Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik dün (5 Aralık) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rektörlerle biraraya geldiği Dolmabahçe buluşmalarını protesto etmek isteyen ancak biber gazı sıkılan, polislerce dövülen öğrenciler için "canımız ciğerimiz" dedi.
CNNTürk'te yer alan haberde, geçen hafta rektörler toplantısını yumurtayla protesto eden Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyeleri, Dolmabahçe'deki Başbakanlığın çalışma ofisine yürümek isteyince polisin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Eyleme destek vermek için Eskişehir ve Ankara'dan otobüslerle gelen 150 öğrencinin de Çamlıca gişelerinde önü kesilerek, Dolmabahçe'ye yaklaşmalarına izin verilmedi.
Kurtköy'de bir benzin istasyonunda mola veren öğrencilere polis biber gazıyla müdahale etti.
Müdahalenin ardından arbede çıktı, gözaltına alınan 40 öğrenciden 37'si daha sonra serbest bırakıldı. ''Polise mukavemet etmek"ten adliyeye sevk edilen Emre Ö., Aziz G. ve Didem A. da çıkarıldıkları Beyoğlu Nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesince serbest bırakıldılar.
Gençler canımız ciğerimiz
Toplantıyla ilgili basına bilgi veren AKP'li Çelik ise protesto gösterilerine ilişkin "Onlar protesto yapsa da yapmasa da bizim gençlerimizdir, canımız, ciğerimizdir" dedi.
Ocak ayında gençlik temsilcileriyle "Dolmabahçe Buluşması" gerçekleştirileceğini söyleyen Çelik, "Toplantıya protestolara katılan gençler de çağrılacak mı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Biz, gençleri, öğrencileri davet ederken, muvafık ve muhalif diye kimseyi ayırmıyoruz. Gençleri davetimizin protestolarla ilgisi yok. Onlar protesto yapsa da yapmasa da bizim gençlerimizdir, canımız, ciğerimizdir. Biz gençlerimizi, ülkemizi, insanımızı seviyoruz."
"Amacımız sadece dosya vermekti"
Polisin kendisine dayak atarken fotoğrafı çekilen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Işıl Kurt, Milliyet'e şunları söyledi:
"Çevik kuvvet polisleri baldırıma bastırıp beni yere yatırdılar. Göğsüme, suratıma, belime vuruyorlardı. Döverken de küfrediyorlardı. Beni polis otobüsüne sürüklediklerinde 'Amacımız sadece dosyayı vermekti' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Zaten sonra bilincimi kaybetmişim."
Gözaltına alınan İ.Ü. Rus Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Çağlar Kara ise, "Hiçbir uyarı yapmadan gaz sıktılar. İki polis beni yüze yakın polisin arasına sokmak istedi. Ancak muhabirleri görünce vazgeçtiler. Beni gazeteciler kurtardı diyebilirim. Zaten gazeteciler olmadığında taciz, hakaret ve darpa maruz kalıyoruz" dedi.
Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi öğrencisi İlke Acar da "Gözaltına alınış biçimimiz insanlık dışıydı. Şu anda her yerimiz çürük içinde ve merdiven bile çıkamıyoruz. Gözaltında su, yiyecek verilmedi. Tartıştığım bir polis tarafından taciz edildim" diye konuştu.
Saldırıdan dolayı çenesine dikiş atılan Anadolu Üniversitesi İktisat bölümü öğrencisi Gürkan Köse, "Otobüste gazdan nefes alamadığımız için klimanın açılmasını istedik, 'hava çok güzel, açmaya gerek yok' dediler" diye konuştu.(BT/EÖ)