Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, dün Bingöl’de sokağa çıkma yasaklarına dikkat çekmek için düzenlenen basın açıklaması sonrası gerçekleşen polis saldırısını kınadı.
Basın metni yayımlayan Özsoy, yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti ve dün Bingöl’de gözaltına alınanların işkenceye maruz bırakıldıklarını ifade etti.
Özsoy’un acıkmalarından satırbaşları şöyle:
“Devlet gözaltına aldığı kişiyi dövemez”
“2 Ocak 2016 tarihinde Bingöl’de sokağa çıkma yasaklarına dikkat çekmek için düzenlenen basın açıklaması sonrasında polis halka saldırmış ve altı kişiyi gözaltına almıştır.
“Gözaltına alınanların hepsi ciddi şekilde darp edilmiş; birçoğunun vücudunda kırık veya zedelenmeler oluşmuştur.
“Ters kelepçe ile gözaltına alınıp araçlara bindirilen vatandaşlar, araç içerisinde -elleri bağlı olduğu halde- hakaret, dayak ve işkenceye maruz kalmıştır.
“Her şeyden önce bu uygulamalar devletin büyük bir korku ve acizlik içinde olduğunu gösterir; çünkü saldırganlığın altındaki temel dürtü korku ve başarısızlık hissidir.
“Devlet gözaltına alıp kelepçelediği vatandaşını dövemez, burnunu kıramaz, gözünü morartamaz. Bu çirkin uygulamaları pervasızca yapıyorsa; devlet devlet olmaktan çıkmış ve bir çeteye dönüşmüş demektir.
“En karanlık dönemlerden biri”
“Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyoruz. 1980 darbesini ve 1990’lardaki devlet terörünü aratmayan bir şekilde demokrasi tamamen askıya alınmıştır.
“Yüz bin nüfusluk ilçeleri günlerce elektriksiz, susuz ve yiyeceksiz bırakmak suretiyle tamamen Anayasa ve hukuka aykırı bir savaş stratejisi sürdüren devlet, başka bir ülkeyi işgal edercesine mahalleleri tank ve toplarla bombalamaktadır.
“İl, ilçe ve mahallelerde uzun süredir devam eden sokağa çıkma yasakları boyunca devlet yüzlerce Kürt sivili infaz etmiş, cenazelerine hakaretler etmiş, birçok cenazenin gömülmesine izin vermemiştir.
“Bu faşizan vahşeti ‘terörle mücadele ediyoruz’ bahanesi ile meşrulaştırmaya çalışan AKP hükûmeti bile kendi dediğine inanmamaktadır.
“Olan biten şey bir terörle mücadele değil; aksine devletin Kürt halkına karşı sistematik olarak uyguladığı vahşet, terör ve askeri işgaldir.
“Cizre’de bir hafta sokak ortasında bırakılan 57 yaşında ve 11 çocuk sahibi Taybet İnan’ın cansız bedeni AKP devletinin uyguladığı bu terör ve vahşetin boyutlarını göstermesi açısından yeterlidir.
“Eninde sonunda geleceğimiz yer müzakere masası”
“Bu sonu olmayan savaşın durması ve barış müzakerelerinin tekrar başlaması için yapılan her demokratik girişim polis şiddetiyle bastırılmaya çalışılmaktadır.
“AKP’nin bölgede ve Ortadoğu’da politikaları çöktükçe, devlet demokratik eylemlere ve sivil yurttaşlara yönelmektedir.
“Bu savaş politikalarının hiç bir sonuç vermediği ve sorunu çözmek şöyle dursun sürekli daha da derinleştirdiği defalarca tecrübe edilmiştir.
“Ülkeyi içine düştüğü kaostan çıkarmanın yolu demokratik eylemlere şiddet uygulamak değil, tam tersine anayasal ve yasal mekanizmaları devreye sokarak demokrasinin önünü açmak ve müzakere sürecine acilen geri dönmektir.
“Çünkü bu savaş bir 30 yıl daha devam etse bile, eninde sonunda geleceğimiz yer müzakere masasıdır.” (EKN)