Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Suriye hükümetinin uygulamaya koyduğu yeni mülkiyet yasasının, çatışmalar nedeniyle yerinden edilen binlerce insanı etkin bir şekilde evlerinden ve topraklarından mahrum ettiğini belirtti.
“30 gün içinde belgeleri toplamaları imkansız”
2012’de kabul edilen 66 Numaralı Kanun Hükmünde Kararname, Suriye hükümetinin Şam ve Şam kırsalındaki kayıt dışı yerleşim bölgelerini toplu konut, pazar ve kamusal alanların yer alacağı kentsel dönüşüm bölgesi haline getirmesine izin veriyor.
10 Numaralı Yasa ise 66 Numaralı Kararnamenin ülke çapında genişletilmiş hali.
2018’de 10 Numaralı yasada yapılan yeni düzenlemeler gereğince, bir yer kentsel dönüşüm bölgesi olarak belirlendiğinde, yetkililerin konut ve arazi sahiplerine resmen bildirimde bulunması ve mülk sahiplerinin de 30 gün içinde gerekli belgeleri toplayarak mülklerini talep etmesi gerekiyor.
Bu yasayla daha önce Suriye hükümeti tarafından kuşatma altına alınan, 2016’da hükümet güçlerinin kalan 4 bin kişiyi zorla yerinde etmesi sonrasındaysa tamamen boşaltılan Daraya da dahil olmak üzere Şam iline bağlı yerleri kapsayan iki dönüşüm bölgesi belirlendi.
Af Örgütü, dünkü yazılı açıklamasında, “11 milyonun üzerinde Suriyelinin ülke içinde yerinden edildiği veya diğer ülkelerde mülteci olarak hayatını sürdürdüğü düşünülürse, çatışmalardan etkilenenlerin birçoğu için bu gereklilikleri yerine getirmek neredeyse imkansız” dedi.
Mültecilerin tapuları yok, belgeleri yok edildi
Norveç Mülteci Konseyi’nin yaptığı araştırmaya göre Suriye’de evi bulunan beş Suriyeli mülteciden ancak birinin hala tapu belgesi duruyor. Araştırmaya katılanların yüzde yirmi biri, belgelerinin yok edildiğini söylüyor.
UAÖ Suriye Araştırmacısı Diana Semaan konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Yürürlüğe konduğu takdirde bu yasa, son derece etkili bir toplum mühendisliği yöntemi olarak uygulanabilir. Çoğunlukla muhalefet yanlısı bölgelerde yaşayan veya yurtdışına sığınan binlerce Suriyeli, belgelerinin kaybolması veya yok edilmesi nedeniyle evlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
“Yasada, hayatlarını kurtarmak için kaçan ve evlerine geri dönmeleri halinde zulme uğramaktan korkan mültecilerin ve yerinden edilen insanların haklarına yönelik hiçbir güvence yok.
“Bu yasa, muhaliflerle bağlantılı olduğu varsayılan kişileri bastırmak için duyarsızca bir kararlılık sergileyen hükümet tarafından istismar edilmeye son derece açık.
“Hükümet, zorla yerinden edilenler de dahil olmak üzere herkes sürece anlamlı bir şekilde dahil olma imkanına kavuşana dek, kentsel gelişim planlarını askıya almalı. Hedef, çatışmalar nedeniyle yerinden edilenlerin gönüllü, güvenli ve sürdürülebilir biçimde geri dönmelerini kolaylaştırmak olmalı.”
“Kadınların mülklerini talep etmeleri engelleniyor”
2018’de kabul edilen yasa, kentsel dönüşüm bölgesi olarak belirlenen yerdeki ev sahiplerinin alternatif konut ve maddi tazminat talep etme hakkını güvence altına alan bazı hükümler içeriyor.
Af Örgütü, yasanın, kayıt dışı yerleşimlerde yaşayan ve muhtemelen evleri tapu sicilinde kayıtlı olmayan insanların haklarını korumakta son derece yetersiz kaldığını açıkladı.
“Eşleri veya babaları öldürülen ya da kaybolan kadınlar, tapuların genellikle erkek akrabalar adına kayıtlı olması nedeniyle mülklerini talep etmekte çok ciddi engellerle karşılaşıyor.
“Kadınların, hak sahipleri adına hareket etmelerini mümkün kılacak aile kaydı veya erkek akrabalarının nerede oldukları ya da akıbetlerine ilişkin kanıtlar gibi gerekli resmi sivil belgeleri olmayabiliyor.”
Suriye’de yedinci yılına giren çatışmalarda 6 milyondan fazla insan Suriye içinde yerinden edildi ve 5 milyon Suriyeli ülke dışına kaçarak mülteci oldu. (AS)