Erdoğan 29 Haziran'da Kütahya'da yaptığı seçim konuşmasında Bahçeli'ye seslenmiş, "Milliyetçiyiz demekle milliyetçi olunmaz. Terör örgütünün başını sana hediye edecekler. Sen hapishaneyi İmralı'da döşeyeceksin faturayı AKP'ye keseceksin. Yemezler" demişti .
Meydanlarda ip dolaşıyor...
Bahçeli de hemen ertesi gün Erzurum'da kendisini PKK lideri Abdullah Öcalan'ı ölüm cezasına çarptırmadığı için eleştiren Erdoğan'a, meydana ip atarak "Oğluna gemi alacak kadar paran var da onu asacak kadar ip mi alamıyorsun? Haydi as" diye cevap verdi.
Siyasilerin yaptığı konuşmalar hele seçim öncesi bütün televizyonların ana haber bültenlerinde, çocukların ayakta olduğu saatlerde yayınlanıyor.
"İdamcılık" oyununu unutmayalım...
Hatırlayacaksınız bu yılın başında Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in infazının hemen ardından ABD, Hindistan ve Pakistan'da olaydan etkilenerek çocuklar kendilerini öldürmüşlerdi. Haberlere göre çocuklar "idamcılık" oynuyordu.
"İdamcılık oyununun" hatıraları çocukların zihinlerinde henüz çok taze. Çocuğun aklı uzmanların söylediğine göre ölümün gerçekliğini yetişkinlerden farklı bir biçimde kavrıyor. O yüzden çocuklar "Superman" gibi çatıdan atlayıp uçabileceklerini sanıyorlar... "İdamcılık" diye bir oyun icat edebiliyor çocuklar...
Onca ibretlik olaya, onca uyarıya rağmen kocaman siyasetçileri "insan öldürmek" tartışmasından alıkoyamıyoruz, hala "bana oy ver, ben idam edeceğim" diye oy istiyorlar...
Gece yarısından sonra...
O halde geriye tek seçenek kalıyor. Seçim propagandaları ve mitinglerini RTÜK'ün belirlediği akıllı işaretlerle 18 yaş altındaki çocuklara izletmemek, bu programları "şiddet içerikli" saymak.
Seçim konuşmaları pornografik filmler, şiddet ve korku içeren diğer yayınlar gibi gece yarısından sonra çocuklar uyurken yayınlansın. (NZ)