Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın düzenlediği 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Çalıştayı’nda Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Manisa, Muğla, Trabzon, Şırnak ve Van’dan 50 kadın avukat ve kadın örgütü temsilcisi bir araya geldi.
Mor Çatı kurucularından avukat Canan Arın, kadınların mevcut haklarını geliştirmek için çaba gösterirken, mevcut haklarını “korumak” için elinden geleni yapmak durumuna geldiğini vurguladı.
Medeni Kanun’daki nafaka hakkından, 6284 nolu yasanın kaldırılmasına varan tartışmaların süregeldiğini hatırlatan Arın “Her zamankinden daha kuvvetli, daha dirençli mücadele etmek zorundayız” dedi.
“6284 nolu kanun, kadınların yalnız olmadıklarını bilmeleri için bile önemli”
Eşitlik İzleme Kadın Grubu-EŞİTİZ ve Mor Çatı gönüllüsü avukat Hülya Gülbahar kadın örgütlenmelerinin 6284 sayılı Kanun’un çıkış sürecine büyük emek verdiklerini, bakanlıkla işbirliği yaptıklarını belirtti:
“Kadına yönelik şiddetin önlenmesi bir devlet politikası olmalıdır, Birleşmiş Milletler Bildirgeleri bunu zorunlu kılıyor, İstanbul Sözleşmesi bunu zorunlu kılıyor. Bir devletin kadına yönelik şiddeti önlemek gibi bir niyeti varsa 6284 ya da ismi ne olursa olsun, böyle bir kanun çıkarma ve uygulama görevi vardır. Böyle bir kanun olmaksızın devlet kadına karşı şiddetle mücadele etme görevinde sıfır anlamına gelir.
“6284 sayılı Kanun kadınların yalnız olmadıklarını bilebilmeleri için de çok önemli. Bir hakkın orada hak olarak yazılı olması, ille de kullanılmasını gerektirmez. Kullanmasanız bile varlığı güçlendirir, o bilgi güçlendirir, bilgi cesaret verir, değiştirme, karşı koyma cesareti verir. O yüzden kağıt üzerinde kalmış haliyle bile son derece değerlidir bu sözleşmeler ve yasalar.”
“6284’teki haklar geri alınmaya çalışılıyor”
Mor Çatı gönüllüsü ve oturum kolaylaştırıcısı Deniz Bayram, 6284 sayılı Kanun 2012 yılında yürürlüğe girdiğinde hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda önemli bir kazanım olduğunu, ancak 2018’de 6284 sayılı Yasa’da mevcut olan hakların da geri alınmaya çalışıldığı bir süreçten geçildiğini ifade etti.
Mor Çatı gönüllülerinden avukat Perihan Meşeli ise 6284 Sayılı Kanun’da düzenlenen önleyici ve koruyucu tedbirlerin son dönemde nasıl uygulanmakta olduğuna dair pratik hukuki deneyimler paylaştı.
“Olumsuz uygulamalar konusunda ne yapılabilir?”
Çalıştay’ın ikinci yarısında “6284 Sayılı Kanun’un Olumlu ve Olumsuz Uygulamaları, Bunlar Karşısında Neler Yapabiliriz?” başlıklı atölye çalışması düzenlendi.
Farklı illerden avukatların Kanun’un uygulanmasıyla ilgili deneyimlerinin paylaşıldığı atölye çalışmalarında “6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbirlerin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar, olumsuz örnekler nelerdir? Bu konudaki yeni yasal düzenleme planları karşısında nasıl tutum almalıyız? Mücadeleyi nasıl güçlendirebiliriz? 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen tedbirlerin uygulanmasında olumlu örnekler nelerdir ve bunların yaygınlaştırılması için ne gibi yöntemler geliştirebiliriz?” sorularının yanıtları arandı.
Çalıştay çıktılarından oluşacak sonuç bildirgesi önümüzdeki günlerde kamu kurumları ve kamuoyuyla paylaşılacak. (ÇT)