Fotoğraf: AA/Arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Sağlık Çalışanları İçin Covid-19 Meslek Hastalıkları Yasası” başlıklı çevrimiçi panel düzenledi. Panele TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt, iş hukukçusu Av. Murat Özveri, iş başmüfettişi Şeref Özcan, CHP milletvekilleri Dr. Murat Emir ve Av. Ünal Demirtaş, HDP Milletvekili Dr. Necdet İpekyüz ve İyi Parti Milletvekili Dr. Arslan Kabukçuoğlu, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve gazeteci Fatih Portakal katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Fincancı dünyanın her yerinde sağlık çalışanlarının pandemiden en çok etkilenen kesim olduğunu, bunun da çalışma ve özlük haklarına ilişkin bir meslek hastalığı tartışmasını beraberinde getirdiğini söyledi.
TIKLAYIN-Covid-19 neden meslek hastalığı sayılmalı?
"120 bin sağlıkçı enfekte oldu"
Ardından konuşan Akkurt “Covid-19 ve Meslek Hastalıkları” başlıklı sunum yaptı. Akkurt, sağlık çalışanlarının toplumun geneline göre salgından 14 kat fazla etkilendiğini, bu veri ışığında da birçok uluslararası örgütün ve 130’u aşkın ülkenin Covid-19’u meslek hastalığı kabul ettiğini aktardı.
Akkurt, Türkiye’de yaklaşık 120 bin sağlık çalışanının enfekte olduğunu, 300’e yakınının yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
"Sorumluluk işçiye yükleniyor"
İşyerlerinde Covid-19 tedbirlerinin teftişlerine ilişkin bilgi veren Şeref Özcan, “maske-mesafe-hijyen” söyleminin sorumluluğu devletten/işverenden alıp işçiye yükleyen bir yaklaşım doğurduğunu söyledi.
Hastanelerde havalandırma sistemlerinin değiştirilmesi, kimi odalarda negatif basınç uygulanması, sağlık çalışanlarının ortak kullandığı alanların ve ekipmanların yenilenmesi gibi gerekliliklerin yerine getirilmediğini belirten Özcan, “Sağlık çalışanlarının yaşadığı kırım da tüm bu eksikliklerin sonucudur” dedi.
TIKLAYIN-Sayın Bakan, hekimler ölüyor!
"SGK iş kazası tanımından kaçıyor"
Avukat Özveri meslek hastalığının hukuki statüsüne ilişkin şunları söyledi: “Herkese ‘Evde kal’ dediğiniz yerde birilerini çalıştırıyorsanız ve bu çalışanlar hastalığa maruz kalıyor ise; işte bu, illiyetin olduğunun fiili karinesidir.
"Fiili karine, ispat yükünü değiştirir. Dolayısıyla sağlık çalışanlarının Covid-19’a iş ortamında yakalanmadığını kanıtlama yükümlülüğü işverene aittir. SGK, ileride işverene getirilebilecek olan maliyetler gibi nedenlerle meslek hastalığı/iş kazası tanımından ısrarla kaçınmaktadır.”
TIKLAYIN-İş kazası hızlı, meslek hastalığı kırmızı
"Hükümet samimi değil"
CHP’li Murat Emir hükümetin yasal düzenleme konusunda samimi olmadığını, sağlık çalışanlarının vefatları artınca ve herkes bu talepte hemfikir olunca yetersiz bir genelge ile durumu geçiştirmeye çalıştığını dile getirdi. Yasa ve genelge arasındaki farklılıklara da değinen Emir, hem TTB’nin hem de muhalefet partilerinin yasa tekliflerinin gayet açık, net ve ortaklaşılabilir olduğunun altını çizdi.
"Yukarıdan talimat geliyor"
İyi Partili Arslan Kabukçuoğlu iktidarın sorunlara gereken önemi vermediğini, verileri gizlediğini, hastaneleri uygun biçimlerde yenilemediğini ifade etti. AKP ve MHP’li milletvekillerinin çoğunluğunun kendileri gibi düşündüğünü söyleyen Kabukçuoğlu, “Ama yukarıdan bir talimat geliyor. Neye evet diyecekleri, neye hayır diyecekleri belli. Onlar da bu kalıplar içerisinde davranıyorlar” diye konuştu.
"Toplumsal muhalefetin baskısı gerekiyor"
HDP’li Necdet İpekyüz de iktidar partisi vekillerinin kuliste kendilerine hak verip genel kurulda karşı tavır aldığını, herhangi bir yasa teklifi söz konusu olduğunda bazen içeriğini dahi bilmeden hareket ettiklerini aktardı.
İpekyüz, Sağlıkta Şiddet Yasası örneğinde görüldüğü üzere, meslek hastalıkları ile ilgili bir yasanın da ancak toplumsal muhalefetin baskısıyla çıkabileceğini vurguladı. (RT)