*Fotoğraf: HDP/Arşiv
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, muhalefetin HDP'yle diyalog kurması konusunda baskı altında bulunduğunu anlatırken "Sayın Erdoğan bugün muhalefette olsaydı HDP’nin kapısından ayrılmazdı" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Daktilo1984’ün Youtube programı Nabız’a konuk oldu.
Seçime yönelik değerlendirmeler yapan Paylan, muhalefete yönelik düşüncelerini ve iktidar eleştirilerini sıraladı.
"Açık ve şeffaf müzakere olmadığı sürece HDP’nin kendi adayını çıkarma çalışmasına devam edeceğini" belirten Paylan, adaylarının en demokratik aday olacağı konusunda iddialı olduklarını söyledi.
6’lı masaya da değinen Paylan, “Altılı masanın ortaya koyduğu iddialar ile bizim ortaya koyduğumuz iddialar pek çok noktada ayrışıyor" dedi.
"Bir kötüden başka bir kötüye geçmek istemiyoruz"
Bu seçimde "Tek adam rejimi mi, yoksa demokrasiye dönüş mü" sorusuna cevap verileceğini belirten Paylan, "tek adam rejimi'nden en çok HDP’lilerin kurtulmak istediğini ancak bir kötüden başka bir kötüye de geçmek istemediklerini" vurguladı:
“Şimdi HDP bu anlamda bütün muhalefete 'En geniş demokrasi ittifakını kuralım dedi' yıllardır ve 'Gelin asgari müştereklerde buluşalım, ortak bir cumhurbaşkanı adayı çıkaralım' çağrısını yaptı. Bunun yanında parlamento seçimlerine de gidiyoruz biliyorsunuz.
"'Bu konuda Altılı Masa'yla bizim ortaklaşma şansımız yok' dedik ve ayrı bir ittifak kurduk. Ama biz bütün muhalefete diyoruz ki; 'Sizin oyunuz yüzde elliyi aşmış değil, bunun için de ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirlememiz lazım, kapsayıcı siyaset için de daha geniş kesimlere hitap edilmesi lazım.' Ancak ne yazık ki Altılı Masa, özellikle de İYİ parti bu konuda geri duruyor. İYİ Parti iktidarın yaptığı gibi HDP’yi kriminalize etmek konusunda ısrarcı."
"Yıllardır çağrımıza kulak verilmiyor"
"Daha radikal bir demokrasi iddiamız var bizim. O yüzden onlar ayrı bir masadalar. Ve parlamento seçimlerinde de ortaklaşmak zorunda değiliz. Ama cumhurbaşkanlığı seçiminde açık ve şeffaf müzakere etmek istiyoruz. Yıllardır bu çağrıyı yapıyoruz. Bakın yıllardır çağrısına mukabele edilmeyen HDP aday çıkardığında ‘Vay siz nasıl aday çıkarırsınız’ oluyor.
6’lı masaya "Siz daha muhalefetteyken yani güç elinizde değilken bizimle müzakere yapmıyor ve bizi dışlıyorsanız gücü elinize aldığınızda aynı politikaları devam ettirmeyeceğinizin güvencesi nedir?” sorusunu yönelten Paylan, “90'larda da parlamenter bir rejim vardı ve Akşener İçişleri Bakanı’ydı. O dönemde de Kürde, HDP’li seçmene zulmediliyordu. Ve şimdi de diyorlar ki 'Erdoğan’dan kurtulalım, sonra bakalım.' Hayır önce konuşalım.
"Altılı Masa'ya çağrımız açık kalacak?"
Açık ve şeffaf müzakere olmadığı sürece HDP’nin kendi adayını çıkarma çalışmasına devam edeceğini belirten ve HDP’nin kendi adayını çıkaracağını ve bu adayın en demokratik aday olacağı konusunda iddialı olduklarını söyleyen Paylan, “Adayımız ikinci tura kalan aday da olacak.
"O zaman Altılı Masa ve İYİ Parti’ye soruyorum: Erdoğan’a mı oy vereceksiniz, yoksa HDP’nin çıkardığı demokratik adaya mı? Buradaki üstenciliklerini reddediyoruz. Yalnızca HDP ile seçime girildiğinde kazanma olasılığımızın düşeceğini elbette biliyoruz ama bu sorumlulukla davranıyoruz. Bu açıdan da Altılı Masa’ya çağrımız elbette açık kalacak” diye konuştu.
"Erdoğan olsaydı HDP’nin kapısından ayrılmazdı"
Paylan konuşmasına şöyle devam etti: “Siyasette ya bir oyun kuracaksınız ya da oyun bozacaksınız. İktidar şu anda HDP’yi kriminalize edip muhalefete 'Onlarla aynı masada mısınız, değil misiniz' siyaseti yapıyor. Bu noktada muhalefete çağrımız bu oyunu bozmak.
"Muhalefete düşen şey bu oyunu bozmak ve 'HDP'yle elbette Türkiye’nin geleceğini konuşacağız' diyebilmek. Bunu yaptığımız zaman oyunu bozmuş oluruz. İddiayla söylüyorum sayın Erdoğan bugün muhalefette olsaydı HDP’nin kapısından ayrılmazdı. Emin olun. Ama muhalefete bakıyoruz, sayın Erdoğan 'vay siz HDP ile mi görüşüyorsunuz' deyince muhalefet ne yapacağını şaşırıyor.
"HDP'nin başına gelenler her an başınıza gelebilir"
"Sayın Erdoğan seçimleri kazanmak için her yolu mübah görüyor. HDP’nin kapatılması davası da İmamoğlu’nun karşı karşıya kaldığı dava da buna işaret. Diyarbakır’a, Van’a, Mardin’e kayyum atandığında demiştik ki buna sessiz kalırsanız yarın İstanbul’a da kayyum atarlar. Maalesef biz haklı çıktık.
"HDP’li milletvekilleri hapse atıldığında buna sessiz kalırsanız sizin de milletvekillerinizin dokunulmazlığını kaldırıp hapse atarlar dedik, bu da oluyor. Bugün HDP’nin hesaplarına dair böyle bir hüküm verilirse yarın diğer partilerin de başına gelebilir. Ve HDP’nin kapatılmasına sessiz kalmak da açıkça söyleyeyim demokrasiye sahip çıkmamak anlamına gelir.”
(RT)