Anayasa Mahkemesi (AYM), 2004’deki Pamukova hızlandırılmış tren katliamında’ annelerini kaybeden Burcu ve Yücel Demirkaya’nın başvurusunda yaşam hakkının maddi ve usul yönünden ihlal edildiğine hükmederek 90 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, bilirkişi raporlarıyla sorumluların tespit edilmesine rağmen hiçbir devlet görevlisinin ceza almamasını eleştirdi.
"Tepki derecesi yeterli değildi"
Ardından da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kazanın ardından derhal başlatılan soruşturmada delillerin de süratle toplanarak olayın meydana geldiği şartların ortaya çıkarıldığı ve sorumluların tespit edildiği görülmüştür. Buna karşılık demir yolunun güvenli bir şekilde işletilmesi için gerekli üstyapı, teknik donanımı sağlama ve denetim konularında kusurları olduğu değerlendirilen kamu görevlileri hakkında açılan bir ceza davası bulunmamaktadır.
“Kusur ve sorumlulukları yargı sürecine katılan tüm adli birimler tarafından kabul edilen makinistler hakkındaki ceza davası ise zaman aşımı nedeniyle düşmüştür.
“Neticede bu derece vahim sonuçları olan bir olayda kusurlu oldukları bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesine karşılık cezai sorumluluğuna yargı organlarınca kesin olarak karar verilen kimse bulunmamaktadır.
“Bu durumda somut olayda yargı sisteminin yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesindeki caydırıcı rolü yerine getirdiği söylenemeyeceği gibi olayın ciddiyeti karşısında yetkili makamlar tarafından gösterilen tepkinin derecesinin de yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
AYM'nin kararın gerekçesinde de "Tren kazasında yetkili makamların demir yolu taşımacılığı gibi tehlikeli bir faaliyet nedeniyle yaşam ve fiziksel bütünlüğe karşı oluşan riskleri bertaraf etmek için kendilerine düşen pozitif yükümlülük kapsamında gerekli ve yeterli önlemleri aldıklarının söylenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının maddi boyutunun ihlal edildiğine karar verilmiştir."
Bir senede ikinci karar
AYM’den çıkan karar yıl içinde ikinci. Yüksek mahkeme Ocak 2022’de de eşini kaybeden Serap Sivri'nin başvurusunda ‘yaşam hakkın ihlali’ kararı vermiş ve yargılamanın ‘sürüncemede’ bırakıldığını belirterek 50 bin TL tazminat ödenmesine hükmetmişti.
TIKLAYIN - Hızlandırılmış tren katliamında AYM'den 18 yıl sonra 'ihlal' kararı
Ne olmuştu?
Ankara-İstanbul arasında sefer yapan ‘hızlandırılmış tren’ 22 Temmuz 2004’te Sakarya Pamukova’da raydan çıktı. 230 yolcudan 41’i hayatını kaybetti, 89’u yaralandı.
Olay, TCDD’nin bünyesinde süren özelleştirilme süreci ve yeni hayata geçirilen hızlı tren projesinin ilk adımında yaşandı. Facia sonrasındaki genel eleştiri ‘hızlandırılmış tren’ uygulamasına aceleyle ve yetersiz altyapıya geçildiği yönündeydi.
Olaydan sonra Prof. Dr. Sıddık Binboğa Yarman başkanlığında oluşturulan Bilim Kurulu raporunda trenin dönemece 132 km hızla girdiği ancak burada uyulması gereken hız limitinin 80 km olduğu belirtildi. Aşırı hız yüzünden trenin ikinci vagonunun tekerleğinin raydan çıktığı ve facianın böyle geldiği aktarıldı.
Aynı raporda olay mahalinde makinistler için uyarıcı işaret ve tabela bulunmadığı, toplam yolculuk için verilen 5 saat 15 dakikanın yeterli olmadığı ve uygun olmayan altyapının da kazayı etkileyen faktörlerden olduğu bilgisi yer aldı.
Olayla ilgili Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bütün yargılama iki makinist ve tren şefi üzerinde yapıldı. Davada birinci makinist Fikret Karabulut 2 yıl 6 ay hapis ve 1000 TL para cezasına, ikinci makinist Recep Sönmez 1 yıl 3 ay hapis ile 733 TL para cezasına çarptırıldı. Tren Şefi Köksal Coşkun ise beraat etti.
Ayrıca Cumhuriyet Savcılığının TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkında soruşturma açılması talebi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından reddedildi.
Bilirkişinin yarı yarıya kusurlu bulduğu raylarla ilgili sorumluların soruşturulmasına da izin verilmedi. Süreçte asıl kusurlunun kim olduğu bir türlü tespit edilemedi. Yaşamını yitirenlerin yakınları kusurlu bulunan rayların yapımında ve kullanımında katkısı olanların bulunması için suç duyurusunda bulundu. Verilen soruşturma emri Danıştay tarafından iptal edildi. Diğer girişimlerde de mahkeme, Danıştay’ı örnek göstererek yeniden bir soruşturma yapılmasına izin vermedi.
Karar birçok defa temyiz edildi. Temyiz yargılaması sonunda makinist Fikret Karabulut’un 15 bin 784 TL adli para cezasıyla, makinist Recep Sönmez’in ise 47 bin 352 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildi. Cezalar birer ay arayla 20 eşit takside bölündü ve ertelendi. Bu karar da temyiz edildi.
Sonuçta Yargıtay 12. Dairesi, artık davanın zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 25 Aralık 2019 tarihinde sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar verdi.
(HA)