Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılmasına ilişkin dava sürerken Anayasa Mahkemesi (AYM) çarşamba günü HDP’nin hazine yardımı hesabına geçici olarak bloke koyma kararı aldı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in talebi üzerine alınan karar bugün AYM’nin internet sitesinde yayımlandı.
AYM Başkanı Zühtü Arslan, üyeler Engin Yıldırım, Emin Kuz, Yusuf Şevki Hakyemez, Yıldız Seferinoğlu ile Selahaddin Menteş’in karşı oy kullandığı tedbir kararı oy çokluğuyla alındı.
AYM’nin kararı tepki toplarken kararın hukukiliği ise tartışma konusu oldu.
Peki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tedbir talebinde bulunabilir mi?
Refah Partisi ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) hakkında geçmişte verilen kararlarla bugün HDP için verilen karar arasında benzerlik var mı?
AYM’nin kararı ihsası rey midir?
AYM’nin kararı neye işaret ediyor, nasıl okunmalı?
"Kararın hukuksal dayanağı yok"
Bahçeşehir Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Didem Yılmaz, AYM’nin verdiği kararın hukuksal dayanağı olmadığını belirtirken; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ise; “bloke talep etme yetkisi olmadığını” söyledi:
“Anayasa Mahkemesi kararı gerekçesiz bir karar. Cumhuriyet Savcısına, siyasi parti kapatılmasıyla ilgili tedbir talep etme yetkisi Anayasa'da da kanunda da verilmiyor. Böyle bir yetkisi yok.
“Yani AYM’nin verdiği kararın hukuksal bir dayanağı yok. Dayanağını belirtmediğiniz zaman Halkların Demokratik Partisi neye göre savunma yapacak? Neyi muhatap alacak da savunma yapacak? Zaten kapatma davası için savunma yapacak, peki bu neyin sözlü savunması?
"Savcının tedbir talep etme yetkisi yok"
“6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un ilgili maddesinde Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) yapılan atıf bunun yasal dayanağı sayılamaz. CMK 128. maddesi ‘taşınmaz, hak ve alacaklara el koymayı’ söylüyor ama bunun için ‘suçun işlendiğine ve suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde’ ancak bu tedbir yapılabilir.
"Ayrıca her bakımından da değil, ikinci fıkra hükmü de suçları belirtmiş. Bu kararda tedbirin yasal dayanağı olduğu söylenemez.
"Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş kanununda da siyasal partilerin kapatma yaptırımına ilişkin düzenlemelerde CMK'ye atıf var.
“CMK, siyasi parti kapatma davalarına uygulanabilecek düzenlemelere imkan tanıyor ama bunlar hangileri olabilir, kararda bu yok.
"Başsavcı sanırım CMK’nın 128. maddesine dayanarak tedbir istiyor ama Başsavcının tedbir amaçlı bloke talep etme yetkisi yok. AYM’nin öncelikle Yargıtay Başsavcısının bu talebinin uygun mu değil mi diye tartışması gerekirdi.”
"RP ve DTP kararıyla benzerlik yok"
AYM’nin 1997’de Refah Partisi, 2009’da ise DTP için verdiği tedbir kararlarını da yorumlayan Doç. Dr. Yılmaz, “benzerlik kurulamayacağını” söyledi ve ekledi:
"1998'de siyasi partilerle ilgili tek yaptırım vardı, parti kapatma dışında bir yaptırım yoktu. Refah Partisi davası 27 Mayıs 1997'de açılıyor, AYM, 12 Ocak 1998'de Refah Partisi davasında ödenecek yardımın ödenmemesine karar veriyor, dört gün sonra da partiyi kapatma kararını açıklıyor.
"Yani yargılamanın son aşamasında böyle bir karar veriyor, dava devam ederken değil karardan hemen önce alıyorlar. Her ne kadar kapatma kararı tartışılabilir olsa da ödeneğin kesilmesiyle ilgili verilen kararın ölçüsüz ve keyfi olduğunu söyleyemeyiz.
"Ayrıca oradaki durum hesaplara bloke konulması değil, doğrudan yardımın ödenmemesine karar veriliyor. Belli ki, parti kapatma kanaati oluştuğu için bu kararı veriyor ve zaten dört gün sonra kararını açıklıyor.
"DTP de ise; hesabın bloke edilmesi talebi var. İddianame Kasım 2007'de ayında kabul ediliyor. AYM bir ay sonra toplanıyor ve 'koşulları oluşmadığı için tedbir kararının reddine' karar veriyor. Her iki davada da hem tedbirin konusu, hem tedbirin verildiği süre hem de hukuki dayanak farklı."
"AYM nihai kararını belirtmiş oldu"
Doç Dr. Yılmaz, "AYM kararının ihsası rey olduğu" şeklinde yapılan yorumları da değerlendirdi ve "AYM, yasal dayanağı olmadan tedbir kararı veriyorsa kapatmaya dair de nihai kararını belirtmiş oluyor" dedi:
"AYM'nin kararının ihsası rey olduğu yönündeki değerlendirme bu çerçevede isabetli oluyor. Yasal dayanağı olmadan AYM, tedbir kararı veriyorsa kapatmaya dair de nihai kararını belirtmiş oluyor. Sonucun öncesinde anlaşılmasını sağlıyor yani tedbir burada ortadan kalkıyor.
"Savcının, birinci iddianamesi de ikinci iddianamesi de bir iddianameden ziyade bir itham aslında. Savcı, taraftır ama burada konuştuğumuz Anayasa Mahkemesi, mahkeme bu tür ithamlara karşı Anayasayı koruması gerekir.
"AYM'nin tartışmadan doğrudan kabul kararı vermesi, kararın hukuksallığını sorgulatıyor. O zaman 'bu davanın sonucunu da etkileyecek mi?' gibi bir soru oluşturuyor."
"AYM'nin önceki kararlarıyla çelişiyor"
Kararın yediye karşı sekiz oy çokluğuyla alınmasına da değinen Doç. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti: "Üçte iki kuralına göre 10’a 5 çıksaydı ‘bu karar hukuka uygun mudur’ diyecektik. Bu boyutunu tartışmak esası ve keyfiliği görmemizi engeller.
"Burada hukuka aykırı, hukuksal dayanağı olmayan AYM’nin önceki kararlarıyla çelişen bir durum var. AYM burada ara karar vermedi davayı sonlandırdı. Dava sonuçlanmadan verilmesini beklemeden verilen bu karar nihai karardır."
"HDP'nin seçime girmesi engelleniyor"
AYM'nin kararının siyasi atmosferle ilişkilendiren Doç. Dr. Yılmaz, son olarak şunları söyledi:
“Tedbirin yasal dayanağının olmamasının keyfiliğini şöyle anlatayım: Diyelim ki, savcı HDP'nin savunmasından sonra binalarına el konulmasını talep etti; ‘bu kez burada örgüt toplantısı yapıyorlar’ dedi. AYM buna da mı karar verecek.
“Ayrıca savunma süresi neye göre belirlendi? Neye göre 30 gün, neden 45 veya 15 gün değil de 30 gün? Referans nedir? Bunların hepsi keyfilik içeriyor. Bunların hepsi hukuk dışı kararlar.
"Hangi demokratik yarış!"
"Savcılık, HDP için hazırladığı her iki iddianamede de bloke konulmasını talep ediyor fakat Anayasa Mahkemesi, DTP de yaptığı gibi bir ay sonra toplanıp karar vermiyor. Davanın açılmasından bir buçuk yıl sonra savcı tekrar talep ettikten sonra bu kararı veriyor.
“Neden Refah Partisi’nde olduğu gibi partinin kapanmasına yakın bir sürede bu kararı vermedi ya da DTP de olduğu gibi neden bir ay sonra görüşmedi, neden bir buçuk sene sonra şimdi görüşüyor? Durum böyle olunca içinde bulunduğumuz politik atmosferin etkili olduğunu düşünmek zorunda kalıyoruz; o da seçim.
“AYM seçimlere girmediğine göre; demek ki HDP’nin seçimlere katılmamasına ilişkin bir engelleme var. AYM bunu neden yapar? Hani AYM bağımsız ve tarafsızdı! O zaman AYM bağımsız ve tarafsız değil. Hukuka sahip çıkmayan bir AYM varsa; hangi seçimden, hangi demokratik yarıştan söz ediyoruz."
TIKLAYIN - AYM, HDP'nin hazine yardımına geçici olarak bloke koydu
TIKLAYIN - Prof. Dr. Osman Can: AYM kararı sadece tedbir, yeniden değerlendirilecek
TIKLAYIN - Prof. Dr. Büşra Ersanlı: AYM'nin seçim öncesinde verdiği bu kararda kasıt var
(RT)