İnsan Hakları Derneği (İHD) Afyon Sultandağı'nda Kürtlere yönelik saldırılarla ilgili raporunda saldırının organize bir şekilde yapıldığı ve nefret suçu işlendiğini açıkladı.
Genel Sekreteri İsmail Boyraz, Genel Başkan Yardımcısı Hasan Erdoğan ve İHD Ankara Şube Başkanı Halil İbrahim Vargün'den oluşan İHD heyeti Sultandağı'nda giderek saldırıya uğrayanlar ve resmi yetkililerle görüştü.
İHD güvenlik güçleri ve adli makamlarını saldırıyı kışkırtanları, planlayanları ve amaçlarını ortaya çıkartmak için etkin bir soruşturma yapmaya çağırdı.
'Herkes yerini bilecek, Kürtler dışarı' sloganları atıldı
28 Aralık 2012'de Afyon ili Sultandağı ilçesinde trafikte yaşanan kavgada Orhan Şahin hayatını kaybetti. Şahin'in ölümüyle ilgili Kıran ailesinden iki kişi tutuklandı. Olaydan sonra Kıran ailesi ve ilçede yaşayan, olayla ilgisi olmayan Kürtlerin ev, iş yeri ve arabalarına saldırıldı.
İsa Kıran heyete yaşananları anlattı:
"Yürürken bir arabanın hızla bana doğru geldiğini görünce kendimi kaldırıma attım. Az kalsın beni öldürüyordunuz, dedim. Bir gerginlik oldu. Arabadan dört kişi bana saldırınca çarşıya doğru koşmaya başladım. Bıçaklı iki kişiden biri arkadan bana bıçağı fırlattı."
Kıran'ın bir markete sığınarak haber verdiği ailesinin olay yerine gelmesiyle çıkan kavgada Kıran ailesinden de iki kişi yaralandı. İsa Kıran hastaneye götürüldüğünde toplananların "Herkes yerini bilecek, Kürtler dışarı, Kürtlere ekmek verenlere lanet olsun" dediklerini aktardı.
Saldırılar 29 Aralık'ta Kürtlerin yaşadığı Çavuş Mahallesi'ne yayıldı. Saldırı öncesinde bazı evlere Türk bayrakları dağıtıldı. Türk bayrağı asılan evlere saldırılmazken Kürtlerin yaşadığı evler, arabalar ve işyerleri saldırıya uğradı.
30 Aralık 2012'de Orhan Şahin'in cenazesi sonrası Kıran ailesinin evine yürüyen 300-400 kişilik grup polisin gaz ve tazyikli su ile müdahalesiyle dağıtıldı.
Saldırılar katıldığı tespit edilen 24 kişiden 19’u haklarında "mala zarar verme" ve "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na
muhalefet"ten işlem yapıldıktan sonra serbest bırakıldı. Beş kişi ise bulunamadı.
Raporda, görüşülen pek çok kişinin saldırganların ilçe dışından geldiğini söylediğini aktarılıyor.
Kıran ailesi saldırılar sonrası hastane ve okula gitmek için bile dışarıya çıkamadıkları için polis koruması altında yaşamaya başladı. Saldırıya uğrayan diğer Kürtler de esnafın alışveriş yapmalarını engellediklerini, komşularının kendilerine yönelik tavırlarının değiştiğini ve çocuklarını okula göndermekten korktuklarını belirtiyor.
Kaymakam: hasarları karşılayacağız
İHD heyetinin görüştüğü Kaymakam Mevlüt Şekerci, saldırıya uğrayan Kürtlerin korunması için gerekli önlemlerin alındığını, hasara uğrayan evlerin masraflarını karşılayacaklarını belirtti.
Şekerci, Sait Kıran'ın ilçeden ayrılmak istediklerini ve kaymakamlığın evlerini satın almasını istediğini iletmesi üzerine, böyle bir şey yapamayacaklarını, güvenliklerini sağlayacaklarını söylediğini belirtti. Sait Kıran da bunun kendi görüşü olduğunu, ailenin bu öneriyi kabul etmediğini belirtti.
Belediye Başkanı: "Diğerleri de giderse bu sorun çözülür"
Raporda Sultandağı Belediye Başkanı Osman Acar'ın Çavuş Mahallesine yönelik saldırıdan bihaber olduğu ya da saldırıyı görmezden geldiği belirtiliyor.
Acar heyetle yaptığı görüşmede şu ifadeleri kullanmış:
"Kıran ailesi bize ilçeden gitmek istediklerini söylediler. Biz de esnaflara 'aile gidecekmiş dedik ve olaylar yatıştı' dedik. Ben Sultandağı'nın ileri gelenlerini topladım ailenin evini almak isteyen olup olmadığını sordum. Müteahhitlere sordum, kimse evleri almak istemedi. Ancak taşınmaları için 50 bin TL toplayabileceğimizi söyledim. Aile kabul etmedi. Üç aile gitmiş. Diğerleri de gidecekmiş. Diğerleri de giderse bu sorun çözülür."
Nefret suçlarına yönelik yasal düzenleme gerekli
İHD raporunun sonuç öneriler bölümünde şu noktalara dikkat çekti:
* Halkın tüm zararları karşılanmalı.
* Esnafın Kürtlere yönelik ayrımcı politikasının önüne geçilmeli, yaptıklarının nefret suçu olduğu esnafa açıklanmalı ve gerekirse dava açılmalı.
* İlçe dışından gelip saldırıya katılanlar ve çağıranlar tespit edilmeli.
* Çocukların okula güvenli gidişi sağlanmalı. Ayrımcılık yapan kişi ve memurlar belirlenmeli, haklarından işlem yapılmalı.
* Sendika, siyasi parti ve kitle örgütleri barış ve kardeşliğe hizmet edecek davranışlarda bulunmalı.
* Yetkililer sorumlu davranmalı, halk arasında ayrımları körükleyici söz ve davranışlardan kaçınmalı.
* Nefret suçlarına yönelik yasal düzenleme bir an önce yapılmalı.
Raporun tam metni için tıklayın.