Mehmet Ali Birand, görüşleri paylaşılmasa bile, mesleğini iyi yapan bir gazeteci olarak kabul edilir. Soğukkanlı, dengeli yayınlar yapmaya, insanları aklı selime davet eden yazılar yazmaya özen gösterir. Fakat son günlerde anlaşılmaz bir çizgi izliyor. Geçenlerde CNN-Türk'de, Türk Tarih Kurumu'nda Ermeni Masası sorumlusu Hikmet Özdemir'in katıldığı bir program düzenledi ve konuk olarak da Yalım Eralp ve Kaan Soyak'ı davet etti. Konu, Ermeni Soykırımının 90. yılında nelerin yapılması gerektiği idi. Birand'a göre, "Ermeniler büyük bir kampanyaya hazırlanıyorlar" ve Birand, "Türkiye hazırlıklı mı? Türkiye ne yapacak?" sorularına cevap arıyor.
Elbette 90. yıldönümü nedeniyle, her yıl Nisan ayında gözlenen anma toplantıları vb.'de bir artma olacağı kuşku götürmez. Ama acaba bu anmalar vb. konusunda ne tür bir söylem geliştirmek, ne tür bir tutum takınmak gerekir? Genel bir kuraldır, eğer bir sorun üzerine konuşuyorsanız, kendinizin de sorunun bir parçası olduğunuzu kabul etmeniz gerekir. Yani yaptığınız, söylediğiniz ile siz de sorunun gelişmesi ve derinleşmesine katkıda bulunursunuz.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) programı izleme şansım yoktu ama bana e-mail üzerinden konuşmaların kısmi bir dökümü geldi. Gerçekten inanılır gibi değil. Gerek Birand gerek konuşmacılar, Türk Kamuoyu'nu "büyük bir maça" davet ediyorlar ve mücadeleye hazır olmaları gerektiğini söylüyorlar. Programda dile getirilen bazı görüşleri daha doğrusu, bazı cümleleri aktarmak istiyorum:
"Ermeniler büyük bir kampanyaya hazırlanıyorlar... Ermeniler mümkün olduğu kadar Türkiye'yi kenara sıkıştırmak ve soykırımı kabul ettirmek istiyorlar. Tabi bunda başarılı olamayacaklar onu şimdiden isterseniz söyleyelim, çünkü Türkiye de ilk defa çok ciddi bir şekilde hazırlanıyor, siz de hazırlıklı olun çünkü önemli bir programla karşı karşıyayız." Yanlış okumuyorsunuz, M. Ali Birand, gazetecilikte pek olmaması gereken bir üslupla, Türk Kamuoyu'nu, 90. yıl nedeniyle Ermenilere karşı hazırlıklı olmaya davet ve teşvik ediyor.
Programında, Yalım Eralp ve Kaan Soyak'ın, "Ermenilerin siyasi girişimlerine karşı nasıl yanıt verilmesi gerektiği konusundaki" fikirleri alınıyor. Birand önce Kaan Soyak'a soruyor "Kaan Bey Ermeni Lobisi, Ermeni Diyasporası son derece büyük bir kampanya hazırlığı içinde olduğunu duyuyoruz, sizde bu işin çok içindesiniz yakın takip ediyorsunuz ne gibi hazırlıklar var?" Kaan da, "Evet, büyük hazırlık var" gibi bir cevap verdikten sonra, Birand yeniden soruyor "Özellikle bu yıl 90. yıl diye ortaya çıktıklarında geçen yıllara oranla daha geniş bir kampanya hazırlanıyor fakat bu gizli mi tutuluyor yani şimdiye kadar bu temasların dışında da büyük bir şey gelmedi kamuoyuna hiç değilse?" Kaan da cevap veriyor "Tabii ki, çünkü hiçbir zaman diyaspora bir sonraki hamlesini göstermiyor."
İnsanın şaşkınlıktan küçük dilini yutması işten bile değil. Ortada öyle belli bir merkezden organize edilen, büyük bir kampanya vb. olmadığı o denli açık ki, bunu kendileri de söylüyorlar ama sonuçta gene de herkesi hazırlıklı olmaya davet ediyorlar. Hele Kaan'ın olayı tam bir maç havasına sokması insanı iyice şaşırtıyor. "Biz zaten maça Türkiye olarak bir kaç sıfır yenik başlıyoruz."
Meselenin bir futbol maçı olduğu benzetmesi katılımcılar tarafından pek beğenilmişe benziyor. Birand bu sefer Hikmet Özdemir'e soruyor "Kaan Soyak der ki maça bir kaç gol yiyerek çıkıyoruz doğru mu?" iyi bir antrenör veya futbolcu olduğundan çok emin, Hikmet Özdemir cevap veriyor "Sanmıyorum maç henüz başlamadı ve başladığı zaman..." Birand, Özdemir'in sözünü kesiyor "Ama bu son maç değil mi? Bu son olarak görülüyor?" Özdemir devam ediyor "Evet bu son maç bizim bilimsel anlamdaki refleksimizde çok sert olacak.. Ermenilerin bütün çalışmalarını günü gününe izlemeye gayret ediyoruz."
Özdemir'in, maçı nasıl kazanacakları konusundaki açıklamalarından sonra, Yalım Eralp sözü alıyor ve şunları söylüyor "...Kaan Bey'in dediği gibi bir kaç gol yemiş vaziyette başlıyoruz. Bizim akademik çalışmalarımız çok derin olabilir bundan dünyanın haberi yok, dünyanın haberi neden var, Ermeni soykırımının yapıldığından var birincisi bu şimdi bütün dünya buna inanıyor..."
Evet! Yanlış okumuyorsunuz, bir Türk televizyonunda, bir tarafta Türklerin ve Türkiye'nin olduğu, öbür tarafında ise Ermenilerin olduğu bir maçtan söz ediliyor. Kullanılan Türkler ve Ermeniler kavramları ile ortada olan çatışma daha da derinleştiriliyor. Yani şikayet ettikleri şeyi bizzat konuşmacıların kendileri üretiyorlar.
Kamuoyunu, bir "Türk-Ermeni" maçına hazırlıyorlar. Tarafları Türkler ve Ermeniler olarak kızıştıran bu mantığın çok vahim bir hata olduğunu, Türk ve Ermeni toplulukları arasında düşmanlığı körüklemekten başka bir işe yaramayacağını eklemeye dahi gerek yok. Ama daha vahim olan bir başka nokta var. "Soykırım olmamıştır" diyenlerin bile 300 bin Ermeni'nin öldüğü veya öldürüldüğünü söyledikleri bir tarihi olgu üzerine, bir grup Türk, "ortada bir maç var ve biz bunu nasıl kazanırız", diye tartışıyorlar. Top diye düşündükleri de insan cesetleri mi acaba? Sizce ortada tuhaf bir durum yok mu?(TA/BB)