Prof. Dr. Baskın Oran'ın 30 Mayıs 2008'de Agos gazetesindeki e-mail adresine "sanane banane" rumuzlu olarak Türk İntikam Tugayı (TİT) imzası taşıyan ve Bilal Şekerlisoy tarafından gönderildiği tespit edilen tehdit mesajıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, eylemin "terör suçu" olmadığına karar vererek "basit tehdit" değerlendirmesinde bulundu.
Mesajda şu ifadelere yer verilmişti:
"Hrant'dan sonra yeni hedef Baskın Oran olacaktır. O pislik de ortadan kaldırılacaktır. Siz merak etmişsinizdir biz kimiz diye. Türk İntikam Tugayı. Ölüme az kaldı. Bekleyin geliyoruz."
Prof. Dr Oran: Medya yeni uyandı
bianet'e değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Oran, Yargıtay'ın bu kararının yeni olmadığını söyledi.
Medyanın olaya yeni uyandığını belirten Oran, bu uyanışın nedeni olarak da Meclis'in çıkardığı 3. Yargı Paketi sonucu katillerin dışarı çıkmasını görüyor.
"Bu kontrastı görünce Türkiye basını uyandı. Bu bir rezalettir diye avukatım Oya Aydın bunu çok duyurmaya çalıştı, TİT insan öldürmüştür, öldürmekten beter etmiştir, şimdi de tehdit ediyor dedi ama kimse aldırmadı."
Bugüne kadar pek çok kez tehdit mesajları alan Prof. Dr. Oran, tehdit edildiği zaman vatandaşlık görevi olarak suç duyurusunda bulunduğunu ama yargının kendi görevlerini yerine getirmediğini ifade ediyor.
"Bu kendini korumak değildir, sadece vatandaşlık vazifesidir. Çünkü benim kendimi korumam söz konusu değildir; devletin beni koruması lazım. Ben vatandaşlık vazifemi yapıyorum ama yargı kendi vazifesini yapmıyor."
"İstop" misali hukuk
Prof. Dr. Oran'ın avukatı Oya Aydın da bianet'e yaptığı açıklamada Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin eylemi "basit tehdit" olarak değerlendirerek Ağır Ceza Mahkemesi'ne değil Sulh Ceza Mahkemesi'ne göndermesinin üstünden yaklaşık iki ay geçtiğini söyledi.
"Baskın Oran'a yönelik gelen tehditlerden biriydi. Bu tehdit sonrasında özel yetkili savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ankara Özel Yetkili Savcılığı yetkisizlik kararı verip Agos gazetesi İstanbul'da olduğu için İstanbul'a gönderdi."
"İstanbul da şüpheli Mersin'de ikamet ettiği gerekçesiyle Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Mahkeme ilk duruşmada Baskın Oran'ın ikametgâhı Ankara'da olduğu için tekrar Ankara'ya gönderdi."
"Ankara Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi de bunun basit bir tehdit olduğunu ileri sürerek görevsizlik kararı verdi ve Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Sulh Ceza da bu durumun özel yetkili mahkemelerin alanına girdiğini belirterek görevsizlik kararı verdi."
"Böylece Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gitti ve Yargıtay da iki ay önce eylemin 'basit tehdit' olduğu yönünde karar verdi."
"'Bana sağcılar insan öldürüyor dedirtemezsiniz' sözü hala devletin zihniyeti"
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "TİT terör örgütüdür" yönünde kararı olduğunu atırlatan Avukat Aydın, bu süreçte 1970'lerden bu yana çok sayıda bombalama eylemi gerçekleştiren, Akın Birdal'a suikast girişiminde bulunan TİT'in şu aşamada "örgüt" kapsamında değerlendirilmemesini eleştiriyor.
"Son soruşturma aşamasında kimse TİT'e 'terör örgütü' muamelesi yapmadı ve herkes üzerinden atmaya çalıştı. Ben de bugünlerde dosyayı AİHM'e götüreceğim."
"İnsanlar puşi taktığı için, evinden kitap çıktığı için terör örgütü üyesi ilan edilebiliyor. Üstelik adı sanı belli bir terör örgütüyle bir ilişki aramıyorlar. Özel yetkili mahkemeler, sadece 'terör örgütü propagandası' yapmak suçlamasıyla insanları hapse atıyor. Ama mahkeme hangi örgüt olduğunu söylemez. Sonradan bir örgüt bulup bağlantı kurmaya çalışıyorlar."
"Sırf muhalif oldukları gerekçesiyle insanlar 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla cezaevine atılırken, adı sanı belli, eylemleri belli TİT'e nasıl 'örgüt' demezsin."
"İçişleri Bakanlığı'nın bir yazısında 'Sağ gruplar örgüt değildir' deniliyor. Bu bize Süleyman Demirel'in zamanında 'Bana sağcılar insan öldürüyor dedirtemezsiniz' sözünü hatırlatıyor. Demek ki aynı bakış açısı devlet geleneğinde hala devam etmekte. Hem Bakanlık düzeyinde hem mahkemeler düzeyinde Demirel'in bu sözüne arka çıkılıyor." (EKN)