* Fotoğraf: Fatsa Ünye Platformu / Twitter
2020 yılında Kaz Dağları Raporu'nu paylaşan, ardından da Artvin Raporu'nu hazırlayan TEMA Vakfı, Ordu için hazırladığı maden raporunu yayınladı.
İl özelindeki IV. grup madenlere ilişkin hazırlanan çalışmanın ilk bulguları, bölgenin 435 maden ruhsatına bölündüğünü ortaya çıkardı. Rapora göre, Ordu’nun yüzde 74’ünün maden ruhsatlı.
Çalışma, mevcut ruhsat sahalarının hayata geçmesi halinde, Ordu’nun toprağının, suyunun, doğal varlıklarının, yöre insanının sağlığının ve tarıma dayalı ekonomisinin telafisi imkansız zararlar göreceğini de ortaya koydu.
“Orman alanlarının yüzde 65’i”
Vakıf tarafından hazırlanan raporda, öne çıkan bulgular şöyle sıralandı:
- Ordu’nun yüzde 74’ü IV. grup maden ruhsatları ile ruhsatlandırılmıştır.
- Sekiz ilçede ruhsatlılık oranı yüzde 90’ın üzerindedir. Fatsa, Çatalpınar, Çamaş, Gülyalı, Gürgentepe, Kabadüz, Karataş, Ulubey ruhsat oranlarının yüzde 100’e yaklaştığı ilçelerdir.
- Orman alanlarının yüzde 65’i madenler için ruhsatlandırılmıştır.
- Ordu’da bulunan uluslararası koruma kriterlerine göre, belirlenen ve nadir flora ile fauna barındıran, dünya ölçeğinde önemli ekosistemler olan Önemli Doğa Alanları’nın yüzde 80’i madenler için ruhsatlandırılmıştır.
- Önemli doğa alanlarından biri olan Giresun Dağları’nın tamamı madenlere ruhsatlıdır.
- Tarım alanlarının yüzde 76’sı madenler için ruhsatlandırılmıştır.
- Meralarının yüzde 64’ü madenler için ruhsatlandırılmıştır.
- Ordu’nun nadir canlı tür çeşitliliği, doğal ve kültürel özellikleriyle tabiatı koruma alanı, milli park gibi statülerle koruma altına alınmış alanlarının yüzde 91’i madenlere ruhsatlıdır. Korunan alanların içinde yer alan arkeolojik sit alanlarının yüzde 94’ü ve tohum-meşcere alanlarının tamamı madenlere ruhsatlıdır.
Ataç: Tarım alanları madenciliğe açıldı
Raporu değerlendiren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Maden Kanunu’nda yapılan değişikliklerin doğal alanları, tarım alanlarını, meraları madenciliğe açtığını ifade etti ve Ordu’nun mevcut maden politikalarından en ağır şekilde etkilenen illerden biri olduğuna vurgu yaptı:
“Fatsa’da çalışmakta olan altın madeni çok kısa bir sürede bölgenin doğal varlıklarına, insan sağlığına ve tarım ekonomisine ciddi zararlar verdi. Yöre halkı ile Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, altın madeninin yarattığı tahribata karşı ilk günden bu yana, yaşam alanlarını korumak için büyük bir çaba gösteriyor.
“Tarihi sorumluluğu hep birlikte alalım”
“Vakıf olarak yaptığımız çalışma sonucu ortaya çıkan tablo, tüm bu çabanın ve emeklerin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bugün maalesef ülkemizde doğa koruma alanı, tarım alanı ya da içme suyu havzası kanunlarla korunmamaktadır.
“Halbuki, ülkemizde bu gibi alanları kanunlarla madencilik faaliyetlerinden korumamız gerekmektedir. Aksi halde madencilik faaliyetleri Çanakkale’de, Muğla’da, Ordu’da olduğu gibi doğamızı ve tarımsal üretimimizi tehdit altına almaya devam edecek.
“Yetkilileri yöre halkının sesini duymaya, Ordu ve tüm illerimiz için madencilik faaliyetlerine karar verirken; doğal varlıklarımızı, tarımımızı ve su varlıklarımızı göz önünde bulundurmaya, bu tarihi sorumluluğu hep birlikte almaya davet ediyoruz.”
(TP)