"Öğrenciler, eğer hocalarını yanlarında görmezlerse, onların da baskının parçası olmayı şevkle kabul ettiğini görürlerse önlerinde iki seçenek kalacak: ya boyun eğecek ve Akif Beki'nin dediği gibi 'gariban' protestocular olarak kalacak ya da onurlarını korumak için radikalizmi yükseltecekler."
İstanbul, Tekirdağ ve Ankara'dan yedi üniversitenin öğrencileri ortak bir açıklama yaparak öğretim üyeleri ve görevlilerini hükümet ve polisin hedef aldığı arkadaşlarına destek vermeye çağırdı.
Açıklamayı Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), Namık Kemal Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi (MSÜ), İstanbul Üniversitesi (İÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) ve Ankara Üniversitesi'nden (AÜ) öğrenciler yaptı.
4 Aralık'ta Dolmabahçe'de başbakan ve rektörlerin görüşmesi nedeniyle yapılan eylemde polis öğrencilere şiddet uygulamıştı. Ardından AÜ'de AKP'li Burhan Kuzu yumurtaların hedefi olmuştu.
Polisin üniversitede rol olması, üniversite yönetimlerinin istihbarat birimleriyle işbirliği kurmasını eleştiren öğrenciler "Eğer üniversiteler ve eğitim alanındaki meslek örgütleri bu şiddete, bu tehdide ve bu anlayışa karşı ses çıkarmazsa hükümet ve polis üniversitelerle birlikte eğitimin diğer aşamalarını da özgürlük ve hoşgörünün değil baskının hakim olduğu ve kendi şiddet mekanizmalarını yarattığı polisiye alanlara dönüştürmekte beis görmeyeceğe benziyor" dedi.
"Çağrımız, rektörlüklerin ve öğretim görevlilerinin kendilerinden istenen fişleme listelerini hazırlamayı reddetmeleri, bu durumu ifşa etmeleri, baskının ve polis şiddetinin karşısında olduklarını beyan etmeleri, üniversite özgürlüğünü ve üniversiteli onurunu korumaları yönündedir. Aksi takdirde, geri dönüşsüz bir kayıp süreciyle karşı karşıya kalacağımızı düşünüyoruz." (BT/EÜ)