Topluma şöylesine bir bakış erkeklerin cinsel açıdan sözüm ona çok özgür olduğunu gösteriyor. 50 yaşındaki bir erkeğin 'artık karım eskidi. Kendime 20 yaşında bir bakire alacağım' demesi pek çok kişi tarafından hoş karşılanmasa bile istisna teşkil etmiyor. Gerçekten iş böyle mi?
İşte bu konuşmadığımız ama uğruna her yıl binlerce kadını namus uğruna katlettiğimiz seks konusu hakkında Türkiye'de pek çok şey ya yanlış biliniyor ya da bilinmiyor. Hem cinsel bilgilerimiz kısıtlı. Hem de cinsel hayatımızla ilgili bilgilerimiz. Halen kadınların kendi klitorislerinin işlevinden habersiz oldukları ve zevk almanın tabu olduğu bu ülkedeki pek çok sosyal patolojinin altında bu cinsel baskılar yatıyor.
Kadınların cinselliği yok gözükmekte. Bırakın lezbiyen bir kadının cinsel hayatı hakkında bilgi sahibi olmamızı heteroseksüel 'normal' bir kadının hayatı hakkında bile pek az şey biliyoruz.
Anneanne hem hacca gidip hem de dedeyle bir şeyler yaşamak istiyorsa?
Üreme sağlığı denilince aklımıza sadece hamile kalmaktan korunma yöntemleri geliyor. Kimse menopoz sonrası kadınların cinsel ihtiyaçları ve istekleri hakkında konuşmuyor. Çünkü böyle bir ihtiyacın ve isteğin olmadığı varsayılıyor.
Kısacası anneanneniz ve babaannenizin hacca dini görevini yerine getirmek için gitmesi normaldir. Ama ya anneanne hem hacca gidip hem de dedeyle bir şeyler yaşamak istiyorsa? Buna hazırlıklı mıyız? Ya da buna ne kadar tahammül edebiliriz?
Erkekler de özgür değil
Kadınların namus adına öldürüldükleri ve cinselliklerinin böylesine kısıtlandığı bir ülkede erkeklerin cinsel özgürlüklerinin olduğunu iddia etmek sadece yanlış değil. Aynı zamanda konunun halen ne kadar anlaşılamadığının kanıtı.
Cinsellik biri olmadan ötekinin olamayacağı bir yer. Cinselliğinizi halletmemiş olmamanın başka biriyle bir ilgisi yok. Öncelikli olarak kendi içinizde tek başınıza olduğunuzda nasıl olduğunuzla ilgili psikolojik ve manevi bir durum. Ne yazık ki Türkiye'de değil biriyle bir şeyler yaşamanıza tek başınıza kendi içinizde çıktığınız yolculuğa bile müsaade yok görünüyor.
İşte bütün bu durumları anlamak, görmek ve değerlendirmek için Türkiye'nin cinsellik haritasının çıkarılması gerekli.
Avrupa Birliği'ne girmeye hazırlandığımız şu günlerde yapmamız gereken öncelikli bir şekilde bu konuya eğilmek ve bunun için gerekli kaynakları da ayırmak. Suskunluğu bozmak, bilinmeyenleri ve konuşulmayanları ortaya çıkarmak için artık araştırmak ve sonra ses çıkarmak lazım.
İçsel yolculuğa çıkmak
Paulo Coelho Onbir Dakika (Can Yayınları) adlı romanında kadın erkek bütünleşmesini çok sade bir dille anlatır. Hem psikolojik hem manevi öğeler içeren romanı kadın ve erkeğin önce kendi içlerinde hem kadın hem erkek olabilmelerini önerir.
İçsel yolculuklarında böyle bir bütünleşmeyi tek başına tamamlamış olan kadınların ve erkeklerin birleşme anında -hem kendi içlerinde hem de kendi aralarında- hem kadın hem erkek olduklarını ifade eder.
Bizim de toplum olarak acil ihtiyacımız kendi içimizde böylesine bir yolcuğa çıkmak. Bu yolculuğun sonunda ne namus cinayetleri kalır ne travesti dayakları. Hep birlikte özgürleşiriz. (LP/FK)
* Leyla Pervizat, Dr, feminist araştırmacı