El Sistema'nın kurucusu José Antonio Abreu ile şef Gustavo Dudamel yönetimindeki Venezuela Simón Bolívar Gençlik Senfoni Orkestrası dört günlük etkinlik için ilk kez Türkiye'ye geldi.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) öncülüğünde Haliç Kongre Merkezi'nde dün (8 Ağustos) yapılan konser öncesinde José Antonio Abreu, Yeliz Yalın Baki (Barış için Müzik), Cihat Aşkın (CAKA), Süher Pekinel (Orff-Schulwerk Projesi), Feyzi Erçin (İstanbul Müzik Festivali Danışma Kurulu Üyesi) moderatörlüğünde The Marmara Oteli'nde bir panel düzenlendi.
1975'te Venezuela'da kurulan "El Sistema" yetenek kriterinden bağımsız, çocuk ve gençlerin suça eğilimlerini engellemek için başlatılmış bir müzik projesi.
"Çocuk da olsa o artık bir sanatçıdır"
El Sistema'nın kurucusu José Antonio Abreu, devlet ve özel sektörün desteğiyle 11 kişilik ekiple başladıkları proje için "Bu kadar çok ergen ve çocuk müziğe ulaşamazken kendimi sanatçı olarak buna zorunlu hissettim" diyor.
Müziği çocuklara çekici hale getirmek için "salona kilitli hoca ve öğrenci modeli"nden çıktıklarını, çocuklara birlikte parça çaldırarak heveslerini arttırmayı amaçladıklarını söylüyor.
"Her şehirde ve köyde çocuklar konserler vermeye başladı. Fakir bir çocuk için annesinin onunla gurur duyması çok önemlidir. Onun için yeni bir hayat başlar; o artık bir sanatçıdır ve küçük bir çocuk da olsa ona bir saygınlık ve gelecek kazandırır."
"Müziği azınlığın elinden aldık"
40 yıllık çalışmalarının sonucunda müziği artık elit azınlıkların faaliyeti olmaktan çıkardıklarını söyleyen Abreu, devletin sanat eğitiminin sosyal bir hak olduğunu anlaması ve garanti altına alması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: "Çocukları uyuşturucu ve şiddetten uzak tutmanın en iyi yolu, onlara sanatla sağlanacak ruhsal gelişimdir"
"Ülkeler sadece anlaşma imzalamamalı"
Haftasonu Galata'da El Sistema'ya benzer çocuk gruplarının verdiği konserde, çocukların perküsyon performansına hayran kaldığını belirten Abreu, Türkiye ile Venezüelle'nın ortak projeler yapması gerektiğini söyledi ve Türkiye'ye daha sık gelerek elinden geleni yapacağını belirtti.
"Sadece anlaşma imzalamak ile olmaz, ülkeler arasında müzik eğitimi yeni bir dış siyaset sistemi olabilir. Ruhların gelişimi, barışın en büyük ideallerinden biri olmalı, silahsızlanmadan bahsederken en önemli konuyu atlıyoruz. İki ülke bir araya gelerek güzel bir örnek verebilir. Müzik eğitimini yaygınlaştırmak sosyal ve kültürel bir adalettir; bu insanları aydınlaştıracaktır."
"Müfredat dahilinde tüm Anadolu'ya yayılmalı"
Abreu'nün öncesinde konuşan Süheyl Pekinel, Milli Eğitim Bakanlığı destekli projelerinde uyguladıkları Orff sistemi ile çocuğun özgüveni gelişterek, paylaşmayı öğrenmesini sağlamayı amaçladıklarını söylüyor ve ailelerin de buna dahil edilmesinin önemini vurguluyor. Pekinel, projelerinin müfredat dahilinde tüm Anadolu'ya yayılmasının en büyük hedefleri olduğunu ekliyor.
"Kemanla halk müziği de çalınabilir"
Cihat Aşkın, her ülkenin kendi kültürel, siyasi ve ekonomk şartlarına göre müzik projelerini yaratabileceğini anlatıyor. Aşkın, sivil toplum örgütleri destekli projelerinde sadece Batı müziği endeksli değil Halk ve Klasik Türk Müziği'ni de sisteme soktuklarını belirtiyor.
"Çocukların ait oldukları kültürel temellerle diğer kültürlerle alışverişi daha kolay olur; kemanla halk türküsü de çalınabilir."
"El sistema bize ilham verdi"
Edirnekapı'da 2005'de okullarda müzik eğitimine başladıklarını söyleyen Yeliz Yalın Baki "Kullanılmayan sınıflarda 20 kişi ile başladık, şimdi kendi binamız ve yüzlerce öğrencimiz var" diyor.
Baki, yeteneğin önemli olmadığını kapıların her çocuğa açık olduğunu, amaçlarının en fazla çocuğa sanat katılma hakkı vererek hümanist insanlar yetiştirmek olduğunu söylüyor.
"El sisteme bize ilham verdi. Çocuklara filmi izlettiğimizde, çocuklar her birini kendilerine benzetti. 'Acaba bizden mi duydular da yapıyorlar?' dediler."
Orkestranın son konserini bu gece (9 Ağustos) Haliç Kongre Merkezi'nde izlemek mümkün. (NV)