Bugün Taksim'de yapılan 1 Mayıs kutlamasında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) genel başkanı Süleyman Çelebi'nin yaptığı konuşmanın tam metnini yayınlıyoruz.
Kardeşlerim!. Uluslararası sendikal dayanışmanın en güzel örneğini sergileyen, Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'dan, Asya'dan, Avrupa'dan, Amerika'dan gelip mücadelemize omuz veren değerli sınıf kardeşlerim.. Bütün işkollarından emekçi kardeşlerim.. Emek dostları.. Bugün bu alanda bulunan bulunmayan, başka 1 Mayıs alanlarında olan veya işlerinin başındayken yüreği bizimle atan yüzbinlerce, milyonlarca insanın BİRLİK, MÜCADELE ve DAYANIŞMA GÜNLERİNİ, 1 Mayıs'larını, TÜRKİYE DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU adına coşkuyla kutluyorum.
Sevgili dostlar, kardeşlerim. Bugün, şu anda, burada, bu meydanda bulunan herkes kendisiyle övünmelidir. 1 Mayıs'ın ülkemizde kutlanmaya başlanmasının 100. yılına tanıklık ettiğiniz gibi, üzerimize serpilmiş "ölü toprağını" da dağıtıp geldiniz buraya..
Şunu iyi biliyoruz ki kardeşlerim, 1 Mayıs'ı bayram ilan etseler de, bunu bir türlü hazmedemeyen anlayışın sürdürdüğü gerilim politikaları olmasa, bu tarihi ve anlamlı alanda yüzbinlerle bu mutluluğu paylaşacak, bayramımızı en güzel biçimiyle kutlayacak, 32 yıl önce burada yitirdiğimiz canlarımızı bağrımıza basacak, buradan bütün dünyaya, Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin ve yoksul halkımızın mesajlarını iletecektik.
Herkes elini vicdanına koyup söylesin.. Esasında "makul" olan da bu değil miydi? Türkiyeli emekçilere, kültür başkenti İstanbul'umuza yakışan da bu değil miydi? Daha başka bayramlarda nasıl ki bu ülkenin insanları ayrılık gayrılık tanımadan herkesi kucaklayarak kutluyorlarsa bayramlarını, kendi öp öz bayramlarını da öyle kucaklayacaklardı...
Dün 1 Mayıs'ın "bayram olmadığını" tartışanlar ve 1 Mayıs'ı meydan tartışmasına kilitleyenler bugün de "makul sayı"yı tartışmaya başladılar. Ama bizler çok iyi biliyoruz ki sevgili kardeşlerim, sayılar değil, insanlar "makul" olmalıdır!..
Anadolu kültürü, Anadolu gelenekleri, Anadolu örf ve adetleri bunu gerektirdiği gibi, insan olmanın erdemleri de bunu gerektirir..
Sevgili Dostlar, Değerli Konuklar, İşçi Sınıfının, Emeğin Saygın Temsilcileri
Ülkemiz 1 Mayıs 2009'a, sorunların çözüldüğü, insanların barış, refah ve huzur içinde, özgürlüklerini alabildiğine kullandıkları, demokratik bir Türkiye ortamında değil; aksine, sorunların giderek ağırlaştığı, küresel ekonomik krizin sosyal travmalara yol açtığı, hak ve özgürlüklerin budandığı, siyasi iktidarın hukuku ve yasaları keyfince uygulamaktan çekinmediği bir siyasal atmosferde giriyor.
Böyle bir atmosferin oluşmasında elbette başta siyasal iktidarın rolü büyüktür. Çünkü ülkemizin siyasal ve toplumsal yapısında belirleyici olan geçmiş ve bugünkü bütün iktidarlar, kendi ülkesinin ve halkının refah ve mutluluğunu düşüneceklerine, siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda hep dışarıya bağımlı olmayı yeğlemişlerdir. Bunun ekonomik ve siyasi sonuçlarına da hep birlikte tanıklık etmekteyiz.
Demokrasiden korkanlar, gerilim ve çatışmadan rant sağlamak isteyenler, huzursuzlukları körükleyenler, halka ve emekçilere kirli bir senaryo yazıyorlar. DEMOKRASİYİ DEĞİL, YOKSULLUĞU KALICILAŞTIRIYORLAR!
Halkın bileğine bu kelepçeyi vurmaya çalışanlar, iflas eden ekonomik politikalarının, küresel krizlerinin faturasını emekçilere ve halka ödettirmeye çalışıyorlar.
Fakat sevgili kardeşlerim, artık sermaye sırasını savdı; şimdi sıra emekçilerde!
Değerli Arkadaşlar
32 yıl önce bu meydanda 36 değerli insanımız katledildi. Katledilen arkadaşlarımızın katillerinin bulunmasını hep talep ettik, davanın peşini bırakmadık. Fakat bugüne kadar ne olayın faailleri bulundu, ne azmettirenler ne de tertipçiler. Bugün burada yine bir kez daha tekrar ediyoruz: Bu ülkede katillerin, hırsızların, ülkesini soyup soyanların yakasına yapışılmadıkça, bu ülkede katliamcılardan hesap sorulmadıkça, yani bu ülkede demokrasi olmadıkça acımız dinmeyecektir.
1 MAYIS 1977 katliamının failleri bulunmalı ve hak ettikleri hesap sorulmalıdır!
Sevgili Dostlar, Değerli Arkadaşlar
Önümüzdeki günlerde bizi zorlu bir süreç bekliyor.
Krizin etkilerinin daha da ağırlaşacağı, işsizliğin boyutlarının artacağı, gelirlerin azalacağı bir döneme giriyoruz.
Ülkemizdeki her aile için gelecek endişesi, umutsuzluk yayılıyor.
Bu nedenle, biz emekçiler bu zorluklara karşı mücadeleye hazırlanmalıyız.
İşsizliğe, yoksulluğu, yolsuzluğa karşı durabilmek için,
Özgürlüklerimizi, demokrasiyi, haklarımızı korumak için ortak bir mücadele yürütmeliyiz
Örgütlü gücümüz biz emekçilerin en büyük güvencesi olacaktır.
Sevgili Dostlar, Değerli Arkadaşlar
Ülkemizde 1 Mayıs'ın 100'üncü, 1977 katliamının 32. yıldönümünde kalbi emekten, işçi sınıfından yana atan, bugün burada olan, olmaya çalışan veya olamayan yüzbinleri bir kez daha DİSK adına selamlıyor, 2010 1 Mayıs'ını bu alanda yüzbinlerle kutlayacağımız inancıyla hepinizi kucaklıyorum.(SÇ/EÜ)