Strasbourg Üniversitesi Rektör Yardımcısı Francis Kern, Pınar Selek’e verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasının “hayret verici, çelişkili ve ölçüsüz” bulduğunu söylerken, “Şunu anladım, Türkiye’de dava beraatle sonuçlanırsa savcı kararı mutlaka temyiz ediyor ve Yargıtay bozuyor. Kuvvetler ayrılığı yok” diye konuştu.
Kern, öğrencisi Pınar Selek’e destek için ikinci kez Türkiye’deydi. Haftasonu İstanbul’da düzenlenen sempozyumda akademik özgürlükler konusunda bir konuşma yaptı.
bianet’e konuşan Kern, 14 yıldır Mısır Çarşısı davasından yargılanan Selek hakkında verilen kararın yarattığı şaşkınlık ve üzüntünün Selek’e olan uluslararası desteği giderek arttırdığını ifade etti.
"Her beraat bozulabiliyor"
Kern, İstanbul’a ilk defa 24 Ocak 2013’te gelmiş, çeşitli ülkelerden öğrenci, öğretim görevlisi ve araştırmacı sendika ve derneklerinin temsilcilerinden oluşan heyetle birlikte Selek’e ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesiyle sonuçlanan duruşmayı izlemişti.
“Önce ilk gelişimi anlatmalıyım belki de” diye söze başladı, “Karar gerçekten hayret vericiydi. Bir insanı beraat ettirip, sonra tekrar suçlayarak beraatin bozulup müebbet hapis cezasının istenebilmesi benim için anlaşılılabilir bir durum değil. Yeterli kanıta sahip değilken, bir insanı böylesine vahim bir suçlama nasıl yöneltilebilir? Sadece suçlama da değil üstelik, hüküm verildi. Bu durum, duruşmaya katılan onlarca avukat ve yüzün üzerinde gözlemci için inanılmazdı.”
Dava dosyasındaki farklı uzman raporları ve deliller, 14 senedir sürmesi, birçok kez beraat ve beraatin bozulmasına karar verilmesi, beraatin bozulduğu her seferde mahkeme başkanının karara şerh koyması gibi sebeplerden o kadar karmaşık ki, Kern’e “dava sürecini anlayabildiniz mi” sorusuna cevabı şöyle oldu:
“İtiraf etmeliyim ki duruşmayı izlemeye geldiğimde dava sürecini anlamaya çalıştım ama zor oldu. Bu haftasonu düzenlenen sempozyumda Martin Pradel bize Türkiye’de yargının nasıl işlediğini anlattı.
“Şunu anladım, duruşmadan beraat çıkarsa savcı mutlaka kararı temyiz ediyor. Bu bir Fransız için anlaşılamaz bir durum. Bu durum yargıda bağımsızlık, Montesqieu’nün bahsettiği kuvvetler ayrılığının olmadığını gösteriyor. Çünkü siyasi iktidar, sonuç ne olursa olsun kararın bozulması için savcıyı kullanıyor.
“Demek ki siyasi gücün yargıya karşı kuşkuları var ve bunu kontrol etmek elinde, çünkü tüm kararları bozabiliyor. Selek'in beraat kararını üç kere bozduğu gibi.”
"Selek, üniversitenin koruması altında"
Kern, bu dayanışmanın kişisel bir temeli, bir arkadaşlık meselesi olmadığının altını çizdi. Selek’le 24 Ocak’taki davadan sonra Strasbourg’a döndüğünde tanıştığını anlattı.
Strasbourg Üniversitesi'nin Selek'le akademik bir dayanışma içinde olduğunu belirten Kern, bu dayanışma çemberinin başta Fransa, İtalya ve Almanya olmak üzere hem uluslararası bağlamda hem sivil toplum düzeyinde genişlediğini ifade etti.
“Ben üniversitenin destek komitesiyle birlikte, Strasbourg Üniversitesi’ni temsilen davayı gözlemledim. Başta Strasbourg olmak üzere Fransa’nın birçok şehrinde üniversitelerde ve üniversite dışında destek komiteleri kuruldu. Yani Pınar Selek hem bir araştırmacı hem bir yurttaş olarak destekleniyor.”
Müebbet kararının hemen ardından Strasbourg Üniversitesi Rektörü Alain Beretz’in yazılı bir açıklama yaptığını hatırlatan Kern, rektörün “Pınar Selek üniversitenin koruması altındadır” cümlesini tekrarladı. Strasbourg Üniversitesi olarak aldıkları bu tavrın, Türkiye’deki üniversiteler tarafından da kurumsal düzeyde benimsenmesinin mümkün olduğunu hatırlattı.
Çantasından Jacques Derrida'nın "Koşulsuz Üniversite" kitabını çıkaran Kern; üniversitelerin, araştırmacıların "akademik dokunulmazlığına" sahip çıkması gerektiğini söyledi. (ÇT)