TEMA, "Üretim Reformu" adı altındaki tasarıda zeytinlikler, meralar ve kıyılarla ilgili maddelerin çıkarılmasını talep etti.
Sanayi Komisyonu’nda kabul edilen “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen yeni bir kanun tasarısı ile 24 adet kanunda ve 2 adet kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılması öngörülüyor.
Hükümet, dekar başına 15'ten az zeytin ağacı bulunan alanları zeytinlik olmaktan çıkaran düzenlemeden geri adım attı. Zeytinlik alanlara konut ve turistik tesis yapılamayacak. Ancak zeytinliklerin kurul kararıyla maden, sanayi tesislerine açılabilmesini öngören 4. madde geri çekilmedi.
TEMA, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, 4342 sayılı Mera Kanunu ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin, başta gıda güvenliği olmak üzere, çevre ve insan sağlığını, doğal hayatı ve tarımsal üretimi ciddi derecede tehdit etmesinden endişe duyduğunu belirtti.
Zeytinin kamu yararı gözardı ediliyor
TEMA'nın açıklamasından satır başları şöyle:
* Tasarıda yer alan en sorunlu düzenlemelerin, 3573 sayılı Kanun'un 20. maddesinde (Tasarıda 4.madde) yapılan ve zeytinlik sahaların amacı dışında kullanılmalarına yönelik olan değişikliklerle ilgili olduğu görülüyor.
* Tasarıda yer alan, "bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir" ifadesi sorunlu. Taslağa göre zeytinlikler Bakanlıklarca alınacak kararla kamu yararı gerekçesiyle tüm yatırımlara tahsis edilebilecek.
* Zeytin Sahaları Koruma Kurulu: Tasarıda zeytinlik sahası bulunan her ilde valinin başkanlığında 11 kişiden oluşan zeytin sahaları koruma kurulu tanımı yer alıyor. Bu kurulu "Zeytin Sahaları Koruma Kurulu" değil, "Zeytin Sahalarını Yatırıma Açma Kurulu" olarak adlandırmak daha doğru görünüyor.
* Amaç zeytin sahalarını korumak olsaydı, kurul üyelerinin doğrudan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri, ziraat fakülteleri, tarım ve zeytin ile ilişkili üretici örgütleri ile konuyla ilişkili STK'lardan oluşması gerekirdi. Örneğin kurulda yer alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı İl Müdürlükleri’nin zeytin ile ilgili hangi yetkinliklerinin bu görevin yerine getirilmesi için öngörüldüğü anlaşılmıyor.
* Diğer taraftan, tarım ithalatı içinde en yüksek kalemlerden birinin ham yağ ve yağlı tohumlar olduğu biliniyor. Zeytin alanlarının daraltılması bu kalemlere ilişkin ithalatın daha da artmasına sebep olacak.
* Ayrıca, zeytinliklere yapılabilecek maden ve sanayi yatırımlarında kamu yararı olacağı öngörülürken, gerçekte zeytinliklerin ürettikleri ürün ve ekosistem hizmetlerinin kamu yararı gözardı ediliyor.
Zaten daralan meralar daha da daralacak
* Tasarının öne çıkan bir diğer sakıncalı hususu da meralarla ilgili. Tasarı ile 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan istisna maddelerine bir ek daha yapılması mera alanlarının daraltılmasına sebep olacak.
* Eklenen madde ile endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ile yerleşim alanları içerisinde bulunan sanayi sitelerinin yerleşim yeri dışına çıkarılması ve gerekli arazi ihtiyacının karşılanması için meralar tahsis edilebilecek.
* Yem ithalatı, tarım ithalatında önemli kalemlerden biri. 2016 yılında 1.3 milyar USD kaba yem ithalatı yapıldı. Türkiye yem ihtiyacının yüzde 40’ını ithal ediyor. Milli Tarım Projesi’nde hayvancılık önemli yer tutarken, getirilen değişiklikle, hayvanların beslenmesinde büyük rolü olan mera alanlarının daraltılması bir çelişki olarak görülüyor.
* Su üretimi, toprak koruma ve biyolojik çeşitliliğin korunması açısından önemi olan meralarımızın bakımı, korunması ve ıslahı konusunda, ekonomik ve teknik destekler beklerken, bunun yerine, meraların daraltılmasına yol açacak düzenlemelerin sakıncası büyük.
* Cumhuriyetin ilk yıllarında 44 milyon hektarla ülke yüzölçümünün yüzde yüzde 56’sını oluşturan mera ve çayır alanları, 2014 yılı verilerine göre 14,6 milyon hektara inerek yüzde 19’a geriledi. Mera alanlarındaki bu ciddi gerileme, söz konusu tasarı ile çok daha artacak.
Kıyılar için tehdit içeriyor
* Tasarıda 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda da değişiklik yapılarak, Trabzon ilinde kıyılarda sağlık tesisleri ve endüstri bölgelerinin yapılmasının önü açılıyor. Bu durum, gelecekte Türkiye’nin diğer kıyıları için de tehdit oluşturuyor. Birkaç yıl sonra, yine bir kanun tasarısı ile diğer kıyılarımıza yönelik benzer bir düzenleme yapılamayacağının garantisi bulunmuyor. (NV)