşlar" tarafından ise sayısız kez tehdit edilen Baskın Oran, gelen sonuncu tehdit mesajı üzerine önceki seferlerde olduğu gibi yine savcılığa müracaat ederek suç duyurusunda bulundu.
"Yargı böyle devam ettikçe tehditler de sürecek"
bianet'e yaptığı açıklamada kendisine gelen ölüm tehditleri için görevini yerine getirmediğini söylediği yargıyı sorumlu tutan Baskın Oran, "Yüce Türk yargısı böyle devam ettikçe bunlar beni tehdit etmeye devam edecek" dedi ve ekledi: "Bunlar beni tehdit ettikçe ben de suç duyurusunda bulunacağım. Ancak yargı görevini yapmamaya devam ettiği sürece, bu kişiler de beni tehdit etmeye devam edecek ve bu süreç böyle devam edecek"
Hrant Dink öldürüldüğünden beri korumayla dolaştığını söyleyen Baskın Oran, ancak bu şekilde işleyen yargı sistemi karşısında korumanın da bir işe yaramayacağı görüşünde.
Baskın Oran'a gelen tehdit mesajı
Sonunda, aralarında Etyen Mahçupyan, Osman Baydemir, Sebahat Tuncel ve Akın Birdal'ın da bulunduğu "ölüm listesinin" yer aldığı TİT imzalı tehdit mektubunda şu ifadelere yer verildi:
"Ömrünü Ermenilere yalakalık yaparak şerefsizce bir hayat süren Baskın Oran hala Türk topraklarında Türk kelimesine tahammül edemiyorsun. (...) Türk ün vatanında kim Türke meydan okumuş sizmi okuyacaksınız. İtlerinide alıp Ermenistana gidin ya değilse ölüm senin için kaçınılmaz bir son olacaktır. Senin gibi Ermeni kanı taşıyanların layık olduğu yer musalla taşıdır. (...) artık ölüm vaktin gelmiştir (...) Buradan duyurulur ki Türk İntikam Tugayları olarak kabaran bu hesabı kapatacağız. 17 Haziranda Baskın Oran adlı bu piçi ortadan kaldırarak Türk ün gücünü gösterceğiz".*
Aziz Nesin'in kulakları çınlasın
TİT tarafından ilk olarak 30 Mayıs 2008'de ölümle tehdit edilen Baskın Oran, "Bizi devlete şikayet ederek eline bir şey geçmez" ana temalı ikinci tehdit mesajını da yine 2008'de aldı.
İki mesajı da gönderen "Sanane Banane" isimli kullanıcı hakkında özel yetkili Ankara savcısına suç duyurusunda bulunan Baskın Oran, mesajın gönderildiği internet kafenin İstanbul'da olduğu gerekçesiyle "takipsizlik" kararı ile karşı karşıya kaldı ve dosya İstanbul'a gönderildi. Mesajları gönderen Bilal Şekerlisoy'un Mersin'de yaşadığının tespit edilmesi üzerine dosya her ne kadar Adana'ya gönderildiyse de mail'ın ulaştığı yerin İstanbul olduğu gerekçesiyle dosya tekrar İstanbul'a gönderildi fakat Baskın Oran Ankara'da yaşadığı gerekçesiyle yine takipsizlik kararı verildi ve dosya tekrar Ankara'ya postalandı.
Aziz Nesin hikayelerini aratmayan yargı süreci Ankara'da son buldu. Fakat Baskın Oran'ın 12 Haziran 2011 tarihli Radikal 2'de yer alan yazısındaki tahmini kendisine yapılan tehditlerin karşılıksız kalacağı yönünde: "(...) Buradan verilecek ceza, eğer verilirse tabii, maksimum altı ay olacak ve o da, 'açıklanması geri bırakılacak' (...) Bunların dışında gelen iki tehdit, Ankara 4. Asliye Ceza ve Ankara 9. Sulh Ceza'da beraat etti. Gönderen belli, saati belli, gönderilen bilgisayar belli ama yüce yargı dosyayı bilirkişiye yolladı. Oradan rapor: 'Herkes bir başkasının hattına girerek mail gönderebilir'. Dosya şimdi Yargıtay'da." (EKN)
*Alıntıdaki ifade bozuklukları ve imla hataları düzetilmedi.