Eh, Rizeliler ne kadar sevinse azdır. Hem dereleri kuruyacak hem de artık bağlarının tamamen koptuğu Karadeniz'de çöl yaşantısı sürecekler. Kolay mı, bu sevinci yaşamak?
Rize'yi bilenler Türkiye genelinde en fazla yağış alan il olduğunu da bilirler. Baharda eriyen karlar, derelerin debilerini artırır ve bu döngü yıllardır orada yaşayan insanların rahat bir şekilde hayatlarını sürdürmesini sağlar. Çünkü dere ekosistemleri bulundukları bölgelerin bitki örtüsünün zenginlemesini sağlamıştır. O dereler o kadar coşkuyla akmasa, belki de Rize'nin yeşilinden söz etmek mümkün olamayacaktı.
Dereler yaşam kaynağıdır
Şimdiyse, "sahip olduğumuz doğal kaynakları kullanamıyoruz" masalıyla insanların yaşam alanlarını tehdit ediyorlar. Ama dünya küresel ısınma diye bas bas bağırırken yapıyorlar bunu! Rize Valiliği bir açıklama yaparak, "gelişmiş ülkelerde hidroelektrik potansiyelinin yüzde 80'i değerlendirilirken Türkiye'de bu potansiyelin yüzde 35'inin değerlendirildiğini" söylemiş. Gelişmiş ülkeleri her şeyde yakaladık iş sadece enerji sektörüne kaldı! Ama olmuyor işte, memleketin batısı cayır cayır yanıyor, ormanlar, denizler, göller kuruyor, insanlar içme suyu sıkıntısı yaşıyor, iktidar da boşa akan suyu(!) paraya çevirmeye bakıyor.
Bir kere o sular boşa akmıyor. Oradaki yaşantının sürekliliğini sağlıyorlar. Yaz aylarında yüzde 30 bırakılacak suyla o insanların orada yaşamasını beklemek saflık değilse nedir?
Birgün'de Meliha Civelek'in yazısında (9 Temmuz 2007) bugüne kadar Rize'de, 4628 Sayılı "Enerji Piyasası Kanunu" (EPK) kapsamında 43 adet hidro-elektrik santrali (HES) projesine müracaat olduğunun belirtildiği yazılı..
Ve söz konusu projeler tamamlandığında yılda 3443,95 GW enerji üretileceği de eklenmiş. Bu rakamların abartılı olduğunu ve söz konusu projelerin ülke enerjisine bir katkı sağlamayacağını biz Fırtına Vadisi deneyiminden biliyoruz. Orada da binde birlik bir enerji için koskoca vadiyi tehlikeye atmakta bir sakınca görmemişlerdi. Bunu yapanlardan biri Yüce Divan'da yargılanmaya devam ediyor, öbürü de bağımsız aday olarak Rize'de oy istiyor.
Herhalde yeni projelerle Rize'yi çöle çevirmek için yapıyor bunu. Neticede, Fırtına Vadisi'nde santral yapımı girişimi Danıştay 6. Dairesi'nin kararıyla sona ermişti, ama görüyoruz ki kabus devam ettirilmek isteniyor.
İkizdere ve Fındıklı'da da HES'lere karşı mücadele sürüyor ancak bu santral kararlılığıyla nereye kadar sürecek, onu şimdilik bilemiyoruz.
Bir açıklaması olmalı
EPK tarafından geliştirilen HES projelerinin haziran ayı güncellemesinde yapımı planlanan santrallerin listesi şöyle:
"Rize Merkez Taşlıdere ve Kaledere dereleri üzerinde birer; Kalkandere ve İyidere dereleri üzerinde birer; Çamlıhemşin Fırtına deresi üzerinde 2; Hemşin deresi üzerinde 2; Fındıklı'daki Abuçağlayan, Yeşildere, Büyükdere dereleri üzerinde birer, Kokasör deresinde 2 ve Çağlayan deresi üzerinde 3; Çayeli Seslidere, Başköyderesi, İncesudere, Beyazsu, Büyükçay ve Çataldere dereleri üzerinde birer Büyükdere ve Uzundere dereleri üzerinde 2; Güneysu Kaledere ve Potomya dereleri üzerinde 2, Çataldere, Paçaşurdere, Plahozdere, Taşlıdere dereleri üzerinde birer; İkizdere ve Çamlıdere deresi üzerinde birer, İyidere deresi üzerinde 2, Cimildere deresi üzerinde 3; Güneyce Yayladere deresi üzerinde 1, Kaptanpaşa Çataldere deresi üzerinde 1 adet."DSİ de yaptığı açıklamada, söz konusu 43 HES'in 32'sinin fizibilite aşamasında olduğu, 9'ununsa inşaatının devam ettiğini bildirdi.
Sandıkta görüşürüz
Bu durumda iktidar seçimden önce hangi akla ve mantığa hizmet ederek, santrallerle Rize'yi bozmaya çalışıyor, anlam verebilmiş değilim. Bu yanlış kararların bir açıklaması var mı acaba? Karadeniz'i daha ne kadar yok edeceksiniz? Hayır, şimdi kimse çıkıp da da bizleri, çevreden yana tavır koyanları, "yatırım düşmanlığıyla" itham etmesin.
Yatırımın yeri çok önemli, siz doğal kaynak zengini bir ülkede, suyun en değerli olduğu bir zamanda tutup da dereleri santrallerle kurutmaya kalkarsanız, bunun siyasi olarak bedelini sandıkta ödersiniz sanırım. Seçim zamanı kıymetlendiğimiz bu günlerde sade vatandaş olarak hatırlatalım dedik. (UB/TK)