Yolsuzluk operasyonunu ve sonrasındaki yasama yargı ve yürütme krizini sanatçılara sorduk. Yasemin Göksu, Şebnem Sönmez, Mert Fırat ve Jülide Kural ile konuştuk.
Sanatçılar, yolsuzluğa ve operasyonla ilgili bilgi kirliliğine öfkeli.
Göksu yaşananları “Utanç verici” diye nitelendiriyor, Sönmez ise “Adalet ne zaman tecelli edecek” diye soruyor.
Fırat yargıya müdahale edilmesine itiraz ederek artık hızla şeffaf bir şekilde yargı sürecinin tamamlanmasını istiyor. Kural ise “İstifa” diyor.
Göksu: Başımız dik ama…
Olup bitenler çok utanç verici. Zaten demokrasi açısından yoksunluk yaşadığımız bir ülkedeyiz. Bu kriz ortaya çıkardı ki zannettiğimizden de demokrasi yoksunuymuşuz.
Tün bunları anlamak için akıl yetmiyor vicdan gerekiyor. Ben vicdan sahibi tüm AKP’lileri, vekilleri, üyeleri, yerellerde çalışma yapan tüm vicdan sahibi insanları AKP’den istifaya davet ediyorum. Bunun arkasında durmamalılar.
İnternette avukat Efkan Bolaç’ın paylaştığı bir söz vardı: Başımız dik çünkü boğazımıza kadar boka battık. Dario Fo’nun bu sözü her şeyi açıklıyor.
Sönmez: Adalet nedir?
İçinde bulunduğumuz durumu değerlendirebilmek için dünya üstü bir zeka ve algı gerekir. Ben Başbakan’ın “Kanunu tanımayız, hukuku tanırız” sözünü anlamadım mesela. Hukuku düzenleyen kim? Kanun hukukun yazılı hali değil mi? “Yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesi” ne demek?
Aklımızda Başbakan’dan cevabını beklediğimiz çok soru var.
Adalet nasıl tecelli edecek merak içindeyiz. Adalet nedir merakındayız.
“Hangi dış güçler hem Gezi’yi hem yolsuzluk operasyonunu organize edebildi?”, “ Neden açıklama yapılmıyor?”, “Bilal Erdoğan nerede?” sorularını merak eden tarafız.
Bunların muhatabı Başbakan ve hükümet ve bu sorulara cevap vermeliler.
Fırat: Deliller ortaya çıkarılmalı
Ben olayların en çok yargı kısmıyla ilgileniyorum. Soruşturma “Ne kadar yargıya intikal ediyor, neden durduruluyor” bunları merak ediyorum. İktidar pek çok açıklama yapıyor ancak bunların bir tutarlılığı yok.
Operasyonun biran önce yargı sürecine geçmesini, bizden hiçbir şey saklanmamasını istiyorum. Olan neyse, iddia edilenin karşılığı neyse bunu görmek, iddialar yalansa bunun delillerinin açıklanmasını istiyorum.
Deliller biran önce ortaya çıkarılıp tartışılmaya başlanmalı. İnanılmaz bir bilgi kirliliği var, bize sunulanların bir kısmı doğru bir kısmı yanlış. En hızlı çözüm yargının önünü tıkamamak olacaktır.
Aksi halde bu durum güvensiz, tedirgin bir ortamda yaşamamıza sebep oluyor. Sokakta herkes bunu konuşuyor ama kimsenin net bir şey bildiği yok. Kimse hiçbir şeye inanmıyor.
En önemlisi de güçler ayrılığı meselesi. Danıştay’ın Adli Kolluk Yönetmeliği’ni durdurma kararı çok yerindeydi. Güçler ayrılığı ilkesinin korunması, biran önce her şeyin aydınlatılması gerekiyor.
Kural: Cemaatleriyle birlikte gidecekler
Kirlenme ve çürümüşlük dört tarafımızı sarmışken nefes alamaz hale geldik. Halktan bunca şey çalarken hiç mi yüzleri kızarmaz?
İki yıldır Roboski’de çoluk çocuk öldürülenlerin hesabı verildi mi diye sordular mı kendilerine? Bu günah mı diye sordular mı?
Gezi’de öldürülen çocukların yüzüne, gazete fotoğraflarında da olsa, baktılar mı?
Bunlar naif sorular. Biz öyleyiz çünkü. Tam bu neden hayatımızdan, cebimizden istifa edecekler. Cemaatlerini de yanlarına katıp gidecekler. (EA)