Geçtiğimiz günlerde açıklanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 5. Değerlendirme Raporunu uzmanlar değerlendirdi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Toplantı Salonu'nda gerçekleşen moderatörlüğünü Ümit Şahin’in yaptığı toplantıya Prof. Dr. Murat Türkeş, Ömer Madra, Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen, Prof. Dr. Levent Kurnaz katıldı.
IPCC yazarlarından Murat Türkeş, hükümetlere sunulmak üzere hazırlanan özet raporda, iklim değişikliğinde insan faktörünün baskın bir etken olduğuna dikkat çekildiğini belirterek poltikacılara karbondioksit salınımları şu anda durdurulsa bile iklim değişikliğinin etkisinin yüzyıllarca süreceği mesajı verildiğini söyledi.
150 yılın en sıcak 30 yılı
Türkeş, öne çıkan noktaları aktardı:
* Küresel ısınma kesin. 1950’li yıllardan günümüze gözlenen değişim bugüne kadar daha önce hiç gözlenmedi. Bu dönemde atmosfer ve okyanuslar ısındı; kar ve buz tutarları azaldı.
* 150 yılın en sıcak 30 ve 10 yılı yaşandı. 1901'den beri yeryüzü 0,89 derece ısındı. Aşırı iklim olaylarında artış var. Soğuk gün gece sayısı azaldı, sıcak gün ve gece sayısı arttı.
Türkiye'de yağışlar yüzde 25 azaldı
* Sıcak hava dalgaları sıklığı arttı; Türkiye de öne çıkan bölgeler arasında. Yaklaşık üçte ikisi Akdeniz ikliminin hakim olduğu Türkiye'de yağışlar 10 yılda yüzde 25 azaldı; kuraklık eğilimi var.
* Okyanuslarda ısınma var. Grönland ve Antartik buz kalkanları geçen 20 yılda kütle kaybediyor. Buzullar küçülmeyi sürdürüyor.
En iyi 1,5 en kötü 4,5 derece artacak
* Deniz seviyesi 1901'den günümüze 19 santimetre yükseldi. Karbondioksit, metan ve dizatmonoksit gazı 800 bin yılda olmadığı kadar yüksek bir düzeye ulaştı. Karbondioksit birikimleri fosil ve net arazi kullanımı nedeniyle sanayi öncesi döneme göre yüzde 40 arttı. Okyanuslar yüzde 30 asitlendi.
* Küresel sıcaklık iyi ve kötü senaryolara göre 1,5 ila 4,5 derece arasında artacak., okyanuslar ısınmaya, buzullar azalmaya, deniz seviyesi yükselmeye devam edecek.
Türkiye'de yazlar 1,5 derece ısındı
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü İklim ve Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Lütfi Şen, iklim değişikliğinin Türkiye'ye olası etkilerini aktardı.
* Türkiye'de sıcaklıklar artıyor. 90’lardan itibaren yaz mevsimleri daha fazla ısınıyor; 2000'li yıllar 1960 ve 70'li yıllara göre 1,5 derece ısındı. Projeksiyonlara göre, yaz sıcaklığı kışa göre daha çok artacak. Sıcak dönem genişleyecek. Doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde sıcaklık artışı daha fazla olacak.
Deniz yükselmesi dünya ortalamasından yüksek
* Dağ buzulları eriyor; buzullar yıllık 10 metre geri çekiliyor. Kar ilkbaharda erken erimeye başlıyor. Bu yüzden de karla beslenen nehirler ilkbaharda bir hafta erken yükseliyor.
* Kıyılarda deniz seviyesi yükselmesi 3,8 ila 7,7 milimetre arasında. Küresel ortalama son 10 yıllarda 3,2 milimetre. Yani yükselme bizde daha fazla.
Su stresi değil su kıtlığı olan ülke olacağız
* Doğal afetlerde önemli artış var. Kuralık, sıcak hava dalgaları en çok yaşanacak doğal afetler olacak; şiddetli yağış ve taşkınlar şehir yaşamını olumsuz etkileyecek.
* Yağışlar yarımkürenin güney yarısında azalacak. Su kaynakları olumsuz etkilenecek. Su stresi olan ülke kategorisinden su kıtlığı olana düşeceğiz. Yağışa bağlı tarım olumsuz etkilenecek. Hidroelektrik enerjisi azalacak. Artan sıcakla orman yangınları artacak.
Gerçek tablo rapordan da kötü
Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Levent Kurnaz, IPCC'nin sunduğu "ürkütücü" tablonun aslında hükümetlerin onayıyla çıktığını dolayısıyla aslında bilim insanların söylemek istediklerinin yumuşatılmış hali olduğunu unutmamız gerektiğini hatırlatarak gerçek tablonun sunulandan daha da kötü olduğunu belirtti.
Açık Radyo'dan Ömer Madra, "korktuğumuz başımıza geliyor" diyerek umtusuzluğunu belirttikten sonra hala umut etmek için çok geç olmadığına kanıt olarak binlerce gencin Gezi Parkı direnişinde sokağa çıkmasını gösterdi ve ekoloji mücadelesinin yakında iklim mücadelesine dönmesinin olası olduğunu belirtti. (NV)