Diyarbakır Barosu, Osmaniye Kapalı Cezaevindeki hak ihlalleriyle ilgili basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, mahpusların ailelerinin başvurusu üzerine inceleme başlattıklarını, yaptıkları görüşmeler sonucunda da hapishanede kötü muamele uygulandığını tespit ettiklerini ifade ettiler:
“Görüştüğümüz tüm mahpuslar, ayakta sayım dayatmasına maruz kaldıklarını, 9-11 Şubat tarihleri arasında, cezaevi müdürü gözetiminde, infaz koruma memurları tarafından darp edildiklerini, buna ilişkin yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını ve ayakta sayım adı altında kötü muamele ve hakaretlerin düzenli olarak devam ettiğini ifade etti.”
Mahpuslar ayrıca, uzun süredir sosyal aktivitelerin yapılmadığını, istedikleri gazete ve dergilerin verilmediğini, hiçbir kitabın verilmediğini, başta kurumlara yazdıkları mektuplar olmak üzere göndermek istedikleri mektuplara keyfi gerekçelerle el konulduğunu, sürekli keyfi bir şekilde disiplin cezalarına maruz kaldıklarını anlattılar.
Bakanlık ve Meclis göreve davet edildi
Diyarbakır Barosu, mahpusların başta kötü muamele ve işkence iddiaları olmak üzere diğer bütün iddia ve şikayetlerinin etkin bir idari ve adli soruşturmaya tabi tutulmasını ve sorumlular hakkında adli ve idari işlemlerin başlatılmasını talep etti.
Ayrıca, mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin bir an önce alınmasını istedi.
Açıklamada, “mahpusların maddi ve manevi varlığına yönelik hukuka aykırı uygulamalar hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması için” Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu göreve davet edildi.
Avukatlar darp izlerini gözlemledi
Barodan avukatların 26 Temmuz’daki ziyaretinin ardından yapılan açıklamada, ihlaller şöyle anlatıldı:
* Sekiz mahpus ile yaptığımız görüşmelerde, görüşme ortamı kamera ile izlendi, iki infaz koruma memuru görüşme kabininde bulunarak görüşmeleri dinledi. Görüşme sırasında düzenlediğimiz tutanak infaz koruma memurlarınca incelendi ve tutanağa el konulmaya çalışıldı.
* Mahpuslardan biri ile yapılan görüşme neticesinde düzenlenen tutanağı mahpusa imzalatmak istedik ancak gardiyanlar OHAL ve KHK’leri gerekçe göstererek buna izin vermedi.
* Osmaniye 2 Nolu T tipi cezaevinde tutuklu bulunan Abdulkadir Baybars üç aydan fazla bir süredir hiçbir gerekçe gösterilmeden tek kişilik hücrede tutulduğunu ifade etti.
* Baybars ayrıca, hücresinin yanında bulunan adli mahpusların tehditlerine maruz kaldığını, cezaevi idaresine bu konuda sürekli başvuru yaptığını, son olarak 19 Temmuz tarihinde Cezaevi Müdürlüğüne durumu aktardığını ve akabinde 15-20 kişilik bir infaz koruma memuru tarafından saldırıya uğradığını anlattı. Bu saldırı sırasında, elleri ve ayakları kelepçelenerek darp edildiğini, kalbinden rahatsız olduğu bilinmesine rağmen kalbine baskı yapıldığını, boğazı sıkılarak ve kafası yastığa bastırılarak nefes almasının engellendiğini beyan etti. Ellerinde ve ayaklarında kelepçe sebebiyle ekimozlar oluştuğu, boğazında kızarıklıklar olduğu ve vücudunun bazı bölgelerinde de şişlik, morartı ve darp izleri olduğu gözlemlendi.
* Tutuklu bulunan Mehmet Faruk Engin ile yapılan görüşmede -kendisi de dahil olmak üzere- hastaların hastaneye sevkinin yapılmadığını anlattı. Ayrıca revir doktoru tarafından “Siz suçlusunuz, hak ediyorsunuz…” şeklinde hakaretlere maruz kalarak muayenelerinin yapılmadığını ve her seferinde kendisine ağrı kesici, kas gevşetici ve benzeri ilaçlar verilerek geri gönderildiğini belirtti.
* Akar İkbal adlı tutuklunun da kolundan rahatsız olduğunu, elini oynatamadığını, kolunun felç olma noktasına geldiğini, yaklaşık iki yıldır tedavi edilmediğini beyan etti. (AS)