Eğitim Bakanlığı'nın ilkokula başlama yaşının belirlenmesine yönelik hazırladığı raporda, çocukların ilkokula başlamak için 20'ye kadar sayabilmesi, sözcüklerin zıt, eş ve eşsesli anlamlarını söyleyebilmesi, belli bir mesafedeki hedefi vurabilmesi, yemek tabaklarını ya da servis tepsisini taşıyabilmesi gibi onlarca kriter bulunuyor.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Gök, raporda yer alan kriterlerinin çoğunun okulda verilen eğitimin bir parçası olduğunu söylerken, "Eğitimin çocuklara uygun olanaklar geliştirmesi gerekirken, hükümetin hazırladığı bir politikaya çocukları uydurmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
Çocukların oyun oynarken raporda yer alan kriterleri yerine getirdiğini ama bunun farkında olmadığını söyleyen Gök, bu kriterleri kimin, niye ve ne şekilde ölçüp tespit edeceğinin sorgulanması gerektiğini ifade etti.
"Her aile bu kriterleri yerine getiremez"
Gök, sıralanan kriterlerin yerine getirilmesinin herkes için mümkün olmadığını söylerken, kriterlerin yerine getirilememesi halinde alınacak raporun çocuklar açısından olumsuz sonuçlara yol açacağını belirtti.
"Evdeki olanakları sınırlı olan çocuklar ne yapacak? Her aile bu kriterleri sağlayamayabilir. Zaten okulun görevi de budur.
"Çocuğun okula başlamaya uygun olmadığını söyleyen bu rapor, çocuğun ileriki eğitim hayatında dosyasına bakanlara onun hakkında olumsuz fikirler verecektir.
"Farklı yaşlardan çocukların birlikte okuması da ayrımcılıklara neden olacaktır. Duygusal olarak yaralanabilirler, bir kısmı bilişsel olarak gelişmemiş olacak, sosyal olarak hazır olmayabilirler.
"Ayrıca okulların 5 yaşa uygun hazırlanıp hazırlanmadığını bilmiyoruz. Bu sene okullara kayıtlar tamamlandı. Geçen sene yerleştirilenlerden bir milyon daha fazla çocuk var. Bu kadar kısa bir sürede bu kapasite nasıl sağlanacak? Konuyu neresinden tutsak elimizde kalıyor."
"Raporla, eğitim doktorlara havale ediliyor"
Rapordaki kriterlerin "tutarsız" ve bu yaş aralığındaki çocuklara uygun olmadığını söyleyen Gök, raporun "motor gelişimi" başlığı alındaki hedefi vurma, atlama, sekme, takla atma gibi kriterlerin ise okul öncesi eğitimden çok askeri eğitime benzediğini ifade etti.
"Çocukların duygusal ve sosyal gelişimini engellemeyen, kendilerine güvenlerinin geliştiği bir ortam yaratmak gerekirken, MEB'in 'okula başlamaya uygun değildir raporu alın' tavsiyesi çok talihsiz ve gayri ciddi bir durum. Bu şekilde eğitim meselesi doktorlara havale edilmiş oluyor.
"MEB'in bu raporu hangi eğitim psikologlarıyla hazırladığını açıklaması lazım. Eğitim camiası bunu çok tartışacaktır.
"Çocukların eğitimi, devlet, sermaye ve din kurumunun dışında düzenlenmeli. Okul, özgürce ve çocuklara hiçbir olumsuz deneyim yaşatmayacak şartlar kurgulanarak yapılır. Halbuki bu raporda tam tersini görüyoruz.
"Tasvip etmediğimiz, kamuoyunda ve eğitim camiasında bu kadar tepki çeken ve amacı pedagojik ve eğitimsel olmayıp, iktidarın istediği insan yetiştirmeye yönelik bu politikayı nasıl hayata geçiririz tutumundan kaçınmamız lazım." (ÇT)