* Fotoğraf: AA
Türk Tabipleri Birliği (TTB), COVID-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesine ilişkin yürüttüğü kampanya kapsamında dün “Sağlık Çalışanları ve COVID-19” başlıklı çevrimiçi panel düzenledi.
TIKLAYIN - "Meslek hastalığı" ve "Vazife malullüğü" genelgesi
TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt ve TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlem Kurt Azap’ın yürütücülüğünü yaptığı panele Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Çalışma Grubu’ndan Dr. Hasan Oğan, Türk Hemşireler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hülya Bulut, Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Atilla Stephan Ataç ve TTB-UDEK Yürütme Kurulu üyesi Dr. Serkan Yılmaz konuşmacı olarak katıldı.
Pandemi döneminde TTB rakamlarına göre 300’den fazla sağlık çalışanı hayatını kaybetti.
“Alınan kararlar hayata geçirilmeli”
Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Çalışma Grubu’nun geçmiş dönemde iş sağlığının sağlanması ve sağlıkta şiddetin önlenmesi amaçlarıyla yürüttüğü çalışmaların bilgisini vererek sunumuna başlayan Hasan Oğan, COVID-19 ile birlikte Türkiye’deki sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının bir kez daha gündeme geldiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığı’nın elindeki bilgileri şeffaflıkla paylaşmamasını eleştiren Oğan şunları söyledi:
“Pandemi sona erdiğinde sağlık çalışanlarında kalan harabiyetin onarılması sorunu karşımızda olacaktır. İktidarın meslek hastalığı taleplerimize ilişkin yaklaşımı da ipe un sermektir. Pandemiyle mücadele yeniden yapılandırılmalı, bunun için de öncelikle bir irade açıkça beyan edilmeli ve alınan kararlar mutlaka hayata geçirilmelidir.”
Hemşirelerde tükenmişlik sendromu
Hülya Bulut, Türk Hemşireler Derneği olarak ülkenin dört bir yanından 2682 hemşirenin katılımıyla yaptıkları anket çalışmasından elde ettikleri sonuçları paylaştı.
Hemşire istihdamının yetersizliği, gün aşırı nöbetler, koruyucu ekipmana ulaşım sorunu, dinlenme ve temizlik alanlarının yokluğu, servis hizmeti sağlanmaması, maddi kayıpların karşılanmaması, kronik hastalığı olan ve hamile hemşirelerin risk alanlarında çalıştırılması, bir hemşirenin çocuğunun elinden alınması ve apartmanlarında şikayet edilmeleri gibi sorunları sıralayan Bulut, tüm bu sorunlara bağlı olarak tükenmişlik sorununun da doğduğunu kaydetti.
Bulut, sadece COVID-19 ile değil, haklarının verilmemesine karşı da mücadele ettiklerini ifade etti.
Diş hekimleri için de “meslek hastalığı”
Atilla Stephan Ataç, “Dişhekimleri ve COVID-19” başlıklı sunumunda diş hekimlerinin dental tedavi sırasında hangi bulaş yollarıyla karşı karşıya kaldığını anlattı.
Tam bu nedenle diş hekimlerinin COVID-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesini istediğini belirten Ataç, muayene ve tedavilerde yapılması gerekenleri sıraladı. Ataç, sunumunun son bölümünde ise filyasyonda görevli diş hekimlerinin yetki sınırında yaşanan sorunları ele aldı.
“Acil Müdahale Planı güncellenmeli”
“Sağlık çalışanlarının sağlığı olmazsa olmaz. Biz sağlıklı olmalıyız ki toplum sağlıklı olsun” diyerek söze başlayan Serkan Yılmaz ise çalışan güvenliğine ilişkin düzenlemeleri aktarıp yasal mevzuatın yokluğu değil, uygulanmaması sorunu ile karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Sağlık çalışanlarının sağlığını etkileyen tehlike ve risklerin COVID-19 ile birlikte tırmanışa geçtiğini belirten Yılmaz, meslek hastalığının kabulü halinde tüm bir sistemi değerlendirme olanağı yakalanacağının altını çizdi.
Sağlık çalışanları için alınması gereken tedbirleri de sıralayan Yılmaz; risk altındaki sağlık personelinin esnek çalıştırılması, kronik hastalığı olanların çalışma muafiyeti, yeni mezun ve deneyimsiz çalışanların görece fazla sorumluluk almaması, asistan hekimlerin eğitimlerinin tamamlanıp sorumluluklarının paylaştırılması, tümü sağlıkçı olan ailelerin sorunlarının giderilmesi, ek ödemelerin yatırılması ve Türkiye Acil Müdahale Planı’nın güncellenmesi ihtiyaçlarından söz etti. (AS)