Mor Çatı, 6284 nolu Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’la ilgili izleme raporunu bugün kamuoyuyla paylaştı, uygulamada yaşanan birçok önemli soruna dikkat çekti.
Mor Çatı avukatlarından Çiğdem Hacısoftaoğlu yasanın uygulanmasındaki sorun alanlarının tümünün yasa yapımı süresinde kadın örgütlerinin dile getirdiği noktalar olduğunu belirtti.
Yasayı uygulayıcılarla ilgili sorunlara değinen Açelya Uçan Karadeniz de “Kadınlar hem şiddet uygulayanlarla hem kurumlarla mücadele ediyor” diye konuştu. Çoğu kadının bu süreçte yıldırılarak pes etmek zorunda bırakıldığını belirtti.
Basın toplantısına katılan farklı illerden kadın örgütleri temsilcileri de karşılaştıkları sıkıntıları, kadınların yasal haklarını kullanabilmek için nasıl kurumdan kuruma gezmek zorunda bırakıldıklarını anlattı.
Mor Çatı’nın dikkat çektiği sorunlar şöyle:
* Kadınların "delil" sunması isteniyor: Şiddete maruz kaldığına dair delil sunamayan kadınların daha kısa süreli olarak kararlardan faydalandığını ya da hiç faydalanamadığı gözlemlendi. Koruma tedbiri çıkaran ve bu süre içinde şiddet uygulayanla hiçbir şekilde iletişim kurmayan kadınlar, tekrar koruma kararı talep ettiklerinde, şiddet sürmediği gerekçesiyle ret cevabıyla karşılaşıyor. Oysa ve şiddet uygulayanlar yeniden harekete geçmek için kararın süresinin bitmesini bekliyor.
* Yasa şiddeti geniş tanımlıyor, ancak yasa uygulayıcılar hala fiziksel şiddet dışındaki şiddet biçimlerini risk kapsamında görmüyor. Bu nedenle yasada engel bulunmamasına rağmen psikolojik, cinsel vb. şiddet biçimlerini yaşayan kadınlar yasadan yararlanamayabiliyorlar.
* Erkekler uzaklaştırma kararına uymamaları durumunda çoğu kez ceza almıyor: Önleyici tedbir kararı sayısı 185.215 olarak bildirilirken, kararını ihlal etmesi nedeniyle zorlama hapsi kararı verilen kişi sayısının 2917 olduğu söyleniyor. Aradaki ciddi fark, şiddet uygulayanların çoğunun kararı ihlal etmediğinin değil, birçok ihlalin cezalandırılmıyor olmasının sonucu olarak görülebilir.
* Görevli personel erkek şiddetini toplumsal sorun olarak görmüyor, karakollar şikayetleri göz ardı ediyor: Şiddete maruz kalan kadınların ilk adımda başvurduğu kurumların başında gelen karakollarda, şikâyetlerin kayda alınmadığı, personelin yeterli bilgiye sahip olmadığı, şiddet yaşantısından gelen kadınlara suçlayıcı tavırla yaklaşıldığı, şiddet uygulayanın lehine manipülasyon yapıldığı sık gözlenen bir durum. Birçok kadın, karakolda arabuluculuk yapılıp şiddet uygulayanla tekrar bir araya getirilmelerine çalışıldığını anlatıyor. Şiddete karşı mücadelede yetki verilen kurumlarda sıklıkla uygulanan yöntemlerden birinin “bezdirme” olduğu saptandı
* Tedbir kararı için yapılan başvuruların ikametgâhın bulunduğu yere yönlendirilmesi yasaya aykırı: 6284 Sayılı Kanun'un 8. Madde'sinde "Tedbir kararları en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hâkiminden, mülkî amirden ya da kolluk biriminden talep edilebilir. " denmiştir. Buna rağmen, hem kollukta hem de mülki amirliklerde tedbir kararı almak isteyen kadınlara ikametlerinin bulunduğu yere başvurmalarının söylendiği görüldü.
* Gizlilik sağlanamıyor, kadın ve çocukların güvenliği tehlikeye atılıyor: Kanuna göre, kadın ve çocukların can güvenlikleri söz konusu olduğunda tüm resmi bilgilerinin gizli tutulması gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bunu ihlal ettiği, "gizli kayıt" sisteminin işlemediği görüldü. Şiddet uygulayan erkekler sistemin açıklarını kullanıp çocuklarının yeni kayıt yaptırdığı okullara ulaşabildiler.
SGK kayıtlarının gizlenmesinde de sorunlar yaşandı. Kadınlar işe girdiğinde SGK kayıtları gizlenmediği için şiddet uygulayan tarafından çok çabuk bulunabildi. Kadınlar, çoğunlukla sigortasız işlerde güvencesiz çalışmak zorunda kaldı.
Gizli kayıt yapıldığı halde, hastane randevu sisteminden faydalandığı için şiddet uygulayan tarafından yaşadığı yer tespit edilen kadınlar oldu. Şiddet uygulayanın Sağlık Bakanlığımın internetteki hastane randevu sisteminden ya da ALO 182 Sağlık Bakanlığı hastane randevu sistemini arayarak kadınların ve çocukların aldıkları hastane randevularını öğrenebildikleri görüldü.
* Yasaya göre kadınlara verilmesi gereken maddi yardım verilmedi: Kaymakamlıklardaki görevliler, maddi yardımdan yararlanmak isteyen kadınlara konuyla ilgili bilgilerinin olmadığını belirttiler, nitekim kaymakamlıklarda konuyla ilgili bir birim de bulunmuyordu. 2 yılda sadece 371 kadına geçici maddi yardım sağlandı. Mor Çatı'ya başvuran kadınlardan sekizi bundan faydalanmak için mülki amirliklere yazılı başvurdu, yedisi bu desteği alamadı.
* Yakın korumanın masrafları kadınlardan isteniyor: Koruma hizmeti talep eden birçok kadın bu hizmetten kısıtlı olarak faydalanabilmiştir. Kanun'da hiçbir masraf alınmayacağı, şiddete maruz kalan kişinin masraflardan muaf olduğu belirtilmesine rağmen, kadınların koruma istediklerinde korumanın masraflarını da karşılamak zorunda olduklarının belirtildiği tespit edildi.
* Kimlik ve diğer bilgilerin değiştirilmesi kadınlara yeni güçlükler getirdi: 6284 Sayılı Kanun'da hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararlarından biri de kadınların Tanık koruma kanunu uyarınca kimlik ve diğer bilgilerinin değiştirilmesidir. Kanunun yürürlüğe girdiği 20 Mart 2012’ten 6 Mart 2014’e kadar, 123 kadının kimlik bilgi ve belgeleri değişti. Mor Çatı’nın dayanışma içinde olduğu, kimlik değişimi için başvuran bir kadın Kimliği değiştikten sonra İŞKUR'a başvuruda bulunan kadın, geçmiş iş deneyimlerinin ve eğitim bilgilerinin silinmesi nedeniyle iş bulmakta zorluk yaşadı. Uygulamadan faydalanan bir başka kadın, kimlik değişimi ile çocukların gizli kaydı da dahil birçok sorunu çözmüş oldu. Bununla beraber, kimlik bilgilerinin değişmesinin kadın ve çocuklar için psikolojik ve teknik birçok zorluğu beraberinde getirdiği görüldü. Kimlik değişimine ihtiyaç duyulmadan kadın ve çocukların korunabileceği mekanizmaların bir an önce devreye girmesi, kanunun kadınları güçlendirmesi için oldukça önemli.
* Şiddet Önleme Merkezleri sayıca çok az, hizmet yeterli değil: Sembolik sayıdaki ŞÖNÎM kadınlara yeterli sayıda sığınak, ayni ve nakdi destek, kreş desteği, mesleki eğitim desteği, iş bulma desteği sağlamakta yetersiz kalıyor. 7/24 esasına göre ve şiddete maruz kalan kadınların "oradan oraya" gitmesinin önüne geçmek için hizmet vereceği duyurulan ŞÖNİM'lere başvuran kadınların, sığmak için karakola, hukuki destek için Baro'ya, nakdi yardımlar için mülki amirliğe, iş bulmak için İŞKUR'a yönlendirildiği ve bu yönlendirmelerin de sistemli yapılmadığı, saat 5 itibariyle kendilerine destek verecek hizmetli bulamadıkları görüldü. (ÇT)