15 Nisan'da Batman ve Diyarbakır'da tutuklanan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Diyarbakır Bölge Bürosu temsilcisi Kadri Kaya ve Batman muhabiri Erdoğan Altan'ın da aralarında bulunduğu sekiz kişi hakkındaki iddianame tamamlandı.
Cumhuriyet Savcısı İlhami Ceyhan'ın hazırladığı ve Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Kaya'nın okul boykotları ile yaptığı haberlerde, boykota 'meşruiyet' kazandırmayı amaçladığı, 'gazetecilik kisvesi' altında askeri operasyonları ve kitlesel eylemleri taraflı olarak aktardığı ve böylece 'örgütün amacına hizmet' ettiği iddia edildi.
Kaya, ayrıca DİHA'nın abonesi olan belediyeler ile bazı medya organlarının aylık ya da yıllık ödemeleriyle ilgili koordinatörlük yaptığı suçlamasıyla da karşı karşıya.
İddianamede, DİHA muhabiri Erdoğan Altan'ın da Batman'daki gösterilerde çekilmiş görüntüleri değerlendiriliyor ve eylemci grubun içinde yer aldığı belirtiliyor. Savcı Altan'ın da "örgüt amacına hizmet ettiğini" iddia ediyor.
Siirt'te yedi yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edilmesi olayı ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 36 kişi hakkında, dört kız öğrenciye tecavüz etme olayı ile ilgili yapılan haberler de iddianamede suç sayılıyor. "Şahıs küçük yaşta çocuğa cinsel istismar suçunu korucuların işlediğini belirterek Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik güçlerini halkın gözünde kötü göstermişdir" deniliyor.
İlk duruşması 2 Kasım'da görülecek davada sekiz kişi için, 20 yıla kadar varan hapis isteniyor.
Geçmişe mi dönüyoruz?
Bu karışık iddianameyi 15 yıl önceki iddianamelere benzeten avukat Eren Keskin, iddianamenin bütünüyle taraflı hazırlandığını belirtiyor.
* Hiçbir hukuki yanı olmayan, bütünüyle taraflı bir bakış açısıyla hazırlanmış ve adil yargılama ilkesini baştan ihlal eden bir iddianame. Tüm Kürtleri potansiyel suçlu, tüm devlet görevlilerini de potansiyel suçsuz olarak gören bir bakışı yansıtıyor. Bu iddianameyi biraz da dönemin sertleşmesine bağlayabiliriz.
* Yıllar önce de çocuğu dağda olan ailelere, çocuklarının resmini evlerinde bulundurdukları için "yardım ve yataklıktan" dava açılıyordu. Demek ki geriye dönüyoruz. Yine aynı biçimde davalar açılacak. Bu durum demokratik hukuk ilkeleri açısından son derece tehlikeli.
* Gazetecilik faaliyetleri ile ilgili iddialar da çok saçma. Çünkü çizgi gazetelerinde gazeteciler, kendi algıladıkları biçimde, kendi okur kitlelerine uygun şekilde haberleri aktarırlar. Bu, bütün gazetecilerin yaptığı bir şeydir. Sadece Kürt gazetecilerinin böyle yorumlanması, bu iddianameyi hazırlayan savcının ne kadar şoven bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. (EG/HK)