"Son gelişmelerin halkta güven kaybına yol açtığını" değerlendiren Prof. Dr. Mithat Sancar, "Cumhurbaşkanı adayı bütün kimlikleri kapsayacak uzlaşma yolunda ilerlerse, Altılı Masa buna engel olmazsa oy kaybı değil ciddi oy yükselmesi olur."
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Habertük TV'de Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında son gelişmeleri yorumladı. "Yeni dönem, yeni başlangıçlar önemlidir, ilkeler de önemlidir" diyen Sancar, "Toplumda güçlü bir değişim isteği [olduğunu]" vurguladı.
Prof. Dr. Sancar, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hayırlı olsun, kendisiyle genel merkezimizde konuşmak için ziyaretini bekliyoruz" dedi. Kendi programlarını Kılıçdaroğlu'na dayatmak gibi bir düşünceleri olmadığını belirtti ve "acil olarak Türkiye'nin demokratik dönüşümü gerçekleşmeli" diye konuştu.
Sancar, demokratik siyaseti tıkayacak hiçbir girişimin yanında olmayacaklarını söyledi: "Halkın değişim isteğini sahipleniyoruz, HDP üstüne düşeni yapacak!"
Cumhurbaşkanı adayı çıkartmayı yeniden değerlendiriyoruz
Siyasetteki son gelişmeleri HDP açısından yorumlayan Eş Genel Başkan Sancar "Depremden sonra yeni bir durum ortaya çıktı. Büyük bir yıkım var. Etkileri de acısı da. Bizler de kendi adayımızı çıkarma çalışmalarımızı yeniden değerlendirme sürecine dönüştürdük. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayımızı çıkarmayı yeniden değerlendirmeye başladık" dedi.
"Gerçekten bu iktidardan seçimde kurtulmayı sağlayacak gelişmeler olursa, siyasi muhalefet ve toplumsal güçlerle bu konuda yol alınırsa, aday çıkarmak yerine yine tek adayı destekleme seçeneğini de masaya yatırdık. Bunu çok açık söylüyoruz. Son gelişmeler de bu sürece elbette eklenmiştir. Adayımızı çıkarma çalışmalarıyla ilgili yeniden değerlendirme süreci devam ediyor."
"İktidar bu ülkeyi baskı, yasaklama, zorbalıkla, talanla yönetiyor, üstüne tamir edilmesi zor yaralar açan büyük yıkıma yol açtı. Depremdeki yıkım iktidarın sorumluluğudur. Topluma olan sorumluluğumuz gereği kendi adayımızı çıkarma sürecini yeniden değerlendirmeye dönüştürdük".
Sayın Kılıçdaroğlu'nu görüşmeye bekliyoruz
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hayırlı olsun" diyen Mithat Sancar, CHP Genel Başkanı'nı görüşmeye beklediklerini dile getirdi: "Kendisiyle genel merkezimizde bunları konuşmak için ziyaretini bekliyoruz."
"Zaten daha önce ilke ve yöntemi açıklamıştık. Eğer muhalefet ortak aday belirleyebilirse, o ortak adayla bizimle yapacağı açık, doğrudan görüşmeler sonucu bir ortak noktaya, uzlaşmaya varılırsa biz bu adayı destekleriz demiştik. Aksi takdirde seçenek bellidir, kendi adayımızı çıkarırız.
"Hedefimiz demokrasi, adalet, özgürlüktür. Pazarlık için değil, Cumhurbaşkanlığının hangi ilkeler üzerinde durulacağı, geçiş sürecinin nasıl olacağı ve bu dönemde nelerin acil olarak yapılması gerektiği konularını konuşacağız[...] Temel mesele Türkiye'de toplumun çoğunluğunun isteği olduğuna inandığımız demokratik değişimi sağlayacak uzlaşmayı başarmak.
"Demokratik dönüşüm, adalet, özgürlük için temel konularda geçiş sürecinin niteliğiyle ilgili ana hususlarda bir uzlaşma olursa bu çok memnuniyet verici olur.
Kritik rolümüz var
Elbette gelişmeleri çok yakından dikkatli takip ediyoruz. Türkiye'de siyasi dengelerin oluşmasında çok kritik bir yerimiz, rolümüz, işlevimiz olduğunun farkındayız ve bunun bize yüklediği büyük sorumluluk var. Siyasetteki her türlü gelişmeyi çok daha dikkat ve titizlikle izliyoruz. Bu bizim halklarımıza, toplumumuza karşı görevimiz.
Yaşanılanların yarattığı sarsıntı önemsiz değil. Birçok yerde şunu söylüyoruz; Cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli. 2023 Mayıs veya Haziran'da yapılacak bu seçim hem Cumhurbaşkanlığı hem parlamento seçimleri Türkiye tarihinin belki de en önemli seçimleri olacaktır. Bu konuda açık ve ilkeli politika izlemeyi önemli bir görev olarak ortaya koymuştuk.
İlkeler önemli demiştik. 'Bu iktidarı seçimle göndermek istiyorsak, bu düzeni değiştirmek izliyorsak, ilkeler üzerinde uzlaşmayı, mutabakatı ilk sıraya koymalıyız, isimler tartışmasını bunun önüne geçirmemeliyiz' diyorduk biz."
"Son üç günde yaşananlar güven kaybına yol açtı"
Sancar yeni dönem ve yeni başlangıçlar için "ilkeler"in üzerinde durdu: "Kişisel hesaplar, toplum mühendisliği çabaları, siyaseti masa başı veya arka kapılarda dizayn etme çabalarından herkes uzak durmalıdır."
Son üç günde yaşananlar toplumda güven kaybına ve zedelenmesine yol açmıştır. Bu güveni tamir etmek gerekiyor. Değişim yolundaki istekle daha da perçinlemek gerekiyor. Deprem bize bu düzenin ne kadar çürük olduğunu bir kez daha gösterdi. Değişimin ilkelerini belirlemek önemlidir. Şimdi yeniden bir araya geldiler. Masadaki her bir çekişme ve tartışmayla ilgili değerlendirme yapmayı gerekli görmüyoruz.
"Acil demokratik dönüşüm"
HDP Eş Genel Başkanı, 27 Eylül 2021'de açıkladıkları "tutum belgesi"ni hatırlattı: "[Orada] Cumhurbaşkanlığında muhalefetle ortak aday fikrine açık olduğumuzu söylemiştik. Aday HDP ile ittifakımızla açık şekilde görüşmeler yapmalı. Türkiye'nin demokratik değişim, adalet ihtiyacını karşılama yönünde ortaklık aramalı ve bunların hepsi kamuoyunun önünde açık şekilde yapılmalı. Bu yapılırsa muhalefetin ortak adayına destek vermeye açığız demiştik."
"Fakat uzun zaman geçti bu konuda olumlu bir adım yaşanmadı. 25 Ekim'de artık aday çıkarma çalışmalarımızı somutlaştırıyoruz, kendi adayımızı çıkarmak için çalışma sürecimizi başlatıyoruz diye ilan etmiştik. Bu konuda epeyce mesafe aldık. Kendi kurullarımızla, demokratik kuruluşlarla istişare yaptık. Deprem yaşanmasaydı bizler kendi adayımızı açıklama noktasında hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamlamıştık."
Prof. Dr. Sancar: "Bunu 1,5 yıldır anlatıyoruz. Hiç kimse bizim kadar net konuşmadı." dedi ve ekledi: "Sayın Kılıçdaroğlu'nu bunları konuşmak için bekliyoruz. [...] HDP ile görüşmeli. Diğer ittifak partileri ile de görüşür. Bütün bu görüşmenin sonuçlarını ittifak güçlerimizle birlikte değerlendiririz. Elbette HDP'ye kendisinin gelmesini, bunları bizlerle yüz yüze konuşmasını bekliyoruz."
Kılıçdaroğlu'dan HDP'yi değişimin güvencesi olarak görmesini rica ediyoruz
Sancar, Cumhrbaşkanı'nın rolünü önemsediklerini teyit etti ve "Elbette Cumhurbaşkanı seçildiğinde onun yapması gerekenler var" dedi.
"Ama biz diyoruz ki, bu ülkede değişimin güvencesi HDP ve emek, özgürlük platformudur. Bu konuda kendimizden eminiz, halkımızın bize vereceği destekten eminiz. Türkiye'de farklı kimliklerden, inanışlardan olan insanların HDP'yi değişimin güvencesi olarak görmesini rica ediyoruz. Yürüdüğümüz yolun yol olduğunun bilincindeyiz, sorumluluklarımızın bilincindeyiz, ama değişim konusunda iradeyi en güçlü noktaya taşıma noktasında kararlıyız.
"Seçim birinci turda bitmeli"
"Elbette bu seçimin 1. turda bitmesini istiyoruz. Yani muhalefetin ortak adayı ile uzlaşma olmasını elbette arzuluyoruz ve bu konuda elimizden gelen çabayı yapıcı şekilde ortaya koyacağız. Hedefimiz bundan sonrası seçimin ilk turda bitmesi, ilk turda muhalefetin uzlaşma da sağlanmış zeminde adayının kazanmasıdır. Sorumluluğumuzun bu konuda öneminin bilincinde olduğumuzu tekrar edeyim.
"Kendimize de, yürüdüğümüz yola da, sahip olduğumuz desteğe de güvenimiz var. Toplumun da bu güvene ihtiyacı var. Zedelenen güveni Emek ve Özgürlük İttifakı gerçekleştirir. HDP bu konuda daha eski geçmişe, tecrübeye sahiptir. İttifak güçlerimizle daha da zenginleşti bu tecrübemiz. İlk turda bitirelim, bizim uzlaşma, görüşme, ortak noktalarda buluşma konusunda çeşitli engeller çıkarmaya yönelik hamleler yapılırsa herkesin bu konuda uyanık ve duyarlı olmasını bekliyoruz.
Bütün kesimlere ulaşma Cumhurbaşkanı adayının temel sorumluluğudur
"HDP ile görüşmek toplumun bütün kesimlerine ulaşma çabası Cumhurbaşkanı adayının temel sorumluluğudur. Sayın Kılıçdaroğlu defalarca söyledi, biz bunu baştan beri söylüyoruz. O halde bu uzlaşmanın olmasını sağlayacak yapıcı bir zemine ihtiyaç var. İkincisi bu tür uzlaşmaların önünü tıkamaya yönelik operasyonlar, çeşitli mühendislik çabaları olabilir buna karşı da herkes duyarlı ve dikkatli davranmalıdır. Yani bu konuda tuzaklara karşı tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
"Toplumun büyük kesimi canı yanmış şekilde demokratik değişim istiyor. Adalete gidiş istiyor. Refah ve barış istiyor. Bütün bunları engellemeye yönelik yeni manevra ihtimallerini yok sayamayız. Toplumun bu manevralara karşı ne kadar güçlü duruşu olduğunu son üç günde gördük. Bugün masa bir adayda uzlaşmışsa, bunun asıl dinamiği toplumsal değişim isteği ve basıncı olmuştur.
Hiç uzlaşma olmazsa aday çıkarmayı görüşürüz
"Yapılan bütün manevralar toplumun güçlü olan demokratik, adaletli bir geleceğe ulaşmak için değişim isteği. Buna çarpmıştır ve bundan sonra hiç kimse toplumdaki bu iradeyi yok sayamaz, bununla oynamaya ya da bunu önüne başka manevralarla çıkmaya kimse de herhalde bundan sonra cesaret etmez. Karşılığının sonuçları önemli olacaktır. Bütün bu duyarlılığı toplumsal arzuyu iradeyi hesaba katan bir yerden konuşuyoruz.
"Hiç uzlaşma olmadı, engeller çıkarıldı, şu oldu bu oldu, elbette değerlendirme sürecimiz devam edecek. Bu gelişmeleri hesaba katarak aday çıkarıp, çıkarmamaya kurullarımız ve ittifak güçlerimizle görüşerek karar veririz.
"Güven kaybına yol açtı bu gel gitler. Yani toplumun epeyce kesiminde değişim isteyen insanların dahil olduğu kesimde güvenin zedelenmesine yol açtı. Bunun oya yansımasını ölçmek elbette kolay değil ama aslolan bundan sonra bu güvenin toplumsal güçlerle güçlendireceğiz. HDP bu güvenin topluma yerleştirilmesi için elinden gelen her çabayı harcayacaktır.
Eğer gerçekten Türkiye'nin bütün değişim isteyen kesimlerini, acı yaşayan, yaşamış olan, mağdur olan, olacak olan kesimlerini, ezilenlerini, emekçilerini, bütün kimliklerini kapsayacak uzlaşma yolunda ilerlerse Cumhurbaşkanı adayı, Altılı Masa buna engel olmazsa oy kaybı değil ciddi oy yükselmesi olur.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ertesi sabah 105 kişi ile gözaltına alınması ile başlayan eylemler perşembe günü Kocaeli’ne de sıçradı.
Kocaeli Üniversitesi öğrencilerinin kampüs önünde gerçekleştirdiği eylem için polis barikatları kurulurken yürümek isteyen öğrencilere biber gazı ile müdahale edildi. Altı öğrenci ve bir akademisyen işkence ile gözaltına alındı.
Öğrencilerin başlattığı bu protesto kentteki muhalefet güçlerinin eğilimini de değiştirdi. Gözaltıların serbest bırakıldığı yerde onları yüzlerce insan karşılarken ana muhalefet Saraçhane’ye giden otobüslerini çevirdi ve öğrencilerin yürüyüşüne desteğe geldi.
Üniversiteliler muhalefeti harekete geçirdi
Ertesi gün öğrencilerin gözaltılara yönelik protestosu da CHP ve diğer demokrasi güçleri tarafından desteklendi. Yaklaşık beş bin kişi sert bir polis ve TOMA müdahalesi ile karşılaştı. 13 kişi gözaltına alınsa da kitlenin kararlılığı barikatın açılmasını ve yürüyüşün gerçekleşmesini sağladı.
Başını öğrencilerin çektiği kitlenin eylem ve yürüyüş talebi ilerleyen günlerde de sürdü. Ana muhalefetin eylemlerin niteliğini mitinge çevirmesine itiraz eden öğrenciler, kitlesel katılımıyla miting sahnelerini aştı; AKP il binası gibi farklı lokasyonlara yürümeye çalıştı. Yalnızca pazar günü 77 kişi gözaltına alınırken 6 genç tutuklandı. Üçü serbest bırakıldı.
Halk desteğinin zayıflaması ve hayatı durdurma ihtiyacının bir sonucu olarak üniversiteliler, ODTÜ öğrencilerinin boykot çağrısını tartışmaya başladı.
Boykot çağrısına üniversitelilerden cevap
Pazar günü boykot forumu çağrısı yapan Kocaeli Üniversitesi öğrencileri, 24 Mart Pazartesi üniversitenin açık hava amfisinde gerçekleştirdiği kitlesel forumda akademik boykot kararı aldı.
Boykotun ilk gününde Eğitim-Sen’li akademisyenler de öğrencilere destek verirken çoğu fakültede eğitim faaliyeti durduruldu. Yapılan açılış toplantısında öğrenciler taleplerini belirledi. Yaklaşık 1.000 öğrencinin katıldığı toplantıda alınan kararlar şu şekildeydi:
- Gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması,
- Laik ve bilimsel eğitim koşullarının oluşturulması,
- Yemekhanedeki fiyatların makul düzeyde ve yemeklerin hijyenik olması,
- Boykot yüzünden öğrencileri tehdit eden hocalara yaptırım uygulanması,
- Öğrencilere disiplin soruşturması açılmaması,
- Dersliklerde kaloriferlerin çalıştırılması,
- Fakülte tuvaletlerine sabun ve peçete koyulması,
- Üniversiteye giden otobüslerin sefer sayılarının arttırılması,
- İnternet bağlantısındaki sorunların çözülmesi,
- Ulaşım için abonman sistemlerinin geliştirilmesi,
- Ring hizmetlerinin geliştirilmesi,
- Hereke’de Güzel Sanatlar Fakültesi için yapılan yerleşkenin oradaki öğrencilere verilmesi.
Bayram sonrası mücadele sürecek
Açılış forumunun ardından müzik ve döviz atölyeleri ile devam edildi. İlk gün, yapılan yürüyüş ve basın açıklaması ile sonlandı. Program diğer günlerde de benzer şekilde devam etti.
İlerleyen günlerde fakülte forumları gerçekleştirilirken fakülte birlikleri ve temsilcilikleri kuruldu. Her fakülte kendi taleplerini belirleyerek diğer arkadaşlarına boykotu büyütme çağrısı yaptı.
Örneğin İletişim Fakültesi öğrencileri Kocaeli’deki yerel basın organlarının öğrencileri düşmanlaştırması ve kaldırılan zorunlu staj uygulamasının geri getirilmesi etrafında mücadeleyi büyütme çağrısı yaparken Eğitim Fakültesi öğrencileri ise akademik personel eksikliğinin giderilmesi ve derslik sorunlarının çözülmesi taleplerini kamuoyuna duyurdu. Hukuk Fakültesi, Teknoloji Fakültesi gibi fakültelerden katılan öğrenciler de kendi taleplerini belirleyerek boykotu büyütme çağrısı yaptı.
Bayramın yaklaşması ve akademisyenlerin yoklama almamaya yönelik tutumlar geliştirmesi üzerine boykota katılım azalsa da Cuma gününün sonuna kadar boykot devam etti.
Müzik atölyesi, kolaj ve döviz çalışmaları ve kampüs içerisindeki yürüyüşler ile devam eden boykotta bayram sonrasında mücadeleye devam etme kararı alınırken bayram sürecinde birlikteliği sürdürmek adına da fakülteler düzeyinde etkinlikler planlandı. Akşamları emek ve demokrasi güçlerinin gerçekleştirdiği eylemlere birlikte katılma kararı alındı.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü siyasi nedenlerle yarıda bıraktı. Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi. 2021’den beri gençlik mücadelesi içerisinde rol...
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü siyasi nedenlerle yarıda bıraktı. Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi. 2021’den beri gençlik mücadelesi içerisinde rol alıyor. Daha önce yerel ve ulusal gazeteler için yazılar yazdı. Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi 2025 yılı bursiyeri. Ocak 2025 bianet stajyeri.
Yapay zeka teknolojisinin kullanıldığı mitingde, İmamoğlu’nun sözlerini önce CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu, ardından da yapay zeka ile kendi sesi kullanılarak halka aktarıldı.
Tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Maltepe’de düzenlenen mitingde milyonlara seslendi.
Yapay zeka teknolojisinin kullanıldığı mitingde, İmamoğlu’nun sözlerini önce CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu, ardından da yapay zeka ile kendi sesi kullanılarak halka aktarıldı.
Konuşmasının başında, “Sizlere, içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum” diyen İmamoğlu, duvarların, parmaklıkların kendisini susturamayacağını vurguladı.
“Mesele sadece İmamoğlu meselesi değil"
“Sevgili vatandaşlarım, kıymetli kardeşlerim; hepinizin yüreğindeki adalet, demokrasi ve özgürlük talebini duyuyorum. Biliyorum ki burada toplanan yüzbinlerce insan, sadece Ekrem İmamoğlu için değil, memleketi için, adalet için, demokrasi için bir araya geldi. Çünkü mesele, Ekrem İmamoğlu meselesi değildir. Mesele, memleket meselesidir. Mesele, ülkemizin geleceğidir.”
“Bu yüzden en çok gençler sokakta, en çok gençler ayakta! Çünkü onlar, geleceklerini çalanları sorguluyor. Onlar, alın terleriyle, emeğiyle, hakkıyla kazanmak istiyor. Ama karşılarında hep aynı düzeni, hep aynı adaletsizliği görüyorlar. Onlar, hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini en çok hissedenler. Bu yüzden gençler haklıdır. Bu yüzden gençler meydanlardadır.”
"Hücre duvarları yok hükmünde"
“Ben, buradan, dört duvar arasından ama dimdik ayakta, sizlere sesleniyorum. Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, pişmanlık duyanlar için aşılmaz engeller olabilir. Ama benim için yok hükmündedir! Çünkü ben, hiçbir suç işlemedim! Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. 6 yıl içinde devletin 1300 kez denetlediği, her seferinde aklandığımız bir belediyenin başkanıyım. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıkmış bir yöneticiyim.”
“Şimdi ise aynı devlet, yıllarca bulamadığı suçları, uydurma tanıkların ifadeleriyle bulduğunu iddia ediyor! Hadi oradan! Ben, bu uyduruk davalarda kendimi aklamak zorunda değilim. Kendini aklamak zorunda olan, hukuku siyasi çıkarları için ayaklar altına alanlardır. Yargıyı talimatla çalıştıranlardır. Beni ve yol arkadaşlarımı saf dışı bırakmaya çalışanlardır.”
"Erdoğan her hamlesi ile seçimden kaçtığını gösteriyor"
“Recep Tayyip Erdoğan, bana karşı attığı her adımla, seçimden kaçtığını, rakibinden korktuğunu gösteriyor. Kendi kitlesine bile anlatamayacağı hamlelerle, kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor. Adil bir yarıştan kaçan, yargıyı baskı altına alarak seçim kazanmaya çalışan bir anlayış, milletin vicdanında mahkum olmuştur.”
“Bakın, yıllardır krizlerin sorumluluğunu üstlenmeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Dış güçler, faiz lobisi, bakkallar, fırıncılar suçlandı ama bir tek Erdoğan ve iktidarı sorumluluğu kabul etmedi! Şimdi de haksız tutuklamalarla ekonomiyi daha da batırıyorlar. 3 günde Merkez Bankası’ndaki 26 milyar dolar eridi! Ama sorumlusu kim? Erdoğan’a göre, adalet isteyen, hakkını arayan vatandaşlar!”
“Bu millet, tarihi boyunca kimseye boyun eğmedi! Sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek? Zorbalıkla, baskıyla, hukuksuzlukla bizi susturabileceklerini sanıyorlar. Ama bilmiyorlar ki, biz buradayız! Bu meydanları dolduran milyonlar, Cumhuriyetin mirasına sahip çıkıyor! Millet iradesine sahip çıkıyor!”
“Ben, size bir söz verdim: Hak yemem, hakkımı da yedirmem! Ne olursa olsun, milletin hak ettiği güzel günler için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, adil, dürüst, mert bir yarış içinde olacağım. Çünkü millet, bütün iktidarlardan büyüktür. Bütün baskılardan, bütün kumpaslardan büyüktür!”
“Kimse umutsuz olmasın. Biz kazanacağız. Adalet kazanacak. Demokrasi kazanacak. Türkiye kazanacak! Ve hep birlikte, yeniden her şeyi çok güzel yapacağız!”