Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) 10. Dönem 31. Olağan Genel Kurulu, 5 Eylül 2020’de Ankara’da gerçekleşti.
TİHV 31. Olağan Genel Kurulu'na Ankara’da yaşayan ve risk grubu içinde olmayan kurucular fiziki olarak, risk grubunda olan ve Ankara dışında yaşayanlar da online olarak katıldı.
Genel Kurul 2020'de kaybedilen kurucular Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Taşdelen ve İnsan Hakları Derneği kurucusu Erbil Tuşalp'ı anarak başladı.
Kurul, "toplumun tamamının sağlığını korumak üzere yaptıkları büyük fedakârlıklar için tüm sağlık çalışanlarına" teşekkür etti.
Bildirgeden
Sonuç bildirgesinden satır başları
* Covid-19 salgınıyla baş edebilmenin en etkin yolunun insan hakları bakış açısını kılavuz edinen, şeffaflığı, demokratik ve katılımcı yöntemleri temel alan bir kriz yönetimi olduğunu siyasal iktidara bir kez daha hatırlatmak isteriz.
* Salgın ile mücadeleyi bir önleme ve koruma sorunu olarak değil de militarist bir zihniyetle güvenlik sorunu haline getiren, erkini daha da merkezileştirmenin ve toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü daha da arttırmanın bir fırsatı olarak değerlendiren siyasal iktidar, bu süreçte başta bilgi edinme hakkı, yaşam hakkı, sağlığa erişim hakkı, çalışma hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm temel hak ve özgürlükleri ihlal etti, ediyor.
* Salgında gerekli önlemlerin yeterince alınmaması sonucu başta hekimler olmak üzere çok sayıda sağlık çalışanı hastalandı ve yaşamını yitirdi. Sağlık çalışanlarının ekonomik ve sosyal gereksinimleri de yeterince karşılanmamakta, hakları ihlal ediliyor.
* Siyasal yöneticilerin şiddet severliği son dönemlerde idam cezasının her fırsatta yeniden yürürlüğe sokulması önerileriyle kendini gösteriyor. Yetkililer, politik kaygılar ile dile getirdikleri ancak toplumdaki şiddet algısını ve eğilimlerini derinleştirmekten başka bir etkisi olmayan bu tür söylem ve değerlendirmelerden derhal vazgeçmeli.
* Eleştiri ve uyarıların bu denli ciddi olduğu bir ülkeye yapılan bir ziyaret AİHM Başkanı’nın ziyareti sırasında siyasi iktidarın uygulamalarını eleştiren, hak ihlallerini dile getiren sivil toplum kuruluşlarıyla (birkaç istisna dışında) görüşülmemesi yargının bağımsızlığı/tarafsızlığı ilkesini çiğnediği gibi AİHM tarihinde de büyük bir talihsizlik olarak yer alacak.
* “Aslolan yaşamdır” diyen hak savunucuları olarak; adil yargılanma hakkı ve keyfi/yasadışı baskı ve yasakların önlenmesini de içeren temel hakların korunmasını sağlamak amacıyla hapishanelerde yapılan açlık grevlerini ve buna bağlı yaşanan ölümleri önleyememiş olmanın derin üzüntüsünü yaşadığımızı içtenlikle ifade etmek isteriz.
TİHV hakkında Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği (IHD) ve 32 insan hakları savunucusu tarafından 1990 yılında kuruldu. TİHV’in kuruluşu, insan hakları savunucularının 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında hem İHD’de hem de Türk Tabipler Birliği’nde (TTB) işkencenin önlenmesi ve işkenceye maruz kalmış kişilerin tedavi ve rehabilitasyonuna yönelik neler yapılabileceğine dair girdikleri çaba ve arayışlarının sonucu. Uzun yıllardır işkence izlerinin belgelenmesi ve işkence görenlerin tedavisi konusunda biriktirdiği bilgi ve deneyim sonucu alanda adeta bir okul haline gelen TİHV uluslararası tanınırlığı olan bir sivil toplum kuruluşu. |
(EMK)