Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Musul Başkonsolosluğu baskını haberlerine ilişkin getirilen yayın yasağının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
"Telafisi imkansız zararlara yol açar"
Türenç, “Yayın yasağı kararının yürürlükte olduğu sürece, kamuoyunun haber alma hakkının engellendiğini ve telafisi imkansız zararlara neden olduğunu” vurgulayarak şu görüşlere yer verdi:
"Anayasa’nın 26. maddesi düşünceyi yayma özgürlüğünü, 28. maddesi de basın özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesi de ifade özgürlüğü ve bunun bir parçası olan basın özgürlüğünü güvence altına almaktadır."
"İfade özgürlüğünün toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için sadece toplumun ve devletin olumlu ya da zararsız gördüğü haber ve düşüncelerin değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir.
"İfade özgürlüğü yoksa demokratik toplum da yok"
“İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın demokratik toplumdan bahsedilemez. İfade özgürlüğüne müdahale eden mahkemenin, müdahalenin güçlü bir sosyal ihtiyaca karşılık geldiğini ve önlemin izlenen meşru amaca uygun olduğunu, şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamak zorundadır.
“Somut olayda mahkeme yalnızca izlediğini iddia ettiği meşru amacı göstermiş, alınan önlemin demokratik toplumdaki baskın bir ihtiyaca karşılık gelip gelmediğini tartışmamıştır. Ayrıca izlenen meşru amacın milli güvenlik olduğu düşünüldüğünde, yaşanan olaylara ilişkin haber yapılmasının süresi ve kapsamı belirsiz bir karar ile durdurulmasının, izlenen meşru amaca uygun olduğunu da söylemek mümkün değildir."
Ne olmuştu?
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Haziran 2014 tarihli kararında “Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nda çalışan ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarınca kaçırılan 49 konsolosluk çalışanının güvenliklerinin sağlanması amacıyla, soruşturma tamamlanıncaya kadar her türlü yazılı, görsel basın ve internet haberlerine yayın yasağı konulmasına karar vermiş, karar medya örgütleri ile basın ve ifade özgürlüğü savunucuları tarafından tepkiyle karşılanmıştı. (EA)