Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın 20. kuruluş yıldönümünde, sanatçılar, iş insanları ve aydınlar, Mor Çatı'ya yeni bir sığınak kazandırmak için bir araya gelecek.
Santral İstanbul'da Otto Santral'de 8 Kasım'da gerçekleştirilecek organizasyonda, Ajda Pekkan, Emel Sayın, Gönül Yazar, Hülya Koçyiğit, Hülya Avşar, Lale Belkıs, Nilüfer, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Tarkan, Tuncel Kurtiz, Türkan Şoray ve Zuhal Olcay gibi Türk sanatçıların yanı sıra Buika ve Monica Molina gibi yabancı sanatçıların da kostümleri açık artırma ile satışa sunulacak.
Geceden elde edilecek gelir, Mor Çatı bünyesinde yeni bir sığınak kurulması için kullanılacak.
Mor Çatı 20 yılda neler yaptı?
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 1990'dan bu yana şiddet gören kadın ve çocuklara hukuki, sosyal ve psikolojik destek verdi.
Vakıf, kadınların tanıklıkları aracılığıyla elde ettiği bilgileri düzenli olarak paylaştı, yasaların kadından yana değişmesi, uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi konusunda savunuculuk çalışmaları gerçekleştirdi.
Mor Çatı, uluslararası standartlarda üç ayrı sığınakla faaliyet yürüttü. Bunlardan biri halen sürdürülüyor. Her üç sığınakta da kalan kadın ve çocukların şiddetten uzak yeni bir yaşam kurma oranı yüzde 80.
Mor Çatı'nın 20. kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılacak geceden elde edilecek gelirle kadın ve çocuklar için koşulları daha uygun yeni bir sığınak binası kurulması hedefleniyor.
Kadına yönelik şiddet nedir?
Kadına yönelik şiddet öncelikle yaşam hakkı üzerinde önemli bir tehdit oluşturuyor.
Her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğü biliniyor. Fiziksel şiddet, yani tokat, itip kakma, dayak vb. şiddetin en tanınmış biçimi. Ancak şiddet bununla sınırlı değil.
Yapılan çalışmalar kadına yönelik şiddetin çok yönlü olduğunu, alay etme, suçlama, çocukları uzaklaştırma, güveni yok etmeye çalışma, kıskançlık, para vermeme gibi duygusal, sözel, ekonomik biçimleri bulunduğunu ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler'in Kadın Yönelik Her Türlü Ayrımcılığı Engellenmesi Sözleşmesi, şiddetin kaynağında toplumda kadınlara uygulanan ayrımcılığın yattığını belirtiyor ve aralarında Türkiye'nin de bulunduğu imzacı devletlere ayrımcılığın önlenmesi ile ilgili sorumluluk yüklüyor.
Son yıllarda şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi amacıyla yapılan birçok yasal düzenleme mevcut. Ancak bunların uygulanmasında ciddi sorunlar bulunuyor ve kadına yönelik şiddetle ilgili rakamlarda ne yazık ki hâlâ iyileşme yok.
Türkiye'de her gün beş kadın kocası, eski kocası ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor. Suçlular "haksız tahrik" gerekçesi ile mahkemelerde birçok kez ceza indirimi alıyorlar.
Yasaya göre nüfusu 50 bin olan tüm belediyeler şiddetten uzaklaşmak isteyen kadın ve çocuklar için sığınak açmalı, ancak sığınak açan belediye sayısı yalnızca 19. SHÇEK'e bağlı ise 40 kadar sığınak bulunuyor.
Mevcut sığınaklarda kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yetersiz. Bu nedenle şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalan kadınların oranı yüzde 86'ya yaklaşıyor. (BB)