Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Ocak’ta, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın başından vurularak öldürülmesiyle ilgili davanın ilk duruşması Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada hiçbir davalı sanık ve sanık avukatı mahkemeye gelmedi.
Tutuksuz dört sanık polis Mardin Adliyesi'nde Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Ankara Elmadağ Cezaevi'nde bulunan tutuklu sanık da aynı sistemle Ankara'dan katıldı.
Sanıkların duruşmaya getirtilmesi yönündeki talebi ise mahkeme oy birliği reddetti.
SEGBİS tartışması
Duruşma esnasında da avukatlar SEGBİS üzerinden yapılan tutuklu savunmasına “ses anlaşılmıyor” diyerek itiraz etti.
Bu talebin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildiyse de sonunda talep reddedildi ve yargılama SEGBİS ile sürdü.
Sarıyıldız sonucun önemini vurguladı
Duruşmada Kazanhan'ın anne ve babası Ayşe ve M. Emin Kazanhan, HDP Şırnak Milletvekili ve milletvekili adayı Faysal Sarıyıldız, Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Kazanhan ailesi avukatları ile Şırnak, Mardin, Siirt, Diyarbakır, Manisa, Antalya, Gaziantep, İstanbul, Mersin, Sakarya, Ankara, Bitlis, Bursa ve Batman barolarına bağlı yaklaşık 60 avukat da hazır bulundu.
Duruşma öncesinde açıklama yapan Milletvekili Sarıyıldız, bu davadaki sonucun bu tip olayların önüne geçilmesi için önemli olduğunu belirtti.
“Cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer bakanlar, il valisi dahil olmak üzere bu cinayetin, bu katliamın polis tarafından olmadığı ifade edildi.
“Hem kamuoyunun duyarlılığı, hem partimizin yoğun çabasıyla bu ölümün polis tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı.
“Kazanhan davasının hak, hukuka göre uygun bir sonuçla, böylesi sorunların böylesi katliamların bölgede ve ülkede meydana gelen olayların önüne geçilmiş olabilir." (YY)
Ne olmuştu? |
Nihat Kazanhan'ın öldürülmesinde polisler sorumlu tutulunca, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olay günü görev yapan Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube'sinde görevli polis memuru H.V. şüpheli olarak gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Malatya Cezaevi'ne gönderilen H.V. daha sonra olayla ilgili gerçekleri anlatınca tahliye edildi. H.V.'nin ifadesinde Nihat Kazanhan'a ateş ederek öldürdüğünü öne sürdüğü özel harekat polisi M.N.G. Ankara'da tutuklandı. Olayla ilgili Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Cizre Sulh Ceza Mahkemesi'ne ifade veren H.V. şunları anlatmıştı: "Olay günü arkadaşlarım U.İ., O.Ç. ve M.N.G. ile birlikte Hayati Bilgin Karakolu'ndaki görevimize başladık. O.Ç. araçta bulunan sabit silahı kullanmakla, U.İ. cobra isimli aracın şoförü ve unsur amiri olarak, ben ve M.N.G unsur personeli olarak görevliydik. Göreve giderken Mardin Özel Harekat Müdürlüğünce tarafıma zimmetlenen ancak ekipteki tüm arkadaşların kullanabileceği, ismini shotgun olarak bildiğim pompalı av tüfeğini ve 25 adet bu tüfeğe ait 12 kalibrelik av fişeğini yanıma aldım. Ayrıca yanımızda altında 37- 38 mm'lik gaz atmaya yarayan langher takılı sigsauer vardı. Ayrıca arkadaşlarım ile bende şahsi tabancalarımız vardı. Görev yerinde bir ara birkaç çocuk yanımıza geldi ve sohbet ettik. Daha sonra 10-15 kişilik çocuk grubu bize taraf taş atmaya başladı. Unsur amirimiz U.İ. bana ve M.N.G'ye çocukların bulunduğu tarafa aşırtmalı gaz atmamızı söyledi. M.N.G. aracın sol tarafındaydı. Benim başımda siyah bir bere vardı. M.N.G. çocukların üzerine aşırtmalı bir gaz attı. Bu atıştan sonra M.N.G aracın arka tarafına gelerek burada bulunan av tüfeğini aldı. Kendi silahını bıraktıktan sonra benim arka tarafımdan aracın ön sağ tarafına geçti. Ben de gözetlemek için M.N.G.'nin bulunduğu yere doğru geçtim. Çocukların bulunduğu yere aşırtmalı bir şekilde gaz attım. Daha sonra M.N.G. pompalı tüfeğiyle çocuklardan tarafa hedef gözetmeksizin 3- 4 el ateş etti. Ateş ettiği esnada M.N.G.'nin başında siyah bir bere vardı. Ateş etmesiyle birlikte yolun karşısında duran bir çocuk yere düştü. Çocuğun vurulduğunu ve M.N.G.'nin ateş ettiğini, ben ile birlikte U.İ. de net şekilde gördü. O.Ç. ise kameradan çocuğun net bir şekilde düştüğünü gördü. Çocuğun yere düştüğünü gören U.İ. aracın sol tarafından M.N.G'ye hitaben 'atma atma ne yaptın sen' dedi. Daha sonra çocuğun düştüğü yere iki kişi geldi. Birisi çocuğu kucağına alıp gitti. O sırada M.N.G. elindeki silahı araca bıraktı ve biz de karakola geri döndük. Ancak M.N.G.'nin karakola nasıl döndüğünü görmedim. Karakola döndükten sonra unsur amirimiz bizden sorumlu kişi ile görüştü. Bu görüşmeden sonra M.N.G. başına bir kar maskesi taktı ve ateş ettiği noktaya gitti. Buradan langher ile attığımız gaz kapsülleri ile kendisinin pompalı tüfek ile attığı boş gaz fişeklerini toplayıp getirdi ve karakolun içine bir yere gömdü." "Olaydan sonra amirler tarafından karakol bahçesine toplandık. Olayın detaylarını anlattıktan sonra benim üzerime zimmetli olan pompalı av tüfeği ve kalan fişekler diğer görevli arkadaşlara devredildi. 19 Ocak'ta görevimiz bittikten sonra Mardin'e döndük. Göreve geldikten sonra bana verilen av tüfeğini depodaki görevli arkadaşa teslim ettim. Sonuç itibariyle hem arkadaşımız M.N.G.'nin yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi için bu ifadeyi verdim. Ben tutuklanınca her şey değişti. Çünkü biz bu dosyada kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk. Yapmadığım bir suç için cezaevindeydim. Bu nedenle ifademi değiştirdim ve tüm yönleriyle olayı size anlattım. Kesinlikle Nihat Kazanhan'ı ben öldürmedim. Nihat Kazanhan'ın ölümünden sorumlu kişi M.N.G.'dir. Olayı ilk günden beri bilip söylemediğim için pişmanım." H.V. bu ifade üzerine tahliye edildi. H.V.'nin ifadesinde Nihat Kazanhan'a ateş ederek öldürdüğünü öne sürdüğü özel harekat polisi M.N.G. ise Ankara'da tutuklandı. |