Kara bayram dedikleri bu olsa gerekti. Herkes gibi hazırlanmışlar mıydı bayrama kim bilir, Konya'nın 11 katlı Zümrüt apartmanının sakînleri.
Mutlaka öyle olmuştu. Memleket Konya, ülke de Türkiye olunca biraz kaderlerine razı mı olmuşlardı, ne!
Hicret apartmanı!
Kaderleri sanki kendi kavillerince çizilmişti. Bina epeyce önceden defalarca uyararak ben yıkılıyorum demişti de, onlar nasıl olsa yıkılmaz mı demişlerdi!
Sanki yıllar, 20 yıl kadar önce kendilerinden yüzlerce kilometre uzaklarda Diyarbakır'ın şehitlik semtinde bir gece vakti çöken ve 83 cana mezar olan Hicret apartmanı sakînleri gibi mi göçmüşlerdi!
Televizyonlarda felaket görüntülerini içim burkularak izlerken film şeridi gibi birden 21 yıl önceki o meşum Ocak günlerine gittim. Sabah alacasıydı ve Diyarbakır bir başka felaketle çalkalanıyordu.
Şehir tedirgin
Zaten 12 Eylül olanca kasvetiyle şehrin üzerinde kara bulutlar gibi dolanıyordu. Her akşam gecenin karanlığında kimin kapısına dayanılacak, kimin kapısı kırılacak, onun beklentisi koca bir şehri tedirgin etmeye yetiyordu.
Ama doğrusu bu farklı bir felaketti. Yıkım üstüne yıkım gibi bir şeydi. Evimin bulunduğu Ofis semtinden Şehitliğe kadar yürüyerek, on dakikalık mesafeyi yarım saatte alabilmiştim.
İnsanı iliklerine kadar donduran buz gibi ve puşt bir hava vardı. Epeyce kalın giyinmeme rağmen Hicret apartmanının yıkım yerinin güvenlik kuşağına varıncaya kadar kulaklarım adeta donmuş, hissizleşmişti.
İmara mı, kitaba mı?
O anda yıkıntının altındakileri düşünmüştüm. Günlerce boğazıma sanki bir yumruk oturmuş, yiyip içememiştim.
Konya görüntülerini izlerken sanki yeniden o günleri yaşadım, hem de bayram günü. Ama "devleti âli"nin valisine soruyorlardı, "yapı imara uygun mu ?".
Vali de yanıtlıyordu; "Evet imara uydundur!"
Bu kadar işte üç kelimeyle bitirilmişti iş. Her şey imara ve kitabına uygundu. İnsan düşünmeden edemiyor.
Peki binaların statik projelerinin yanı sıra tesisat, elektrik ve ısı yalıtım ile asansör projeleri hazırlatılarak 4 ayrı meslek odasına (İnşaat, Mimarlar, Elektrik ve Makine) kayıtlı mühendisler tarafından denetim yapılmaz mı?
Müteahhitler!
Hadi müteahhit bu aşamaları aştı diyelim, belediyeler ne güne duruyor. Onlar ruhsat aşamasında ve sonrasında denetim mekanizmalarını işletmez mi ?
Ama olmuştu işte. Şimdi kamunun vicdanını rahatlatmak için suçlu arama zamanıydı. Bunun için de elbette akla ilk gelen müteahhitlerdi.
Ama bir belleğimizi yoklayalım bakalım onca "suçlu" diye tabir edilen müteahhitlere ne yapılmıştı ki!
Diyarbakır'ın Hicret apartmanı müteahhidi Kermo Dalmış bir buçuk yıl, Yalova depreminin müteahhidi Veli Göçer 8 buçuk ay yatıp çıkmışlar.
Muhtemelen Zümrüt apartmanının müteahhidi de soyadı gibi kısa bir süre sonra "Kaya" gibi dışarı çıkacak. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ve kaldığı yerden de işini sürdürecek.
Çöküntünün önünde yargılama
Ama bu noktada benim aklıma daha farklı çözümler de gelmiyor değil. Ben derim ki bu son örnek olay ışığında soruşturmayı derinleştirmek gerek. Mesela diyorum kendine "sivilim" diyen o meslek odalarının üyeleri olan o "imara uygun" yapıların projelerinin altına imzayı çakıp bedelini de cebe indiren sonra da belediye adına teknik denetimleri yapan teknik sorumluları ve ruhsatı veren şahısları bir, bir bulup bu yargılama sürecine katmak gerekmez mi!
Yargılamayı da ibreti alem olsun diye televizyonlardan canlı olarak çöken inşaatın görüntülerinin önünde yapmalı derim. Bunu yaparsak/yapabilirsek o zaman kendimizi de "sorgulayabiliyoruz"un kanaatine vardığımızı söylemek mümkün olur.
Yoksa yüksek perdeden, bu türden felaketlerden sonra; çöken yapı mıdır yoksa sistem mi, söylemlerini daha çokça dillendiririz.
Çöken ne?
Çöken elbette sadece Konya'daki ya da bir hafta önce İstanbul'daki, ya da 21 yıl önce Diyarbakır'daki yapı değil; Türkiye'deki çok katlı blok plancılığına teslim bayrağı çeken "yağmacı müteahhit" mantıklı sistemin bizatihi kendisidir.
Böylesine yapıları imara uygun inşa edenler, elbette insanlarını da tıpkı sistemleri gibi"imara uygun" şekillendirir sonra da o "imara uygun" kafalardan oluşmuş insanları yönetmeye talip olurlar.
Ne diyelim Tanrı bizi "imara uygun" metinlerin altına imza atan o teknik! Sorumluların şerrinden korusun ...(ŞD/NM)