Ev işçisi Pakize Akçam 7 Temmuz'da Adana'da, çalıştığı evin camını silerken sekizinci kattan düşerek öldü.
İmece Kadın Sendikası'ndan Serpil Kemalbay, senede en az 40-50 ev işçisinin güvensiz koşullarda çalıştığı için öldüğünü, ölümlerin tamamına yakınının yüksek katlardaki evlerin camlarını silerken gerçekleştiğini söylüyor.
Cam silerken yaşamını yitiren kadınların yarısını ücretsiz ev işçilerinin, yani kendi evlerinin camlarını silen ev kadınlarının oluşturduğunu belirten Kemalbay, daha fazla ölüm olmaması için ya plazalarda olduğu gibi cam temizleyen profesyonellerin bu işi yapması gerektiğini ya da evlerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini söylüyor ve çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:
* İşverenlere çağrımız ev işçilerini yüksekte çalıştırmamaları, camları dışardan sildirmemeleri. Bunu yapmak teamüden insan öldürmeye girer. Üçüncü katın üzeri ölümcül kaza demek.
* Artık binalar çok yükseldi. Ama bu binalar inşa edilirken kimse camların nasıl silineceğini planlamıyor, camlar içeriye değil dışarıya doğru açılıyor. Buralarda güvencesiz çalışma şekli yasaklanmalı.
* Yüksekte çalışmanın kuralları vardır. Örneğin inşaatlarda iş organizasyonunu iş güvenliğini sağlayacak şekilde işveren yapar, önlemler alınmadan işçiler dış cephede çalıştırılmaz. Aynı uygulama ev işçisi için de geçerli olmalı ama hiçbir evde bu imkanlar yok. Dolayısıyla yasal düzenlemelere gidilmeli, evin içinden bu önlemlerin nasıl alınabileceği düşünülmeli, ev işçilerine bu konuda eğitim verilmeli. Ancak o zaman ev işçileri camları dışarıdan silebilir.
* Ev işçileri yüksek katlarda camları dışardan silmeyi reddetmeli. Sendika üyelerimiz bunu yapıyor. İçeriden yapabildikleri kadar temizliyorlar ama kesinlikle dışarı çıkmıyorlar.
* Son olarak, kaza artık yaşanmışsa, devlet gereğini yapmalı. Sorumlular cezalandırılmalı.
İş Güvenliği Yasası'nda, ev işçileri yok
Akçam'ın ailesine ulaşmaya çalıştıklarını belirten Kemalbay, hukuki sürecin mutlaka başlayacağını söylüyor. Cam silerken düşerek ölen Fatıma Aldal'ın devam eden davasını hatırlatırken, bu süreçle kamuoyununun ev işçilerinin yaşadığı iş kazalarına karşı daha duyarlı hale geldiğini belirtiyor.
"Artık basın bu haberleri 'Gündelikçi kadın, kader kurbanı oldu' diye değil, 'Bir ev işçisi daha öldü' diye veriyor.
"Bütün işçiler iş kazaları geçiriyor ve Türkiye iş kazaları istatistiklerinde ön sıralarda. Her yıl ücretli ve ücretsiz ev işçiliği yapan onlarca kadın ölüyor. Bizim için ev kadınları da ücretsiz ev işçisidir, çünkü ev işi iştir.
"Ev işlerine bir iş olarak bakılması; nasıl inşaatlarda, fabrikalarda iş güvenliği için önlemler alınıyorsa, evlerde de benzer önlemlerin şart koşulması gerekir. Ama iş cinayetlerine kaza ve ya kader gibi bakılmaya devam edildikçe, bu konuda farkındalık artmadıkça ölümlerin sonu gelmeyecek.
"Ev işçileri kendilerine İş Güvenliği yasasında yer bulamadı. Dışarıda işçi çalıştırmak güvenli kılınmadığı takdirde yasaktır. Bu yasağın uygulanması, denetlenmesi, gözetiminin yapılması gerekiyor.
"İş cinayetleri kader değil, iş organizasyonunun sağlıklı ve güvenli sağlanmamasıdır. Bu cinayetlere bir son vermek için hem devlet hem işveren buna dur demeli, işçiler de haklarını öğrenmeli ve savunmalı." (ÇT)