Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, özel sektörde çalışan öğretmenlerin yaşadığı güvencesizlik, düşük ücret ve sendikal hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla 25 Haziran’da İstanbul Kadıköy'deki genel merkezlerinden Ankara'ya "Büyük Öğretmen Yürüyüşü" başlattı.
Öğretmenler, yıllardır süregelen mücadelelerine rağmen yetkililerden somut adımlar gelmemesi üzerine bu yürüyüşü gerçekleştirme kararı aldı.
Öğretmenler, geçen yaz TBMM'nin yanında bulunan Meclis Parkı'nda eylem yaparak 52 gün boyunca nöbet tutmuş, taleplerini Milli Eğitim Bakanlığı ve patron dernekleriyle yaptıkları görüşmelerde dile getirmişlerdi. Ancak verilen sözlerin tutulmaması üzerine "Artık sabrımız tükendi" dediler ve yeni bir eylem organize ettiler.

Polis, MEB önünde eylem yapan öğretmenlere silah çekti
Yürüyüşün ikinci günüde öğretmenler, Kartal’dan Pendik’teki Nazmi Arıkan Fen Bilimleri Özel Öğretim Kursu’na yürüdü. Öğretmenleri 10 aylık sözleşmelerle çalıştırıp, yaz tatili haklarını gasp eden eğitim kurumu önünde de açıklama yaptı. Öğretmenler, okullar kapanmasına, sınavlar bitmesine rağmen kursta meslektaşlarının çalıştırıldığına dikkat çekti.
Burada konuşan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Başkanı Eren Edebali, burada eylem yapmalarının nedenini şöyle açıkladı:
“Bugün 26 Haziran, öğretmenlerin yaz tatili hakkı. Kamudaki meslektaşlarımız yaz hakkını kullanırken burada üyelerimiz, arkadaşlarımız hukuksuz şekilde çalıştırılıyor.
Arkamızda gördüğünüz bu kurs, öğretmenlere zorla 10 aylık sözleşme dayatıyor. Öğretmenler bunun usulsüz olduğunu söyleyip 12 aylık sözleşmede ısrar edince, 12 aylık sözleşmeyi önüne bırakıp istifa ettiğine dair belgeyi zorla imzalatıyorlar. Defalarca teşhir ettik. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı da biliyor, çalışan öğretmenler de biliyor.
Bugün bu kurumda sınav olmamalıydı. Bugün burada biz değil, bu kurumu denetlemek, usulsüz çalışmayı belgelemek için MEB olmalıydı. Polisler bize değil patronlara engel olmalıydı.”
“Yusuf Yekin kimin bakanı olduğunu herkese göstersin”
Edebali yürüyüşün taleplerinden birinin Belirli Süreli İş Sözleşmesi olduğunu hatırlatıp şunları ekledi:
"Bugün bu kurumda çalışan öğretmenler belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışıyor olsaydı burada zorla, kanunsuzca çalışmak zorunda kalmayacaklardı. Bu kurum, sendika kurulduğu günden bu yana her sene düzenli aralıklarla sendika tarafından teşhir ediliyor.
Ama biz biliyoruz ki taleplerimiz karşılanacak, tüm haklarımızı geri alacağız. Taban maaş hakkımız gelecek, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışacağız, 10 Nolu Torba İşkolundan çıkacağız ve tüm özlük haklarımız maaş anlamında, kamudaki meslektaşlarımızla eşit ücretlere, eşit haklara sahip olacağız.
Bugün bu sınav öğrenciler için değil Milli Eğitim Komisyonu ve bakanlık içindir. Bu sizin sınavınızdır. Sizi bir kez daha göreve çağırıyoruz; Milli Eğitim Komisyonu toplansın, patron dernekleri dahil olsun, Yusuf Tekin üstüne düşeni yapsın ve kimin bakanı olduğunu herkese göstersin. Taleplerimiz meşrudur, anlaşılırdır ve nettir."
Edebali konuşmasını “Bugün burada olmamızın sebebi sadece bu kurum için değil. Bütün bunlar bütün kurumlarda; rehabilitasyon merkezlerinde, vakıf üniversitelerinde, kolejlerde her yerde oluyor. Biz çalıştığımız bütün alanlarda bu güvencesizliğe, bu sömürüye ve bu angarya işlere mahkum ediliyoruz. Biz bugün bunu teşhir ediyoruz ama ilk teşhirimiz değil, son teşhirimiz de olmayacak. Biz çıktığımız bu yürüyüşte taleplerimizi almadan, bu kurumların tabelalarını sökmeden durmayacağız. Öğretmenleri en ufak bir hak arayışında kapının önüne koyan, sözleşmeleri sopa olarak kullanıp işten atan bu kurumları da MEB de komisyon üyelerini de göreve çağırıyoruz.” sözleriyle bitirdi.
Eylemde, sık sık "Patronlara değil, öğretmene güvence", "Meclis göreve öğretmeni bekletme", "Yüzbinlerce öğretmen komisyonu bekliyor" sloganları atıldı.
Talepleri neler?
Özel sektör öğretmenleri 24 Haziran’da yaptıkları açıklamada kamu ile eşit haklar istediklerini deklare etmişlerdi:
Taban maaş uygulaması: Özel sektör öğretmenleri, kamudaki gibi tüm öğretmenler için asgari bir ‘taban maaş’ uygulanmasını istiyor. 2014 öncesinde bu hakları vardı.
Belirsiz süreli iş sözleşmesi: Özel sektör öğretmenleri her yıl sözleşme yenileme baskısıyla iş güvencesinden yoksun bırakılıyor. Belirsiz süreli sözleşmeyle güvence istiyor.
Eğitim ve güzel sanatlar işkolu kurulması: Özel sektör öğretmenleri ‘ticaret, büro, eğitim’ işkolunda çalışıyor gösteriliyor. Bu durum da toplu sözleşme ve sendikal hakların engellenmesine yol açıyor.
Kamu ile özlük haklarında eşitlik: Aynı diplomayla, aynı müfredatı işleyen öğretmenler arasında kamuda ve özelde büyük uçurumlar var. Öğretmenler özlük hakları, çalışma saatleri, tatil, yeşil pasaport hakkı, eğitim-öğretim ödeneği gibi temel haklar açısından kamu ile eşitlik sağlanmasını istiyor.

Dört soruda özel sektör öğretmenlerinin mücadelesi
(HA)

