Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi (AYM), 2004’deki ‘Pamukova Hızlandırılmış Tren’ katliamında eşini kaybeden Serap Sivri'nin başvurusunda ‘yaşam hakkın ihlali’ kararı verdi.
Yargılamanın ‘sürüncemede’ bırakıldığını belirten AYM, ayrıca Sivri'ye 50 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.
Sivri, Şubat 2019’da katliamda eşini, eşinin kardeşini ve iki yeğenini kaybettiğini, yakınlarının ölümüyle sonuçlanan olayın yargılamasının makul bir süratle yürütülmediğini, bu sebeple de olayın sorumlularının cezalandırılmadığını belirterek dosyayı AYM’ye taşıdı.
23 Kasım’da dosyayı görüşen AYM, Sivri’nin eşinin kardeşi ve yeğenleri için de yaptığı başvuruyu, ‘dolaylı mağdur sıfatı haiz olmadığı’ şeklinde değerlendirdi.
Gerekçe olarak da Sivri’nin bu kişilerle arasındaki kişisel ve özel bağın ne olduğuyla ilgili bir açıklama yapmamasını gösterdi.
AYM bu nedenle sadece Sivri’nin eşi yönünden bir karar verdi.
Katliamla ilgili görülen davanın zamanaşımı nedeniyle düştüğünü belirten AYM, bunun sebebi olarak dosyanın sürüncemede bırakılmasına işaret etti.
“Bu bakımdan yargılamanın makul bir özen ve süratle yürütüldüğü söylenemez” dedi.
Süratle yargılama yapılmaması nedeniyle de ‘yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği’ sonucuna ulaşıldığını kaydetti.
Ancak AYM, daha uzun dava zamanaşımı süresi geçmişte işlenen suç yönünden uygulanamadığı için kararın yeniden yargılama yapılmak üzere Ceza Mahkemesi’ne gönderilemeyeceğini belirterek hüküm kurdu.
AYM hükmünde;
-Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna,
-Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine,
-Net 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Hüküm oybirliğiyle kuruldu.
TIKLAYIN - AYM Pamukova Hızlı Tren Faciası İçin Tazminat Kararı Verdi
Ne olmuştu?
Ankara-İstanbul arasında sefer yapan ‘hızlandırılmış tren’ 22 Temmuz 2004’te Sakarya Pamukova’da raydan çıktı. 230 yolcudan 41’i hayatını kaybetti, 89’u yaralandı.
Olay, TCDD’nin bünyesinde süren özelleştirilme süreci ve yeni hayata geçirilen hızlı tren projesinin ilk adımında yaşandı. Facia sonrasındaki genel eleştiri ‘hızlandırılmış tren’ uygulamasına aceleyle ve yetersiz altyapıya geçildiği yönündeydi.
Olaydan sonra Prof. Dr. Sıddık Binboğa Yarman başkanlığında oluşturulan Bilim Kurulu raporunda trenin dönemece 132 km hızla girdiği ancak burada uyulması gereken hız limitinin 80 km olduğu belirtildi. Aşırı hız yüzünden trenin ikinci vagonunun tekerleğinin raydan çıktığı ve facianın böyle geldiği aktarıldı.
Aynı raporda olay mahalinde makinistler için uyarıcı işaret ve tabela bulunmadığı, toplam yolculuk için verilen 5 saat 15 dakikanın yeterli olmadığı ve uygun olmayan altyapının da kazayı etkileyen faktörlerden olduğu bilgisi yer aldı.
Olayla ilgili Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Bütün yargılama iki makinist ve tren şefi üzerinde yapıldı. Davada birinci makinist Fikret Karabulut 2 yıl 6 ay hapis ve 1000 TL para cezasına, ikinci makinist Recep Sönmez 1 yıl 3 ay hapis ile 733 TL para cezasına çarptırıldı. Tren Şefi Köksal Coşkun ise beraat etti.
Ayrıca Cumhuriyet Savcılığının TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkında soruşturma açılması talebi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından reddedildi.
Bilirkişinin yarı yarıya kusurlu bulduğu raylarla ilgili sorumluların soruşturulmasına da izin verilmedi. Süreçte asıl kusurlunun kim olduğu bir türlü tespit edilemedi. Yaşamını yitirenlerin yakınları kusurlu bulunan rayların yapımında ve kullanımında katkısı olanların bulunması için suç duyurusunda bulundu. Verilen soruşturma emri Danıştay tarafından iptal edildi. Diğer girişimlerde de mahkeme, Danıştay’ı örnek göstererek yeniden bir soruşturma yapılmasına izin vermedi.
Karar birçok defa temyiz edildi. Temyiz yargılaması sonunda makinist Fikret Karabulut’un 15 bin 784 TL adli para cezasıyla, makinist Recep Sönmez’in ise 47 bin 352 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildi. Cezalar birer ay arayla 20 eşit takside bölündü ve ertelendi. Bu karar da temyiz edildi.
Sonuçta Yargıtay 12. Dairesi, artık davanın zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 25 Aralık 2019 tarihinde sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar verdi.
(HA)