Seçimlerden birkaç gün önce akşamın bir saatinde dükkânına uğradım. Çay içip biraz lafladık. Mevzu seçimlere gelince benden "Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy yok. CHP'ye verilmiş oyu MHP'ye verilmiş sayarım arkadaş" dedi.
İyi, o halde nereye gidecek oyun, diye sorunca.
"Şaşıracaksın ama Türkiye Komünist Partisi'ne oy vereceğim" dedi.
Hayda, nerden çıktı bu TKP. Sen de biliyorsun ki bu TKP, o TKP değil, Laz İsmail'in TKP'si değil. Hoş olsa da bir kıymeti yok ya! Deyiverdim.
"Yok yahu. Ben bu TKP'ye o nedenle değil. Sevdiğimden de değil, bir başka nedenle oy vereceğim."
Merakla nedir o nedenler diye sorumu pekiştirdim.
"Birincisi daha dün seçim arabalarını gördüm. Üzerinde 'Şimdi sürüden ayrılma zamanı' diye yazıyordu.
Ayrıca seçim sandıkları açılınca özellikle oy kullandığım sandığa gideceğim. Belki benim dışımda TKP'ye oy veren bir ikinci kişi o sandıkta çıkmamıştır.
Geçen seçimde de aynını yapmıştım zati. Benim oyum sandıktan TKP diye çıktığında o bilumum gerici partilerin 'Komünist' sözünü duyduklarında nasıl kızarıp bozardıklarını görmeni isterim. O görüntüden çok keyif alıyorum.
Bir de, yahu biz solcuyuz işte, adamlar durmadan seçim arabalarında
Venseremos'u çalıyorlar.
Biliyorum, oyum bir işe yaramayacak, ama hiç kimseye edemiyorsam kendime de edemiyor muyum? Ben TKP'ye vereceğim arkadaş" dedi.
Katılmadığımı ifade etmeme rağmen hiçbir şey de diyemedim, solculuk adına bu kadar haklı gerekçesi olan birine! Ama solculuk adına başka gerekçeleri kabul manasında gerekçe gösterenleri de düşünmeden edemedim.
Sonra seçimlere dört gün kala Bin Umut adaylarının Diyarbakır mitingine katılan on binlerce insanı ve iletisini benimle de paylaşan bir kadını düşündüm. "Bugün Bin Umut Adaylarının Diyarbakır'daki mitingine katıldım" diyordu bir kadın.
"Polis noktasında yapılan aramada dehşete düştüm. Hava sıcak olduğu için kadınların ellerinde su şişeleri vardı. Kadın polis bu suların yanıcı ve yabancı bir madde olabileceğini düşünerek önlem almıştı.. Önlemi şu şekildeydi. Kadınların ve çocukların ellerlindeki petlerdeki suları alıyor ve çocuklara 'iç bunu' diyordu.. Baktım, sırayla üç kadın da söyleneni yaparak petlerdeki suları çocuklarına içirdiler.
Polise 'ne yapıyorsun,' deyince, aldığım yanıt ürkütücü olmaktan çok öte bir şeydi. 'Deniyorum' dedi. Bunun korkunç bir şey, düşmanca bir şey olduğunu vurgulayınca, kadın polis, 'bana böyle emir geldi, gidin amirlerime söyleyin' diyerek 'işine' devam etmeyi sürdürdü. Seni basına şikâyet edeceğim dediğimde de, bu kez hakarete ben maruz kaldım."
Birileri de bu görüntü ve hâlâ yaşananlar nedeni ile de oylarını kullandılar.
AKP'nin mensubu olmaktan ziyade sırf destek niyeti ile oy veren kimileri de "Seçimde Kürt halkının sizlere teveccühü, Türkiye ortalamasının çok üstünde olmuştur. Bunun iyi okunması gerekir. Kürt halkının kadirşinaslığını takdir etmenizi bekliyoruz" diyerek Başbakan'a açık mektup yolladılar ve neden Adalet ve Kalkınma Partisini partiyi tercih ettiklerini kamuoyu ile paylaştılar
Paylaşılan tablodan bir seçim profili çıkmıştır. Haydi hayırlısı...(ŞD/EÜ)