İstanbul Barosu eski Başkanı Yücel Sayman, "12 Eylül Anayasasın getirdiği sistem ve düzen, anayasa değişikliğinden sonra da varlığını sürdürüyor" dedi.
Sayman'a göre, referandumdan çıkan evet, antidemokratik sisteme vurulmuş bir darbe ama yeterli değil. Şimdi bu anlayışı değiştirecek; bireyi merkeze alan, yüce ve kutsal olmayan devleti, bireyin arkasında konumlandıran bir anayasa hazırlanması gerek.
"Anayasa değişti, 12 Eylül anlayışı sürüyor"
"12 Eylül Anayasasının getirmiş olduğu bir sistem ve bir düzen var. Anayasanın başlangıç bölümünü okuduğumuzda, bu açıkça görülüyor" diyen Sayman, bu düzeni ve anayasa değişikliğinin eksik noktalarını bianet'e değerlendirdi:
- Maddi refahından söz edilen, canlı bir organizmaymışçasına anılan yüce bir devlet var. Arkasından toplum geliyor. Toplumun nasıl şekilleneceğine ilişkin ilkeler de anayasada resmi ideoloji ile belirleniyor. Yine anayasa, bu düzenin korunması ve yürütülmesi için birtakım kurumlar oluşturuyor.
- Anayasaya göre devlet, bir organizma. Devletin politikalarını da başta MGK, YÖK, Diyanet İşleri, TDK gibi kurumlar belirliyor. Yargının varlık nedeni de bu devlet politikalarının hukuki açıdan uygulanabilmesini sağlamak. Bu verili durum bugün de değişmedi.
- Anayasaya göre toplum, siyaset alanına ancak siyasi partileri aracılığı ile dâhil olabiliyor. Siyasi partiler ise verili devlet politikası ve onu belirleyen kurumlar çerçevesinde faaliyet gösterebiliyor.
"Antidemokratik yaklaşım kırıldı ama değişim yeterli değil"
- Farklı zamanlarda yapılan kısmi değişiklikler ve özellikle bu son değişiklik, bu sisteme darbe vurmayı başardı. Referandum öncesinde siyasi iktidar, "Devlet politikası ve siyasi iktidarın politikası gibi bir ayrımdan söz edilemez. Siyasi iktidar, devlet adına çeşitli kurumların çizdiği politikalara bağlı değildir. Bu antidemokratik bir durumdur" diyordu.
- Bu antidemokratik yaklaşım, referandumdan çıkan "evet"le büyük ölçüde kırıldı. Ancak yapılan değişiklik yeterli değil.
- Anayasanın başlangıç bölümünün ve anlayışının değişmesi, bireyleri merkeze alan, yüce ve kutsal olmayan, yalnızca idari bir mekanizma olarak biçimlenen, devleti bireyin arkasında konumlandıran bir anayasa hazırlanması gerekir.
- Devlet politikasını siyasi iktidarın belirlemesi önemli bir adım olabilir. Ancak siyasi iktidarı denetleyecek mekanizmaların neler olacağı da tartışılmalıdır. (BB/EÖ)