Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcılığı'nı iki dönemdir yürüten Maud de Boer-Buquicchio, kadına karşı şiddet toplantıları için Türkiye'deydi.
Aile içi şiddetle mücadele konusundaki Avrupa Sözleşmesi'nin mimarı olan Boer-Buquicchio, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüştü.
"Kürtaj yasaklanıp nüfus artırılmaz" diyen Boer-Buquicchio, Hürriyet gazetesine konuştu. "Kadına karşı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ve çocuk istismarı konularını Avrupa Konseyi gündeminin ana başlıkları arasına nasıl soktunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"İlk göreve geldiğimde bu konular 'pembe' olarak görülüyordu. Erkek meslektaşlarımın fazla ilgilenmek istemediği alanlardı. Hükümetlerde çoğunluk hâlâ erkeklerde olsa da bu alanlarda yasal düzenleme yapmaları yönünde dikkatlerini çekmeyi başardık. Aslında kadın meseleleri ile çocuk meselelerini de karıştırmak istemiyorum. Çünkü ikisini bir arada ele almak demek o tuzağa düşmek demek. Yani sanki çocukların konuları kadınların işidir. Hayır çocukların konuları herkesi, herkesten önce kendilerini ilgilendirir. Çocuklar mini insan hakları olan mini insanlar değildir. Eminim ki Avrupa Konseyi bu konularda benim mirasımı devam ettirecek."
Türkiye ziyaretini de değerlendiren Boer-Buquicchio, "Bakan Şahin'in erkek bakanları teşvik etme konusunda ne kadar yoğun çaba sarf ettiğini biliyorum" dedi.
"Bakan Ergin de toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik bütün önerilerimize sıcak yaklaştı. Cinsiyetler arasındaki ayrımcılığın ve aile için şiddetin kötü bir şey olduğu çocuklar çok küçükken öğretilmeye başlamalı. Bakan Ergin de, bu eğitimin ilkokulda verilmesi konusunda olumlu. Beklediğimiz doğrultuda siyasi irade var ve bunu önemsiyorum.
"Kadın, kendi bedeninin hakimidir"
Boer-Buquicchio, kürtaj tartışmasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Avrupa Konseyi'nin kürtaj konusunda bir tutumu yok. Bu iş ulusal yasaların inisiyatifine bırakılmıştır. Ancak benim şahsi fikrime göre bir kadın olarak kendi bedenimin hakimi benim. Bir kadının bedenine ne yapılacağı, kendisinden başka hiç kimsenin karar verebileceği bir konu değildir."
"Elbette bir noktadan sonra iki candan bahsediyoruz ve bu her yerde etik bir tartışma. Kürtajın yasal süresi Avrupa ülkelerinde 10-12 hafta arasındadır. Türkiye'deki tartışma henüz yasalaşma noktasında değil ama tartışılan şey mevcut yasal pozisyondan geriye gitmek demek. Milyonlarca kadını etkileyecek bir karardan söz ediyoruz ve doğal olarak kadınların söz hakkı olmalı. Bu konuda sivil toplumun görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini görüştüğüm bakanlara da söyledim."
"Parası olmayan merdiven altına"
"Hiçbir kadın kürtaj olmaktan mutlu olmaz ve kürtajdan yana değildir. Kürtaj bir travmadır ve son çaredir. O nedenle de zaten zor olan bu konuda hükümetin baskıcı önlemler almasını istemeyiz. Eğer hükümet kadınları çocuk yapma yönünde teşvik etmek istiyorsa bunun önlemlerini almalı. Kadınların çocuk yapmak isteyeceği ekonomik ve fiziki şartları iyileştirmeli. Yani 'Kürtajı yasaklıyorum' demek yerine 'Size çocuk yapmanızı teşvik edecek ortam yaratacağım' mesajı vermeli. Bu mesaj negatif değil pozitif yollarla verilirse sonuç daha iyi olur."
"Çünkü kürtajı yasaklarsanız daha az kadın kürtaj olmayacak. Sadece şu olacak; parası olanlar yurtdışına gidip kürtaj olacak, olmayanlar merdiven altlarında. Sonuçta annelerin ve gelecekteki bebeklerin hayatlarını riske atmış olacaksınız. Kürtajı yasaklayarak nüfusunuzu arttıramazsınız."
"Kadınlar ses çıkarmaya devam etsin"
Ceninin taşıdığı sürece anneye ait olduğunu söyleyen Boer-Buquicchio, "Belli bir noktadan sonra kendisine ait bir yaşamı var elbette. Ama bunun ne zaman olduğuna kim karar verebilir ki? Bir kadın olarak bedenime ne yapacağıma hiçbir politikacı, dini otorite ya da yasa yapıcı karar veremez" diye konuştu.
"Kadınlar, seslerinin duyulduğundan emin olana kadar ses çıkartmaya devam etsinler. Ama bir yandan da siyasetin kenarında kalmak yerine karar vericiler arasına girmek için hırslansınlar. Ne yazık ki ülkenizde çok az kadın siyasetin parçası. Türkiye'deki kadınlar aktif siyasetin içinde daha büyük roller almak için mücadele etmeli. (AS)